İYİ Parti Eskişehir Kadın Politikaları Başkanlığı, 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü dolayısıyla bir sosyal medya hesabından mesaj yayımladı. İYİ Parti Kadın, Aile ve Sosyal Hizmetler Başkanı Kevser Ofluoğlu tarafından yayımlanan mesajda şu ifadeler yer verildi;
"Bireylerin ve bu alanda görevli olan tüm kurum ve kuruluşların sorumluluklarını unutmadan, birden çok boyutu olan çocuk işçiliği sorunuyla mücadele etmemiz gerektiğini hatırlatan önemli bir gün. Günümüzde yoksulluk, göç, eğitim imkânlarına erişimin kısıtlı olması, işsizlik, yasal düzenlemelerdeki eksiklik ve uyumsuzluklar, denetimsizlik ile ucuz iş gücü talebi çocuk işçilik sorununa etki eden, can alıcı bir sorun hâline gelmesine neden olan faktörlerdir.
Mevcut ekonomik krizin getirdiği sağlıktan beslenmeye hemen her alanda sorunlarla boğuşan çocuklarımız, eğitim sistemindeki problemlerin de etkisiyle okulda olmaları gereken yaşlarda ağır koşullarda çalışma hayatına girmek mecburiyetinde kalıyor. TÜİK'in yayınladığı Çocuk 2023 raporuna göre 2021'de %16,4 olan çocuk işçiliği, 2022 yılında %18,7'ye yükselirken 2023 yılında %22,1'e ulaştı. Yine aynı rapora göre çocuklarımız orta öğretimden (9-12 sınıf) itibaren eğitimin dışına çıkmaya başlıyorlar. İlkokulda (1-4 sınıf) okullaşma oranı %98,5 iken ortaokulda (5-8 sınıf) %96,3 olan okullulaşma oranı, ortaöğretimde ne kadar üzücüdür ki %80.3'e düşüyor. Bu durum %100 okullulaşma hedefi doğrultusunda çalışmaya başlama yaşının yeniden değerlendirilmesi gerektiği gerçeğini işaret etmektedir.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin Çocuk İş Cinayetleri Raporu'na baktığımızda 2013-2024 (ilk dört ayı) 0-14 yaş çocuk işçi ölümü 238, 15-17 yaş çocuk işçi ölümü 451 olmak üzere toplam 689'dur. Bu ölümlerin %55'i tarım/orman, %11'i inşaat/yol ve %7'sinin metal iş kolunda olduğunu görüyoruz. Çocuk işçiliğin en kötü biçimleri arasında sayılan tarım, Türkiye'de 5-14 yaş arası çocukların en yoğun çalıştırıldığı iş koludur. Yani soframıza gelen yiyeceklerden giydiğimiz giyeceklere gündelik hayatımızın içinde çocuk emeği var. Bunun önüne geçebilmek için İş Kanunu ile Tarım ve Ormandan Sayılan işlerde Çalışma Koşullarına ilişkin Yönetmelikteki düzenlemelerin kapsamının, 50 ve altı işçi çalıştıran işletmeler ile mevsimlik tarım işlerinde çalışan çocukları kapsayacak şekilde değiştirilmesi ve Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikte değişiklik yapılarak çocuk işçilerin, tarımda aile işleri dışında ücret karşılığı mevsimlik tarım işlerinde çalışmalarının yasaklanması gerekmektedir.
Derinleşen yoksulluk sebebiyle maddi imkânsızlıklar içindeki ailelerine ekonomik olarak katkı sağlaması beklentisiyle zorunlu olarak tercih edilen MESEM'lerde Şubat 2024 itibariyle yaklaşık 420.000 örgün eğitime devam hakkı olan öğrenci bulunmaktadır. Millî Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin bu merkezlerde 336 çocuğumuzun iş kazası geçirmiş olduğunu açıklamış ancak basına yansıyan ölümlere ilişkin bir bilgi paylaşmamıştır. Çocuklarımızın güvenliğinin sağlanması ve eğitim sistemi dışına çıkmaması için kamu kaynaklarının gerçek ve nitelikli bir mesleki eğitim için meslek liselerinin güçlendirilmesi amacıyla kullanılmalıdır. Staj alanları çocukların fiziksel, ruhsal ve mesleki gelişimleri için uygun olmalı, düzenli olarak denetim ve takip edilmelidir. Staj yapacağı işyerleri net olarak belirlenen kriterlere uygun olarak seçilmeli ve bu kriterleri taşımayan işyerleri staj merkezi olarak seçilmemelidir. Tüm işlerde çocuğun üstün yararı gözetilerek ek önlemler alınmalıdır. Çalışan çocuklara dair bir veri kaynağı da TÜİK tarafından yayımlanan Çocuk İş Gücü Anketi'dir. Anket çocukların hangi sektörlerde çalıştıklarına, okula devam edip etmediklerine, çalışan çocukların hangi yaş gruplarında ve cinsiyette yoğunlaştıklarına ve işyerlerinde karşılaştıkları sorunlara dair bir genel çerçeve çizmektedir. Bununla birlikte iş gücü verileri anketinin aksine Çocuk İş Gücü Anketi düzenli olarak yapılmıyor. Son olarak 2019'da uygulanan Çocuk İş Gücü Anketi'nin düzenli olarak yapılmaması çalışan çocuklara dair verilerin yakından takip edilebilmesinin önünde önemli bir engel olarak görülmektedir.
Unutmayalım ki her çocuk kaç yaşında olursa olsun bireydir. Çocukluk dönemi birey olma yolunda karşılaşılan fırsatlar dönemidir ki; devletin ve toplumun görevi, çocuğun birey olma sürecindeki karşılaşabileceği tüm engelleri ortadan kaldırmak ve bu yoldaki fırsatları en iyi şekilde değerlendirerek kendilerini gerçekleştirebilmeleri için çocuklara imkân tanımaktır"