Kemalist Aydınlanma Derneği tarafından Eskişehir’de ‘Türkiye nereye gidiyor?’ konulu panel düzenlendi. Taşbaşı Kırmızı Salon’da gerçekleşen panele Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Eski Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, Kemalist Aydınlanma Derneği Başkan Yarımcısı Nur Serter, Devlet Eski Bakanı, Milli Merkez Sözcüsü Ufuk Söylemez, Gazeteci-Yazar Nur Batur konuşmacı olarak katıldı. Eskişehirlilerin yoğun ilgi gösterdiği panel, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı.
“Peynir dilimi gibi kesilip kesilip satıldı”
Panelde konuşan Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Eski Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Benim doğduğum yıllarda bu salon yoktu. Koskocaman bir halkevi vardı. O halkevi Porsuk’un ikiye ayrılıp sonra birleştiği yerde Köprübaşı’ndaydı. O halkevi benim ilkokul günlerimde çok vakit geçirdiğim yerlerden biriydi. Orada vatandaş olmanın ne olduğunu, Atatürkçü olmanın ne demek olduğunu oradaki etkinliklerden öğrenirdik. O etkinlikler ki orada bize verilen kültür ki Allah’a şükürler olsun bugünlere kadar bizi hep Atatürkçü olarak getirdi. Ve halkevi Türk toplumunu cumhuriyet kurulduktan sonra aydınlatan o halkevi ne yazık ki çoğumuzun bildiği gibi 1950 yılında iktidara gelen bir belediye başkanı tarafından peynir dilimi gibi kesilip kesilip satıldı. Türkiye’de halkevleri arasında satılan ve yok edilen bir binadır.
“Çocuklarınız halkevinde cumhuriyetin ilk yıllarındaki gibi yetişecekler”
Hep yeniden yıkılıp eskisi gibi yetiştiğim halkevi gibi benzeri yapılması için uğraştım. Hukuki konuları çözüldü. Eski halkevini göreceksiniz Porsuk’un kenarında. Benim yetiştiğim, çocukluğumun geçtiği halkevini göreceksiniz. Çocuklarınız, torunlarınız o halkevinde cumhuriyetin ilk yıllarındaki gibi, gerçek Kemalizm ruhunun her yerde tüttüğü günlerdeki gibi orada yetişecekler. O nedenle yaşımın bu ileri günlerinde çok şanslı ve mutlu hissediyorum. Ve Allah’tan duam orayı yeniden eski halkevi olarak görmeden Allah benim canımı almasın diyorum.
“Çok iyi bir görev değişikliği yaptım”
Yaşımız ilerlediği için görev değişiklikleri kaçınılmaz oluyor. Ve çok iyi bir görev değişikliği yaptığım için de kendimi ayrı mutlu hissediyorum. Sizlerin ve partimizin bugün ki genel başkanının kabul etmesi üzerine yeni bir büyükşehir belediye başkanına hem de Atatürkçü, laik, cumhuriyet kadınına teslim ettiğim için ayrıca mutluyum. Ve inanıyorum ki Türkiye bugün yaşadığı birtakım sıkıntıları, bugün mevsimlerin bile değişik hissedilmeye başladığı, bahar havalarında kara kışın hakim oluğu bir dönemde geçen ülkenin vatandaşlarıyız. Ama her kara gün gibi bu da geçecek. Yenisini ve daha güzelini hep birlikte yaşayacağız. Ümidimizi kaybetmememiz lazım. Bu toplantıyı düzenleyen Kemalist Aydınlanma Derneği’ne çok teşekkür ederim bir Eskişehirli olarak. Ama asıl borç, benim kendi borcum değil, hepinizin borcu olması gereken kişi Mustafa Kemal Atatürk’e ömrümüzün sonuna kadar borçlu bir insan olduğumuzu, vatandaş olduğumuzu aklımızdan çıkarmamamız, o borç öyle bir borç ki ömrümüzün sonuna kadar ödemeye devam etmekle yükümlü olduğumuz bir borç olarak kabul edeceksiniz.”
