Eskişehir Liseli Dayanışma Ağı tarafından proje okullarından gerekçesiz şekilde ilişkisi kesilen öğretmenlere destek olmak amacıyla yürüyüş düzenlendi. İsmet İnönü Caddesinde bir araya gelen öğrenciler Adalar Porsuk Mevkii’ne yürüdü. Yürüyüşe CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz, CHP Eskişehir Gençlik Kolları Başkanı Oğuzhan Demir, Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Özkan Demirkol, Eğitim İş üyesi öğretmenler ve üniversite öğrencileri de destek verdi.
“Yaptığınız bu uygulamalar siyasidir, keyfidir”
Yürüyüşün sonunda açıklama yapan Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Özkan Demirkol şunları söyledi: “Öğretmenlerinize sahip çıkmanız bizi çok gururlandırıyor. Proje okullarına atamalarda liyakatin esas alınması ve ölçülebilir, şeffaf kriterlerle atamaların yapılması, öğretmenlerin mağdur olmaması konusunda Eğitim Sen olarak bununla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı ile defalarca görüşme yaptık. Gelinen son süreçte Milli Eğitim Bakanlığı bizim bu taleplerimizi ve kriterleri hiç uygulamayarak liyakatten uzak, şeffaflıktan uzak ve tamamen kişisel siyasal belli birtakım saiklerle öğretmenlerimizin büyük bir çoğunluğunu sizlerden kopardı. Bizler de buradan bir kez daha diyoruz ki, yaptığınız bu uygulamalar keyfidir. Yaptığınız bu uygulamalar siyasidir, yaptığınız bu uygulamalar şeffaflıktan uzaktır. Bütün bu öğrencileri öğretmenlerinden koparamazsınız. Öğrencileri öğretmenlerinin yanında durmaktan uzaklaştıramazsınız. Dün ülkenin bütün şehirlerinde proje okullarında öğrenciler öğretmenlerine sahip çıkmak için derslerine girmediler, öğretmenleriyle dayanıştılar. Bizler hukuksal sürecimizi devam ettireceğiz.”
“Sesimizi çıkarmaya devam edeceğiz”
Eskişehir Anadolu Lisesi öğrencileri adına açıklama yapan Özgün Özcan şunları söyledi: “Gerici iktidarın okullarımızdaki öğretmenlere yönelik başlattığı sürgün politikasına karşı dayanışmaya omuz vermek İçin Eskişehir Anadolu Lisesi öğrencileri olarak buradayız. Cumhuriyetin ilerici nesiller yetiştirmek için açtığı maarif okullarının bir örneği olan okulumuzun bir köklü geçmişi ve 70 yılın birikimiyle bizlere zorbalığa karşı boyun eğmemeyi öğütleyen cumhuriyetçi ilerici laik bir kültür miras bırakmıştır. Geçtiğimiz gün ve bugün birçok liseli arkadaşımız yaşanan sürece yanıt olarak öğretmenleriyle dayanışmasını göstermek için sınıflarından dışarı çıktı ve bunlar arasında kardeş okullarımızdan Kadıköy Anadolu Lisesi'nin öğrencileri de kendilerini gösterdiler. Kendilerine buradan selam yolluyoruz. Biz, bu aydınlık gelecek hayalinden vazgeçmeyecek öğrenciler olarak daha güvenli okullarda okumanın mümkün olması için, eğitimin çağdaş, bilimsel ve laik bir temelde verilmesi için, derslerimizde camii imamlarının ve tarikatçıların değil, politik sebeplerle sürülen öğretmenlerimizin olması için buradayız. Onlar zannediyorlar ki liseli öğrenciler ses çıkarmayacak, tersine biz liseli gençler bize dayatılan korku atmosferini delecek ve aydın bir gelecek, öğretmenlerin hukuktan yana olduğu sürüldüğü değil öğretmenlerin bu aydın geleceği inşa edecek temel yapı taşı olacağı bir gelecek için boyun eğmeyecek, maarifliler olarak sesimizi çıkarmaya devam edeceğiz.”
“Cumhuriyeti tekrar ayağa kaldıracağız”
ETİ Sosyal Bilimler Lisesi adına açıklama yapan Yunus Çınar Şengür, şunları söyledi: “AKP iktidarı 20 yıldır sürdürdüğü eğitimde gericileşme politikasında yeni bir adım atarak okullarımızda aydınlanmacı, laik karakterleriyle bilinen öğretmenlerimizi okullarımızdan uzaklaştırdı. Hiçbir koşul altında kabul edilemeyecek bu kararın bir amacı da proje okullarının AKP kadrolarıyla doldurulması. Oysa 21.yüzyılda bir ülkeyi ileri taşıyacak olan o ülkenin laik, bilimsel, eşitlikçi şekilde planlanmış eğitim sistemidir. Peki biz ne durumdayız? Okullarımızda imamlar fink atıyor, uyuşturucu kantinlerimize kadar girdi, meslek liseli arkadaşlarımız patronlara ucuz işçi olarak pazarlanıyor hatta iş yerlerinde öldürülüyorlar. Daha dün bir haberle karşılaştık: 14 yaşındaki Abdurrahman Özkul çalıştığı plastik geri dönüşüm tesisinde makineye kaptırdığı kolunun omuz hizasından kopması sonucu hayatını kaybetti. Çocuk işçiliği meşrulaştırılamaz. Bize sürekli liselilerin siyasette yeri yok diyenler cevap versin: bütün bu cumhuriyet, aydınlanma, laiklik düşmanı uygulamalar karşısında sessiz mi kalalım? Hayır, liseliler boyun eğmeyecek. Biz; genç sosyal bilimciler olarak özgürlüğe, laikliğe ve cumhuriyete hep sahip çıktık, çıkmaya da devam edeceğiz. Buradan bir söz verelim arkadaşlar, öğretmenlerimizle omuz omuza verip Cumhuriyeti tekrar ayağa kaldıracağız. Yaşasın öğretmen-öğrenci dayanışması!”
“Özgür bireyler yetiştirmeye çalışan öğretmenlerimiz adeta cezalandırılıyor”
Cemal Mümtaz Sosyal Bilimler Lisesi Samed Eski şu ifadeleri kullandı: “Bugün burada, sadece bir haksızlığa karşı sesimizi yükseltmek için değil; aynı zamanda bize emanet edilen değerlere, Cumhuriyet’e, laikliğe, eğitime ve en önemlisi öğretmenlerimize sahip çıkmak için bir aradayız. Cumhuriyet’e, onun temel değerlerine ve en önemlisi de eğitim sistemine yönelik sistematik bir saldırı ile karşı karşıyayız. Çünkü biliyorlar ki; Cumhuriyet’in en büyük devrimi eğitimdir. Ve bir ülkenin geleceğini karartmak isteyenler, önce o ülkenin öğretmenini susturur, sindirir, yalnızlaştırır. Bugün, öğretmenlerimiz; mensubu oldukları sendikalar, savundukları fikirler, katıldıkları barışçıl eylemler ve sosyal medya paylaşımları bahane edilerek görevlerinden uzaklaştırılmakta, sürgün edilmekte, hatta açık tehditlerle karşı karşıya kalmaktadır. Hukukun en temel ilkeleri çiğnenmekte, adalet yerle bir edilmektedir. Düşünen, sorgulayan, özgür bireyler yetiştirmeye çalışan öğretmenlerimiz adeta cezalandırılmaktadır. Ama buradan hep birlikte haykırıyoruz: Bu ülkede hiçbir öğretmen yalnız değildir!
“Seçme ve seçilme hakkına saldırı”
Liseliler Dayanışma Ağı adına açıklama yapan Deniz Şanlı ise şunları söyledi: “Öğrenciler, yıllardır bu düzen ve gerici iktidar tarafından geleceklerinin tehdit edilmesine karşın 19 Mart'ta seçme ve seçilme hakkına yönelik saldırıyla başlayan süreçle beraber bu duruma "artık dur" diyerek seslerini çıkardılar. Türkiye'nin dört bir yanında sokağa çıkan gençlik, yıllardır süregelen baskıcı ve gerici politikalara karşı güçlü bir dayanışma ördü ve iradesini ortaya koydu.
“Öğretmenlerimizi yalnız bırakmayacağız”
Aydın bir geleceği yaratacak bir toplum için çok önemli olan ilerici öğretmenlerimiz, iktidarın hamleleriyle yıllardır çalıştığı okullardan sürülerek, işsiz bırakılarak ve hedef gösterilerek resmen yıldırılmak isteniyor. Biz, iktidarın yaptığı bu gerici hamlenin altında neyin olduğunu gayet iyi biliyoruz: Okullarımıza, şeriatçı projelerle tarikatçıları ve cami hocalarını sokan Milli Eğitim Bakanlığı, cumhuriyetçi, laik, ilerici ve aydın öğretmenleri tasfiye ederek onların yerini tarikatçı ve cumhuriyet düşmanı hocalarla doldurmak istiyor. Biz Liseli Dayanışma Ağı olarak öğretmenlerimizi yalnız bırakmayacağız, yaşamımızı bu gerici düzene ve onun geleceksizliğine teslim etmeyeceğiz! Liseli öğrenciler eşitlikçi, bilimin temel alındığı, laik ve çağdaş bir toplum için mücadele eden öğretmenlerini selamlıyor!”