Süllü, “Yerel seçimler öncesi 5 Ocak’ta ÇED başvurusunun iptal edilmesi, kamuoyunda olumlu karşılansa da Mart ayında Karatepe’de yaptığımız incelemelerde bölgenin sondaj çalışmaları ile delik deşik edildiğini; AKP adaylarının proje ile ilgili beyanlarının doğru olmadığını ve projenin sürdürülme tehlikesini dile getirmiştik. Bir süre sessizliğin ardından geçtiğimiz hafta, Cengiz Holding çalışanlarının muhtarları gezdiği, projenin ne denli zararsız olduğunu anlattığı, maden için eleman aradığı ve bazı şahıs arazileri için tekliflerde bulunduğunu duymamız üzerine bölgeye gittik. Ardından, 509 hektar orman ve şahıs arazisinde altın ve gümüş madeni için 862 sayfalık Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) başvurusunun yeniden yapıldığını ve halkı bilgilendirme toplantısının 15 Ağustos’ta yapılacağını öğrendik. ” açıklamasında bulundu.
Süllü’ye Cengiz Holding’de çalışan 3 mühendisin kendisiyle konuşmaya geldiğini aktaran Sakarıılıca Muhtarı Ayhan Tarhan, “Bana 2019’da iznimizi aldık, maden aramak için geldiğimizi haber vermek istedik dediler. Vatandaşlarla tartışma yaşadılar. 15 Ağustos’ta halkı bilgilendirme toplantısı yapacaklarmış. Ayrıca, bölgede yaşayan işçi arıyorlarmış” dedi. Sakarıılıcalılar, yaş sebze ve meyve üretiminin yapıldığı, termal turizme sahip yörelerinde maden projesiniasla istemediklerini söyleyerek tepkilerini dile getirdiler.
CARİ AÇIĞIN BEDELİNİ DOĞA ve VATANDAŞA MI ÖDETECEKLER
Alpagut’ta Süllü ve Poyraz kahvede konuştuğu esnada Süllü' nün daveti üzerine söyleşiye katılan Cengiz Holding personeli mühendise vatandaş, açık bir dile madeni istemediklerini aktardı. Mühendis, maden faaliyetinin bölgeye zarar vermeyeceğini ve altın madenlerinin ülke ekonomisi için gerekli olduğunu anlatırken vatandaşlar artık uyandıklarını, kandırılamayacaklarını, kendileri 10.000TL maaş alırken altının yurt dışına gittiğini, kendilerine bir faydası olmadığını, tarımda çalışacak adam bile olmadığını, madende zehirlenmek için çalışacak adam bulunmadığını, dağda maden ararken domuzların Alpagut’a ineceği tepkilerini dile getirdiler.
Jale Nur Süllü ise “AKP iktidarında ülkenin altı ve üstü talan edildi. Beceriksizliği ile yarattığı cari açık, madenlerle mi kapatılacak? Bedeli çevre tahribatı, doğa talanı olacak ve vatandaşımıza ödetilecek. Mikro klima iklimi ile İç Anadolu’nun Çukurovası bölgemizin bu bedeli ödemesini kabul edemeyiz. İkim krizinin yaşandığı bir ortamda en önemli yutak alanlarımız ormanlarımız yok olacak, su kaynakları, doğal yaşam, yaban hayatı, endemik bitkiler yok olurken; tarım alanları ve seralar da büyük tehdit altında kalacak, canlı sağlığı riske girecek” diye konuştu.
Süllü, “Eskişehir Kıymetlidir’ diyen Eskişehirliler, belediyeleri, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları ve duyarlı halkı ile hep birlikte daha önce nasıl termik santrali durdurduysa, Sevinç’te nasıl kömür santralini engellediyse, en son Kaymaz’da nasıl siyanürlü zehir 3. Atık barajı Kapasite artışını engellediyse bu projenin de gerçekleşmemesi için, her tür mücadeleye hazır olduklarını söyleyerek, güzelim Sakarı vadisinin mahvolmasına izin vermeyeceklerini açıkladı.