Bir gazeteci sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşım ile CHP Genel Merkezi'ne kayyım atanacağı, bu nedenle Ankara’da emniyet güçlerinin izinlerinin iptal edildiğini iddia etti. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise CHP’ye kayyım atanacağına dair çıkan söylentilerin gerçeği yansıtmadığını ifade etti. 

“Borsa tepetaklak oldu” 

Konuyla ilgili açıklama yapan CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz, şunları söyledi: 

“Olayın iki boyutu var. Birincisi maalesef ekonomik boyutu. Borsadaki gelişmeleri takip ediyor herkes. Ne kadar acı ki iktidarın her fırsatta şaha kalkıyoruz dediği, dünyada örnek ekonomimiz var dediği ekonomi bir tane medya maymunluğu yapan bir beyefendinin yanlış söylemiyle tepetaklak olacak kadar kırılgan bir ekonomimiz olduğunu gözler önüne seriyor. Bunlar Türkiye'nin demokrasisi açısından, basın açısından ve en önemlisi ekonomisi açısından son derece düşündürücü.  

“Sütte leke olur, Cumhuriyet Halk Partisi’nde leke olmaz” 

Bir avukat, bir hukukçu olarak söylüyorum; böyle bir şey söz konusu dahi olamaz. Bizim kurultaylarımız, tüzük kurallarımız, siyasi partiler kanununa, mevzuata uygun şekilde yapılmıştır. Sütte leke olur, Cumhuriyet Halk Partisi’nde leke olmaz. Bizim bütün kurultay delegelerimiz, o koltuğa seçmek için oy kullandıklarında o koltuğun Mustafa Kemal Atatürk'ün koltuğu olduğunu, o koltuğa oturacak olan kişinin de Mustafa Kemal Atatürk'ün iki koltuğundan birisi olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkanı olarak görev ifa edeceğini bilir, bu bilinçle oyunu kullanır.  

“Hukuken böyle bir şey mümkün değil” 

Bu anlamda böyle bir iddianın asıl olduğu gibi bir intiba, kamuoyunda da mevcut değil. Hukuken de böyle bir şey mümkün değil ama siyaseten baktığımızda maalesef son gelişmelere göre artık hukuki öngörülebilirliğimiz biz hukukçular nezdinde dahi son derece düşük. Yine kamuoyunda yapılan bütün araştırmalar gösteriyor ki taraflı, tarafsız bütün araştırmalar, hatta iktidara yakın araştırmalar da gösteriyor ki yargıya güven cumhuriyet tarihinin en düşük seviyelerinde seyrediyor. Bu anlamda biz yargısal olarak bir öngörü içinde değiliz ama bütün bu dedikodulara karşı Cumhuriyet Halk Partisi'nin elbette ki tepkisel olarak, elbette ki böyle bir durumun, hukukun bugün yerlerde süründüğü bir konjonktürde olma ihtimaliyle genel merkezimiz de bizler de hem teyakkuzda hem de gerekli tedbirleri alarak süreci takip etmekteyiz. Bu süreç sadece Cumhuriyet Halk Partisi üzerinden değil Türkiye'nin demokrasi üzerinden yürütülmektedir.  

“Burada yargılanan ülke demokrasisidir” 

Burada yargılanan, burada üzerine saldırıda bulunan şey bir siyasi parti değil aynı zamanda ülkenin demokrasisidir. Umarım böyle bir hata yapmazlar. Hukuki literatürde karşılığı olmayan böyle bir uygulamaya girişmezler, Cumhuriyet Halk Partisi gibi parti içi demokrasiyi tarihi sürecinde en fazla işleten, hatta o kadarki tarihte ilk defa bir önceki kurultayda genel değiştirecek kadar parti içi demokrasiyi içselleştirmiş bir partiden kurultay üzerinden şarj ve tartışmaları yapmak akıl tutulmasıdır. İktidar buradan bir amaç elde etmeyi düşünüyorsa çok ciddi birer tepkiyle karşılaşacağını, bizlerin gözünde Cumhuriyet Halk Partisi'nin son kale olduğunu ve son kaleyi de asla teslim etmeyeceğimizi bilmesi lazım.”

Kaynak: Meltem Karakaş