Eskişehir’de, çeyrek asırdır belediye başkanlığı yapan Büyükerşen, Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce’nin sanat danışmanlığını yapıyor. Cam Sanatları Müzesi’ndeki çalışma ofisinde ziyaret ettiğimiz Büyükerşen ile hem ülke hem de kent gündemi hakkında konuştuk.
Türkiye’ye yazık oluyor
Büyükerşen, masasının arkasındaki duvarda asılı olan, 1933 yılında Uşak’taki Cumhuriyet Bayramı kutlamaları sırasında çekilen “Cumhuriyet biz böyle kazandık” fotoğrafındaki kadınların ayaklarındaki çarıkları göstererek, “Bu ülke kolay kurulmadı. Ülke perişan vaziyette… Yazık oluyor Türkiye’ye. Siyaset adamı da yetiştiremiyoruz. Yetiştirdiklerimizin de yaptıklarını görüyoruz” yorumunda bulundu.
Büyükerşen “CHP’de olağanüstü kurultay, ülke de ise erken seçim bekliyor musunuz” sorusuna “Olağan üstü kurultay olmaz. Erken seçim, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan için intihar olur. O yüzden erken seçim olacağını düşünmüyorum” diye yanıt verdi.
Ünlüce zor bir dönemde başkanlık yapıyor
Büyükerşen, Ayşe Ünlüce’nin belediye başkanlık performansına ilişkin yaptığı değerlendirmede: “Hem ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumu hem de belediye hizmetlerindeki maliyetleri göz önüne aldığımızda, zor bir dönemde belediye başkanlığı yapıyor. Üstelik merkezi hükümetin üstüne vazife olan konularda da taşın altına elini koymak durumunda kalıyor. Ancak şimdiye kadar yaptıkları ile Eskişehir halkı tarafından sevildiğini memnuiyetle izliyorum.”
Keşke engelleseydim…
Eskişehir’in büyümesini engellediği yönündeki eleştiriler hakkında konuşan Büyükerşen: “Keşke engelleseydim. Çünkü büyümek yaramıyor. Eskişehir artık kabına sığamıyor. Şehrin artık nüfus olarak daha fazla büyümemesi lazım… Ekonomik ve kültürel imkanlarını aşamıyor. Eskişehir hem eğitimde hem de sanayi de ön planda olmak mecburiyetindedir. Bu şehre sanayi ve eğitim yeter. Sanayisinin büyümesini gerekiyor onu sağladık. Arazi anlamında da batıya değil doğuya doğru büyüttük. Sanayideki büyüme de nitelikli ve teknolojik alanda olmalıdır…”
Yeni yerleşim alanlarına ihtiyaç var
Eskişehir’in yeni yerleşim alanlarına ihtiyacı olduğuna işaret eden Büyükerşen; “Pilot bölgeler seçilerek uydu kentler oluşturulmalıdır. Bağlık bahçelik, tarla ve yeşillik içerisinde…”
Ben beğendim diye sergiden kaldırdılar
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Kocakır’da hayata geçirmek istediği “Süper Kent” projesine verdiği destekten kentteki bazı AK Partililerin rahatsız olduğundan bahseden Büyükerşen: “O dönem Kocakır için üniversiteye çalışma yaptırdık. Fakat o arada bizimle rekabet etmek için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da bir çalışma yaptı. Bakanlık, hazine arazilerinin olduğu bir bölgede kendi elektriğini üreten, atık sularını arıtan çevreci örnek bir şehir planladı. Kocakır için plan yaptırdılar. Bakanlık projeyi açıkladığı zaman, ben de “Büyükşehir Belediyesi olarak projeyi destekliyorum” diyerek açıklama yaptım ve bakanlığa teşekkür ettim. Fakat ben bunu der demez Eskişehir’deki bazı AK Partililer alelacele şikayet ettiler. Bakanlığın Kocakır projesi Antalya’da sergideydi, sergiden de kaldırttılar, yok ettiler. Süper Kent’i yapamadılar.”
Kocakır’ı talep ettik, vermediler
Bakanlıktan Kocakır’ı talep ettiklerini ancak TOKİ’ye verildiğini anlatan Büyükerşen: “Onlar beceremeyince, ben de “biz müracaat edelim…” dedim. İstedik, ancak “TOKİ’ye vereceğiz” dediler. Yanlış yapıyorlar. Orası çok güzel bir alandı. Avrupa Konseyi’nin şehircilik şartlarına uygun bir yerleşim alanı olacaktı. Ama maalesef olmadı. Avrupa Konseyi şehircilik şartı nedir, bilmiyorlar. 99’da belediye başkanı seçildiğim zaman, Ecevit hükümeti tarafından beş yıl boyunca Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Delegasyon Başkanı olarak görevlendirildim. Beş yıl boyunca gittim geldim. Maalesef kaybettiğimiz şanslar oldu.”
Davalar açtırdılar, bakanlıktan engellediler
Büyükerşen, kentsel dönüşüm ile ilgili “25 yılda 25 daire yaptılar” suçlamalarına ilişkin de konuştu: “Kaç tane kentsel dönüşüm projemiz vardı. İstanbul Teknik Üniversitesine çalışmalar yaptırdık. Bütün basın mensupları da biliyor. İstanbul’a götürdüm. Üniversite projeleri açıkladı. Bunlar unutuldu… Dava açtılar, dernek kurdurdular. Davalar açılmasaydı, o projelerde bu zamana kadar büyük ilerleme olurdu. Sadece dava da değil. Bakanlık da ret ediyor, geri çeviriyordu. Dönüşüm projelerinin yetkisini bakanlık bize verdi. Bizde, İstanbul Teknik Üniversitesi ile anlaştık. Üniversite çalışmaya başladı. Projeleri yapıp, bize getirdiler. Biz de projeleri, onay için bakanlığa götürdük. Bakanlık daha birincisi de engel çıkardı. Bakanlık ‘yeteri kadar yeşil alan yok ya da yeşil alana çok fazla yer ayırmışsınız, iş yerlerine alan bırakmamışsınız’ gibi gerekçelerle sudan sebeplerle projeleri bize geri gönderiyordu. Biz de, bakanlığın ret gerekçesini İstanbul Teknik Üniversitesine iletiyorduk. Üniversite, bakanlığın istediği düzeltmeleri yapıyor bize tekrar iletiyordu. Revize edilmiş projeyi yeniden bakanlığa götürüyorduk, bu sefer de başka bahaneler bulup yeniden ret ediyorlardı. Beş kere projelerimiz ret edildi. Yapılan hainliktir.”
Bakan’a özel mektup yazdım
Dönüşüm projelerinin hayata geçebilmesi için dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’ye özel bir mektup yazdığından da bahseden Büyükerşen, “Dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’nin bana karşı özel bir saygısı var. Talimat veriyordu, ancak bu talimata uyulmuyordu. Sonunda kendisine özel bir mektup yazdım…”
Eskişehir’in aleyhine çalıştılar
Belediye Meclisi’nde alınan her kararının AK Parti tarafından dava konusu haline getirilerek mahkemelere taşındığını anlatan Büyükerşen, “AKP’nin, bundan bir önceki yönetimine kadar tayin ettiği il yönetimleri maalesef Eskişehir’in aleyhine çalıştılar. Mecliste aldığım her kararı otomatik olarak mahkemeye gönderirler, dava açarlardı. Dava dilekçeleri artık prototip hala gelmişti. Davalar uzadıkça uzadı…”
İş insanlarının kafası hala esnaf kafası
Eskişehir’deki sivil toplum örgütleri ile meslek kuruluşlarının yeteri kadar aktif olmamasından dert yanan Büyükerşen: “Eskişehir’de hala bir esnaflık var. Hepsi tek bir Oda’ya bağlı… Tüccar olmak isteği yok. Yakınımızda Bursa’ya bakalım esnaf sınıfı dışında bir tüccar sınıfı var. Biz de iş insanlarımızın kafası hala esnaf kafası. Burjuva olamadılar bir türlü. İthalat, ihracat yapan, sermaye koyup şirket kuran, holding meydana getiren, yeni teknolojilerin temsilciliğini Eskişehir’e getirmek ve buradan tüm Türkiye’ye dağıtmak gibi bir dertleri yok. Eskişehir Ticaret Odası’ndakiler tüccar değil, esnaflar. Başında bir adam var, popülist olmaya çalışan, iş yapıyor gibi gözüküyorlar. Tüccar dediğimiz kişi ithalat ve ihracat ile uğraşır. Eskişehir’de bu kadar ürün var. Her biri kendi kendine ihracat yapmaya çalışıyor.”
Tarikatları sokmadım
Anadolu Üniversitesi’nin kurucu rektörlerinden olan Büyükerşen, üniversitedeki rektör atamalarıyla ilgili yaptığı değerlendirmede: “Anadolu Üniversitesi’nin rektör adayı üniversite içerisinde yetişen akademik kadrodan biri olmalıdır. Tarikatlar, Anadolu Üniversitesi’ni ele geçirmek için benim zamanımdan beri uğraşırlar. Ben sokmazdım. Hep direndim…”
Beş dönemi anlatan yeni kitap
Yeni bir kitap hazırlığı içerisinde olduğunda da bahseden Büyükerşen: “Zamanı Durduran Saat isimli kitaba girmemiş, kitabın yayınlandığı tarihten bugüne olan anılarım yer alacak. 25 yıllık belediye başkanlık dönemimi anlatan anılardan oluşacak…”