Anadolu Üniversitesi Öğrenci Merkezi Yunus Emre Salonu’nda düzenlenen “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” anma programına Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fuat Erdal, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Betül Demirci, Prof. Dr. Süleyman Sözen ve Prof. Dr. Ali Resul Usül, Genel Sekreter Mehmet Süleyman Ekşi, Anadolu Üniversitesi Yönetim Kurulu Üyeleriyle birlikte çok sayıda akademik ve idari personel ve öğrenci katılım gösterdi.
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan etkinlik, 15 Temmuz şehitleri için Anadolu Üniversitesi Camii İmam Hatibi Salih Koçyiğit’in okuduğu Kur’an-ı Kerim Tilaveti ve dua ile devam etti.
Rektör Erdal: “15 Temmuz geleceğimizin inşasındaki temel dayanak noktalarından biridir”
15 Temmuz’un aziz milletimizin zaferi olarak tarihe geçmiş bir kahramanlık destanı olduğuna dikkat çeken Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fuat Erdal milletin tıpkı Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi büyük bir cesaret ve kararlılıkla Fetullahçı Terör Örgütü’nün alçakça gerçekleştirmeye çalıştığı darbe girişimine karşı koyduğunu ve canından aziz bildiği vatanına, bağımsızlığına sahip çıktığını altını çizdi. Rektör Erdal sözlerine şu şekilde devam etti: “Bu önemli gün artık kültürel belleğimizin kurucu bir değeri ve demokrasi bilincimizin göstergesi olarak geleceğimizin inşasındaki temel dayanak noktalarımızdan biridir. 15 Temmuz'un 8. yıl dönümünde, bağımsızlık inancıyla demokrasimize sahip çıkan şehitlerimizin aziz hatırasını yaşatmak ve gelecek nesillere hatırlatmak için yeniden bir aradayız. O karanlık gecede, 251 vatandaşımız şehit 2734 vatandaşımız ise gazi olmuş ve aziz milletimiz, dünya tarihinde eşi benzeri olmayan bir irade göstererek demokrasisine ve bağımsızlığına sahip çıkmıştır.”
“Ülkemiz Türkiye Yüzyılı hedeflerine kararlılıkla yürümektedir”
Yakın tarihin bu önemli dönüm noktasında 15 Temmuz’un hem içerde hem de dışarda, ülkemizin bütünlüğünü ve milletimizin birliğini bozabileceğini düşünenlere tekrar verilmiş güçlü bir yanıt olduğuna dikkat çeken Rektör Erdal: “Aynı irade ile bugün ülkemiz tüm engellemelere rağmen Türkiye Yüzyılı hedeflerine yürümeye kararlılıkla devam etmektedir. Bu vesileyle, 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü’nde, vatanımızın birliği, ülkemizin aydınlık yarınları ve bizi biz yapan değerlerimiz uğruna canlarını feda ederek ebediyete intikal eden tüm kahraman 15 Temmuz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, bu karanlık gecede demokrasimize ve millî irademize sahip çıkan gazilerimiz başta olmak üzere tüm aziz milletimize şükranlarımı sunuyorum.” şeklinde konuştu.
Program, “15 Temmuz Demokrasinin Direniş Gecesi” konulu belgesel filmin gösterimi ile devam etti. Program sonrasında Öğrenci Merkezi fuaye alanına kurulan “Anadolu Ajansı Objektiflerinden Milli İradenin Yükselişi” adlı fotoğraf sergisi katılımcılar tarafından ziyaret edildi.
Düzenlenen anma programının ardından “Milli Birlik ve Beraberliğimizin Zaferi” başlıklı çevrim içi konferans gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Anadolu Üniversitesi TÜDAM Müdürü Prof. Dr. Haşim Şahin’in üstlendiği konferansta konuşmacı olarak ise Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Köse yer aldı.
Prof. Dr. Şahin: “Milli bir ruhla darbe girişimi engellendi”
Anadolu Üniversitesi TÜDAM Müdürü Prof. Dr. Haşim Şahin konferansta 15 Temmuz şehit ve gazilerimizi anarak konuşmasının devamında şunları aktardı: “15 Temmuz 2016 darbe girişiminde Türk halkının milli bir ruhla birlikte hareket ettiğine şahit olduk. Türk yurdunda yaşayan her bir ferd, vatanına ve yurduna sahip çıktı. Ülkelerinin işgal edilmesine mâni oldular. Bu vatanda hainliğine artık yer verilmeyeceğinin ispatı olarak sivil bir direniş gösterildi. Bugün, Üniversitemi’zde anma töreni yaptık. 15 Temmuz 1099 Kudüs’e Haçlılar’ın girdiği bir tarihe tekabül ediyor. Tüm Müslüman alemi açısından üzücü bir olaydı. Tarih benzerliği itibariyle her iki girişimin arkasında emperyalist güçler yatıyor.”
Prof. Dr. Köse: “15 Temmuz, topyekûn bir mücadelenin sembolüdür”
Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Köse ise, 15 Temmuz’a dair konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Bugün Türk milletini bölmek üzere olan FETÖ’ye karşı halkın topyekûn mücadele verdiği ve onları püskürttüğünü gördük. Çanakkale ve Millî Mücadele’ye benzer bir ruhla Türk halkı hareket etti. Bahsi geçen örgütün geçmişi aslında uzun yıllara dayanıyor. 40 yıllık bir geçmişi olan bu darbe girişiminin kaynağı ise, dış güçler. Artık modern dönemde bu tarz örgütler üzerinden devlet yapılanması ele geçirilmeye çalışılıyor. 17-25 Aralık itibarıyla bu terör örgütünün ciddiyetini konuşmaya başladık. Bu tarz bir darbe girişiminin arkasında küçücük bir örgütten ziyade devletin tüm birimlerini ele geçirmeye yönelik, milleti bölmeye ve topyekûn devleti ele geçirmeye çalışan büyük bir terör örgütü olduğunu fark ettik. Sokaklara dökülen milletin üzerine yaptıkları saldırılarla da bunun ciddiyetini anladık. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM), Cumhurbaşkanlığı’na, İstihbarat merkezlerine, Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü gibi devletin sembol merkezlerine saldırmaya çalıştılar. Sevr Anlaşması’nda yapamadıklarını bu örgüt vasıtasıyla yapmaya çalıştıklarını gördük. Ancak bu toprakların kutsallığı ve Türk milletinin bölünmezliğini bir kez daha anlamış oldular.”