MS'in daha geniş kitlelere duyurulması ve farkındalığının artırılması amacıyla, Uluslararası MS Federasyonu ve Dünya Sağlık Örgütü'nün ortak kararıyla her yıl Mayıs ayının son Çarşamba günü Dünya MS Günü olarak ilan edilmiştir, diye belirtti.
MULTİPL SKLEROZ NEDİR?
Bildirici, merkezi sinir sisteminde sinir liflerini çevreleyen ve bu liflerin elektrik uyarılarını iletmelerine yardımcı olan miyelin adlı yağlı bir doku bulunduğunu belirtti. Multiple Skleroz'da, sinir lifleri ve onları çevreleyen miyelinin, geride sert alanlar bırakarak birçok bölgede yok olduğunu söyledi. Bu hasarlı bölgelerin plak olarak bilindiğini ekledi. Miyelin hasar gördüğünde, sinirlerin beyin ile vücut arasındaki uyarıları iletebilme kapasitelerinin kesintiye uğradığını ve sonuçta çeşitli belirtilerin ortaya çıktığını ifade etti.
BELİRTİLER VE ETKİLER
Multiple Skleroz'un, sinir ağının farklı noktalarında oluşabileceğinden, belirtiler ve etkilerinin kişiden kişiye, hatta aynı kişide zaman içinde farklılıklar gösterebileceğini belirtti. Bu nedenle MS'in, ortaya çıkış ve seyri bakımından kişiye özel bir hastalık olduğunu söyledi. En sık görülen belirtilerin güçsüzlük, yorgunluk, karıncalanma ve uyuşukluk, ağrı, görme bozuklukları (bir gözde görme kaybı, bulanık veya çift görme), kas fonksiyon bozuklukları, kas katılığı ve titreme, idrar kaçırma, kabızlık ve cinsel sorunlar, dengesizlik, baş dönmesi ve yalpalama olduğunu belirtti. Bu belirtilerin bir veya birkaçını hisseden kişilerin, bir nöroloji kliniğine başvurmasının yararlı olacağını ekledi.
NEDENLERİ VE RİSK FAKTÖRLERİ
Multiple Skleroz'un kesin nedeninin bilinmemekle birlikte, birçok araştırmacının miyelin hasarının vücudun bağışıklık sisteminin anormal çalışmasından kaynaklandığını düşündüğünü belirtti. Kadınlarda daha sık görülen MS'in, bulaşıcı olmadığını ve anneden çocuğa geçmediğini söyledi. Dünya genelinde 3 milyon, Türkiye'de ise 35-40 bin MS hastası olduğu tahmin edilmektedir, diye belirtti. Gençler arasında en sık görülen nörolojik hastalıklardan biri olduğunu ve toplumda MS gelişme riskinin yaklaşık 1/1000 olarak tahmin edildiğini ekledi.
TEDAVİLER VE YÖNTEMLER
MS'in bugün için bilinen kesin bir tedavisinin olmadığını belirten Doç. Dr. Yaşar Bildirici, ancak hastalığın belirtilerini gidermek ve hastaların rahat bir yaşam sürmelerini sağlamak amacıyla semptomatik tedaviler uygulandığını söyledi. MS ataklarının sıklığını ve şiddetini azaltan, sinir sisteminde yeni hasarlı bölgeler oluşmasını engelleyen ilaçların kullanıldığını ifade etti. “Dünya’da uygulanan hemen hemen tüm tedavi seçenekleri ülkemizde de bulunmaktadır. Hastanın ve hastalığın özelliklerine göre enjeksiyon tedavileri, ağızdan haplar ve serum şeklinde uygulanan tedaviler ile artık hastalık aktivitesi çok iyi bir şekilde azaltılmakta ve oluşması muhtemel özürlülüğün önüne geçilebilmektedir” dedi.
Özellikle MS hastalarının tedavilerini düzenli olarak kullanmaları ve belirli aralıklarla kontrollere gitmelerinin, özürlülük gelişimini önlemede oldukça önemli olduğunu belirtti. Ancak, özür kalmış hastalarda bu durumu geri getirecek tedavilerde şu an için ne yazık ki eksiklikler olduğunu söyledi.