Cengiz Holding’e bağlı Eti Bakır Maden’in, Eskişehir’de Tepebaşı ve Mihalgazi ilçerinin Alpagut, Atalan ve Tekeciler mahallerini kapsayan alanda altın-gümüş maden ocağı, cevher zenginleştirme tesisi, hazır beton tesisi ve su temin göleti yapmak için Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na yaptığı başvuru tepkilere neden oldu.
TMMOB’a bağlı Ziraat Mühendisleri Odası Eskişehir Şube Başkanı Selma Güder, Cengiz Holding tarafından bölgeye kurulması planlanan tesislerin tarım alanlarını tehdit ettiğini savundu. Şirketin, İç Anadolu’nun Akdeniz’i olarak bilinen Sarıcakaya ve Mihalgazi’de altın- gümüş madeni çıkarmak için harekete geçtiğini aktaran Güder, “256 sayfalık ÇED raporuna göre alanın büyüklüğü 672 hektar. 542 hektarın orman alanı olduğu ifade ediliyor. Madenler dünya için önemli ancak pandemiyi yaşamış, kayıplar vermiş insanoğlu adına gerçek cevherimiz toprağımız, havamız ve suyumuz” dedi.
Türkiye’nin yeşillik ihtiyacını karşılıyor
Sarıcakaya ve Mihalgazi’de yaşayan vatandaşların en önemli geçim kaynağının tarım olduğuna dikkat çeken Güder, “Türkiye’de roka üretiminin yüzde 80’ni, kapya biberin yüzde 40’ı, semizotunun yüzde 20’si, maydanoz ve terenin yüzde 30’u bu bölgeden sağlanıyor. Adı geçen coğrafya mikro klima özelliği gösteriyor. Kuzeyde Bolu Dağları, güneyde Sündiken Dağları, yerleşim yerleri ise Sakarya Nehri boyunca dağılmış durumda. Etrafı dağlarla çevrili, deniz seviyesine çok yakın, kar ve don olaylarından uzak bir konumda olmasından üretilen ürünlerin önemli bir kısmı Eskişehir dışında İstanbul ve Ankara piyasasına da gitmektedir” ifadelerini kullandı.
Sakarya Nehri’ni de etkileyecek
Altın-gümüş madenciliği faaliyetlerinin bölgeden geçen Sakarya Nehri’ni de direk olarak etkileyeceğini savundu. 9 Ocak 2024’te halkın bilgilendirme toplantısı yapılacağını açıklayan Güder, “Kod adı Alpagut, Atalan olarak belirlenen, siyanür kullanılarak, patlamalı açık ocak sistemi ile yığın liçi yani açık arazide yağmurlama sistemi ile yapılacak altın-gümüşle çıkarılması olacak. Doğamızın yok edilmesi, tarım topraklarımıza zarar verilmemesi adına yapılacak tüm madencilik çalışmalarının karşısındayız. Tarım kırmızı çizgimiz. Tarih olarak 21’inci yüzyılın ilk çeyreğinde görünsek de insana, hayvana, bitkiye bakış açısında aynı gelişmiş bilince ulaşamadık” diye konuştu. Ayşe Kaytan Uçak