Bu yazı okunduğunda 2021 yılına girmiş olacağız. Yeni yıl yazısı yazmak hem zor, hem kolay. Eskiden ‘yeni yıl yeni umutlar’ başlığıyla yazılar yazılırdı. Eski dediysem o kadar da eski değil… Daha geçen yıl bile bu tür yazılar yazıldı.
Öyle bir yıl yaşadık ki 2019 yılı bize yıllarca uzakmış gibi geliyor! Çünkü günler, aylar, mevsimler geçmek bilmedi. Dakikaları sayanlar da oldu. Evdeydik, hastaydık, ya işimiz bozuldu ya psikolojimiz… Sevdiklerini kaybedenler oldu, hastalığı atlatanlar oldu. Bir ömre sığacak stresi bir yılda yaşadık. Daha neler neler… Herkes kendince yaşadı, payına düşeni aldı. Gazeteci olarak elbette fazlasını yaşadık ve hissettik. Tüm bunlardan sonra oturup ‘yeni yıl yeni umutlar’ başlıklı bir yazı yazamam.
Yeni yıl sağlık, mutluluk getirsin, koronavirüsü götürsün de diyemem! Elbette bu dileklere katılıyorum ama daha başka şeyler de yazmam gerek. Normal zamanlardaydı dilek ve temenniler! O nedenle bu yazıda bir çağrı yapmak istiyorum.
Yeni insana çağrı… 2020 bizi yeni insanlar yaptı. Ya da yapmış olması lazım. Çevremde pek çok insanın ‘yeni’ olduğunu görüyorum. Bunca acıdan sonra eskisi gibi devam edemeyiz zaten. Eskisi gibi vurdumduymaz olamayız. Gemisini kurtaran kaptan, diyemeyiz. Bize dokunmayan yılan bin yıl yaşasın, olmaz artık… 2020’nin bizi yeni insan haline getirmesi gerekir.
Benim beklentim yeni yıldan değil yeni insanlardan… Her şeyin kıymetini bilen, doğaya, insana, canlılara daha saygılı ve elbette daha paylaşımcı olan yeni insandan… Yeni insanın en önemli özelliği yardımsever olması… Zor günlerin bizi beklediği söyleniyor. O günleri ancak ve ancak dayanışma ile atlatacağımızı düşünüyorum.
Umudumuz yeni insan… Paylaşmanın ve nezaketin arttığı bir yıl olsun.