Yapılan düzenlemeyle, kamuya ait alanlarda kalan arsaların sahipleri, bu araziler üzerindeki imar haklarını farklı bir lokasyona taşıyabilecek. Yeni kapsamda okul, park, yol gibi kamuya tahsis edilen arsaların yanı sıra kentsel dönüşüm projelerinde yer alan mülkler de başka şehirlere taşınabilecek.
Yeni uygulamada arsanın ekonomik değeri, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından yetkilendirilen değerleme şirketleri tarafından belirlenecek. Örneğin, 1 milyon lira değerinde bir arsanın imar hakkı, daha küçük metrekarede başka bir bölgede kullanılabilecek. Vatandaş bu süreçte, değer farkını kabul ederek farklı bir arsa alabilir veya devlet, değer farkını ödeyerek arsa üzerindeki hakkı denkleştirebilir.
DETAYLAR AÇIKLANDI
Düzenleme, vatandaşların mülklerini daha verimli kullanmalarına olanak tanırken, kamu açısından kamulaştırma masraflarını azaltmayı hedefliyor. Özellikle SİT alanları gibi imara kapalı bölgelerde daha önce karşılaşılan sorunlar, bu düzenleme ile ortadan kalkabilir. Vatandaşlar, kamuya devrettikleri arsalarının imar hakkını başka bir bölgede eşdeğer bir mülk olarak kullanabilecek.
Her ne kadar uygulama önemli fırsatlar sunsa da şehir plancıları bazı risklere dikkat çekiyor. İmar haklarının farklı şehirlere taşınması, nüfus yoğunluğu ve altyapı dengelerini olumsuz etkileyebilir. Uzmanlar, bu dengenin korunması için taşınan hakların detaylı hesaplanması gerektiğini belirtiyor.
Örnek vermek gerekirse, bir arsa sahibinin 10 milyon lira değerindeki mülkü, başka bir şehirde aynı ekonomik değere sahip bir arsa ile değiştirilebilecek. Eğer idarenin uygun bir arsa sunma imkânı yoksa, vatandaşın hakkı nakit ödeme ile karşılanacak. Örneğin, İstanbul Küçükçekmece’deki bir arsanın imar hakkı, başka bir şehirde farklı bir alana taşınabilir.
Düzenleme ile ilgili tartışmalar devam ediyor. Öne çıkan sorunlar arasında, taşınan imar haklarının konut mu yoksa ticari alan olarak mı değerlendirileceği ve kamuya ayrılan alanların gelecekte yeniden özel mülkiyete dönüşmesinin nasıl engelleneceği gibi konular yer alıyor. Ayrıca, yoğunluk artışına bağlı olarak altyapı sorunlarının önüne geçmek için bu hakların nasıl düzenleneceği de belirsizliğini koruyor.