Türk Harb İş Eskişehir Şube Başkanı Hasan Atak, yüksek enflasyon nedeniyle işçilerin alım gücünün düştüğüne dikkat çekti ve ek çerçeve protokolünün ivedilikle gözden geçirilmesi çağrısında bulundu. Türk İş ve Türk Harb İş’in genel merkezlerine seslenen Atak, “Buradan Türk İş ve Türk Harb İş Genel merkezimize çağrımız; tüm siyasi kaygı ve siyasi konjonktürden bağımsız bir şekilde emeğin ve emekçinin yanında yer alarak sesimizi duyurmak adına tüm mücadele yollarını kullanarak eylemlilik süreçlerinin başlatılması ve işçinin kaderinin yalnızca ikili görüşmelere bırakılmamasıdır. Ek Çerçeve Protokolde yer alan 13. Madde ile işçiye emekçiye verdiğiniz sözlerin arkasında durarak gereğini yapmanızdır” diye konuştu.

Whatsapp Image 2024 07 03 At 15.23.42 (1)

“MAAŞLARIMIZIN ACİLEN YÜKSELTİLMESİNİ İSTİYORUZ”

Hasan Atak açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

Bizler, sayıları milyonları bulan emekçiler olarak aylardır hatta yıllardır ifade ettiğimiz bir gerçeği buradan sizlerle bir kez daha kamuoyuna duyurmak istiyoruz. Adil olmayan, yaptığı işe karşılık gelmeyen, milli gelire sunduğu katkıyı karşılamayan, insanca yaşayacak ihtiyaçlarımıza cevap veremeyen maaşlar ile geçinemiyoruz.  Zaman kaybetmeden acilen ücret ve maaşlarımızın geçinebileceğimiz, asgari düzeyde de olsa insanca yaşayabileceğimiz bir düzeye yükseltilmesini istiyoruz.

“ANKARA’YA GİRMEMİZE İZİN VERİLMEDEN GERİ DÖNDÜRÜLDÜK”

Eskişehir şubesi üye ve kurulları ile uzun zamandan bu tarafa hiçbir siyasi kaygı gütmeden sınıfsal olarak üyelerimizin emekçilerimizin yanında durduğumuz şekilde dün ne diyorsak bugün de aynı şeyleri söylemeye devam ediyoruz; Bugüne kadar alanlarda, sosyal medyalarda, yazılı ve görsel basın aracılığı ile yaptığımız basın açıklamaları ile sesimizi duyurmaya çalıştık. İşyerlerimizde, yemekhanelerimizde sesimizi duyurmaya çalıştık. Eskişehir’den Ankara’ya kadar yürüyerek sesimizi duyurmaya çalıştık. Ankara’ya üyelerimizle birlikte giderek bir kez daha yaşadığımız sorunlara dikkat çekmek istedik ancak Ankara’ya girmemize izin verilmeden geri döndürüldük. Bunun üzerine şehrimiz milletvekilleri, genel müdürlüğümüz, Eskişehir Valimiz, Çalışma Bakanımız, İktidar ve Muhalefet partisi yetkilileri ile bir takım görüşmeler yaparak yol almaya çalıştık ancak maalesef bugüne kadar istediğimiz sonucu alamadık. 

“EMEKÇİLERE KARŞI BİR AHLAK SORUNU HALİNE GELMİŞTİR”

Haziran 2024 itibari ile açlık sınırının 18.978,77 TL, yoksulluk sınırının 61.820,10 TL olduğu günümüzde, milyonlarca asgari ücretli işçi 17 bin 2 liraya, ya da az biraz daha fazla bir ücretle çalışmaktadır. Maalesef ülkemizde milli gelire en üst düzeyde katkıda bulunan katma değeri yüksek işlerde çalışan temsil ettiğimiz savunma işçileri de asgari düzeyde rakamlara mahkûm edilmektedir. Ücret ve maaşlarımız reel olarak sürekli erimekte alım gücümüz düşmeye devam etmektedir. Hem emek hem sermaye ve hem de hükümet tarafında konunun muhatapları taleplerimiz karşısında kulak tıkamayı inatla sürdürmektedir. Bugün açıklanan 1,64 Haziran ayı enflasyonu bu inadın devamı ve adeta emekçiler ile dalga geçmektir. Gerçekçi rakamların açıklanması ve ücretlere yansıtılması artık emekçilere karşı bir ahlak sorunu haline gelmiştir. 

“GEÇİM SIKINTISI ENFLASYONLA BOĞUŞMAK OLMUŞTUR”

Görüyoruz ki biz ürettikçe, yeni değerler yarattıkça yoksullaşırken birileri sırtımızdan zenginleştikçe, zenginleşiyor. 2016 yılında emeğin ulusal gelirden aldığı pay yüzde 32 iken 2022 yılında bu oran yüzde 23,7’e kadar gerilemiştir. Aynı dönemde sermayenin payı ise yüzde 41, 6’dan yüzde 49,9’a yükselmiştir. Çarkların kimin çıkarı için döndüğünü açıkça göstermektedir. Maalesef ki enflasyonun, hayat pahalılığının, ekonomik sıkıntıların kaynağı olarak işçi ücretlerini gösterilmektedir. Patronlar işçilerin ürettiği her değerin kaymağını alırken, işçilere düşen ise sadece yoksulluk, geçim sıkıntısı enflasyonla boğuşmak olmuştur.

“BUNUN ADI HÜKÜMET ELİYLE YASAL SOYGUNDAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR”

İşçi-emekçilerin derdini dert etmedikleri aşikârdır. Çalışanların emeği ile geçinenlerin başında bir türlü geçindiremeyen asgari kölelik ücreti yanında bir de vergi soygunu var. Toplam vergi gelirlerinin yüzde 75’ni biz işçilerden emekçilerden dar gelirlilerden alınmaktadır. Bordrodan kes gitsin, koy vergi dilimini, al KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerle işçinin yükü artık arşı geçmiştir. Buradan soruyoruz: Dünyanın neresinde “vergi dilimi” gibi ucube bir yöntemle işçinin aylık ücretinin aylar sonra ciddi oranlarda düştüğü bir ülke? Bunun adı hükümet eliyle yasal soygundan başka bir şey değildir. Yeter artık! Elinizi işçinin, dar gelirlinin, emeklinin cebinden çekin. Ekonomik krizin, enflasyonun ve hayat pahalılığının sebebi milyon dolar vergilerini affettiğiniz sermayedarlar, kredilerle, teşviklerle beslediğiniz iş birlikçi patronlar ve emek karşıtı uyguladığınız ekonomi politikalarıdır.

YÜZLERCE KAMU İŞÇİSİ KAMU ÇERÇEVE PROTOKOLÜNÜN HIŞMINA UĞRADI

Kamu çerçeve protokolünün hışmına uğrayan yüzbinlerce kamu işçisi yoksulluk sınırının yarısı kadar bir maaşa mahkûm edilmiştir. Gerçek bir ek zam talebi için seslerini yükselten kamunun bir kolu olan biz savunma sanayii işçilerinin yaşamsal bu talebi barikatlarla engellenmiş görmezden gelinmiştir. Bizlere hala sabredin çağrıları yapılmaktadır. Biz emekçilere zorla dayatılmaya ve giydirilmeyen çalışılan bu ekonomik kefeni ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yeni vergi Programı’nı kesinlikle reddediyoruz. Emekçilerin bu yoksulluk enflasyon kıskacını daha da kötüye götürecek olan bu programa ne uyacak koşulları ne de katlanacak sabırları kalmamıştır.

“EKMEĞİMİZ KÜÇÜLÜYOR, HAKLARIMIZ AYAKLAR ALTINDA ÇİĞNENİYOR”

İşsizlik büyürken, ekmeğimizin küçüldüğü, hak ve özgürlüklerimiz ayaklar altına çiğnendiği, hukuksuzluk ve adaletsizliğin tavan yaptığı böyle bir dönemde bizler için tek çözüm ve kabul edilebilir durum işçi-emekçilerin insanca yaşayacak yaşam koşullarının sağlanmasından başka bir şey olamaz. Biz Türk Harb İş Sendikası işçileri olarak insanca yaşayacak ücret politikasını dönülmesini istiyoruz. Asgari ihtiyaçlarımızın karşılanacağı evrensel haklarımızdan en temel hakkımız olan, “Temel ihtiyaçların karşılanma hakkının karşılığını bulmasını istiyoruz.

“VERDİĞİNİZ SÖZLERİN ARKASINDA DURUN”

Buradan Türk İş ve Türk Harb İş Genel merkezimize çağrımız; tüm siyasi kaygı ve siyasi konjonktürden bağımsız bir şekilde emeğin ve emekçinin yanında yer alarak sesimizi duyurmak adına tüm mücadele yollarını kullanarak eylemlilik süreçlerinin başlatılması ve işçinin kaderinin yalnızca ikili görüşmelere bırakılmamasıdır. Ek Çerçeve Protokolde yer alan 13. Madde ile işçiye emekçiye verdiğiniz sözlerin arkasında durarak gereğini yapmanızdır. 

“GERÇEK ENFLASYON RAKAMLARINI DİKKATE ALIN”

Buradan hükümete çağrımız; ivedilikle ek protokolün tekrar gözden geçirmeleri ve gerçek enflasyon rakamlarının dikkate alındığı, kabul edilebilir bir oransal refah payı ve seyyanen artışı yapmalarıdır. Geçmiş dönemlerde yaşanan kayıpların telafisi için ek zam reel gelir artışı sağlanabilmesi için maaşlara refah payı eklenmesi ve vergi düzenlemesi yapılması şart olmuştur. Artık bu sorun yalnızca bir mali sorun değil ülkemizin milli sorunudur. Bunu görmeniz de şart olmuştur. Bu nedenle bizler kurullarımızla üyelerimizle birlikte üyelerimizi rahatlatacak insan onuruna ve mesleki etiklerine uygun ücret politikaları tavizsiz hayata geçirilinceye kadar hukuki sınırlar içerisinde üretimden gelen gücümüzü kullanacağımızı, işçiye reva görülen bu hayatın kabul edilmezliğini ifade etmeye devam edeceğimize bunun sorumlularının peşini bırakmayacağımızı Türk Harb İş Sendikası Eskişehir Şubesi olarak üyelerimizin beklentilerini karşılamaya yönelik eylemlerimize ve taleplerimize devam edeceğimizi bir kez daha duyuruyoruz.”

Kaynak: Meltem Karakaş