Yazın yoğun maruz kalınan ultraviyole ışınlarının benlerde değişimlere, yeni benlerin oluşmasına veya kanserli bir doku gelişmesine neden olabildiğini belirten Uzm. Dr. Demirdağ, “O nedenle derimize daha dikkatli bakmalıyız. Mevcut bir bende; simetride bozulma, kenarlarda düzensizlik, çap artışı, genişleme, büyüme ve renk değişikliği gibi belirtiler varsa dermatoloğa başvurulmalıdır. Bunun yanında, daha önce deride olmayıp yeni ortaya çıkan ve büyüyen benler ile kanama, kabuklanma yapan iyileşmeyen oluşumlar da önemli olup dermatolog görüşü alınmalıdır” dedi.

Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. H. Gamze Demirdağ derimizde meydana gelebilecek değişimlerle ilgili uyanık olunması gerektiğini belirterek, hayati risk oluşturabilecek benler hakkında bilgi verdi. Benlerin, derimizde doğuştan veya sonradan ortaya çıkan kahve, siyah, deri tonlarında, şekil olarak oval veya yuvarlak olabilen, düz veya kabarık iyi huylu oluşumlar olduğunu kaydeden Uzm. Dr. Demirdağ, şöyle konuştu:
“Bazı benler doğuştan çıkarken bazıları çocukluk ve erişkin dönemde çıkar. Benlerin oluşma nedenlerden biri genetik faktörlerdir. Bazı ailelerde deride çok sayıda ben oluşmasına yatkınlık vardır. Bunun dışında ise güneşe yoğun maruziyet ve geçirilen güneş yanıkları da ben gelişmesi nedenleridir. Benler genellikle iyi huylu oluşumlar olsa da, benlerin önemi, üzerinden melanom adı verilen bir deri kanserinin gelişmesi veya melanomun normal bir deri üzerinde ben dokusuna benzeyerek ortaya çıkmasıdır. Açık ten rengi, açık saç ve göz rengi, vücutta çok sayıda benin olması, yoğun güneş ışınlarına maruz kalınması, bronzlaşma amacıyla kullanılan solaryumlar, su toplayarak geçirilen güneş yanıkları ve genetik faktörler melanom gelişmesinde risk oluşturur. Güneş ışınları sadece melanom kanserini değil, melanom dışı deri kanserlerinin de tetikleyicisidir.”

“Benlerinizin sayısı arttı mı?”
Bronz bir tene sahip olmak adına yazın güneşin en dik geldiği saatlerde bile plajlarda güneşlenenlerin sayısının azımsanmayacak sayıda olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Demirdağ, kışa girerken sağlık adına yapılabilecek en önemli kontrollerden birinin ben kontrolü olacağını söyledi. Yazın yoğun maruz kalınan ultraviyole ışınları benlerde değişimlere, yeni benlerin oluşmasına veya kanserli bir doku gelişmesine neden olabildiğinden, deriye daha dikkatli bakılması gerektiğini vurgulayan Uzm. Dr. Demirdağ, “Mevcut bir bende; simetride bozulma, kenarlarda düzensizlik, çap artışı, genişleme, büyüme ve renk değişikliği gibi belirtiler varsa dermatoloğa başvurulmalıdır. Bunun yanında, daha önce deride olmayıp yeni ortaya çıkan ve büyüyen benler ile kanama, kabuklanma yapan iyileşmeyen oluşumlar da önemli olup dermatolog görüşü alınmalıdır.” diye konuştu.

“Kendi benlerinize aşinalık geliştirin”
Kişilerin benlerinde oluşabilecek değişimleri fark edebilmeleri için kendi benlerine aşinalık geliştirmesi gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Demirdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu aşinalık için de kişilere belli aralıklarla kendi derilerini muayene etmelerini tavsiye ediyoruz. Gözle görünen yerler dışında kalan sırt, bacak arkası ve genital alan gibi yerler ayna yardımı ile bakılmalıdır. Şüpheli bir durumda dermatoloğa başvurulmalıdır. Deri kanseri açısından risk faktörü taşıyan, ailesinde veya kendisinde deri kanseri öyküsü olan ve vücudunda çok sayıda beni olan kişilerin ise ben taraması ile takip edilmesi gerekmektedir. Benlerin dermatoskop ile muayeneleri yapılıp, bilgisayarlı dermatoskopi adı verilen dijital bir işlemle benlerin fotoğrafları çekilip büyük oranlarda büyütülüp ayrıntılı incelenmektedir. Benlerin görüntüsü kayıt altına alınmakta ve kişiye göre ayarlanabilen aylık veya yıllık takiplerle kayıtlı benlerdeki değişim durumu gözlenebilmektedir. Benlerde şüpheli bir durum görülürse cerrahi olarak ben alımı yapılmaktadır. Dijital ortamda yapılan tarama ve ben haritalandırma işlemi, deri kanserinde erken teşhise dolayısıyla erken tedaviye imkan sunmaktadır.”

“Kış aylarında da koruyucu”
Öte yandan, Demirdağ, kışın da güneş koruyucu kullanmanın gerekliliğine vurgu yaptı. Güneşin risk faktörü olarak başlıca rol oynadığı benler ve deri kanseri konusunda güneşten korunmanın önemli bir yer tuttuğunu kaydeden Doç. Dr. Demirdağ, “Sadece yaz aylarında değil kış aylarında da güneş koruyucu krem kullanılmalıdır. Yaz aylarında güneş koruma faktörü 50, kış aylarında ise güneş koruma faktörü en az 30 olan güneş koruyucu kremlerinin kullanılması uygundur. Yaz aylarında özellikle çocuklarımızın güneş yanığı geçirmemesine dikkat edilmeli, ultraviyole ışınlarının dik geldiği saatlerde güneş altında kalmaktan kaçınılmalıdır” dedi.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı