Fatih Mika, sanatını çok katmanlı bir kültürel zeminde şekillendirerek, gravür tekniğini bir ifade biçimi olmanın ötesinde, mekân ve zamanın iç içe geçtiği bir anlatım aracı olarak kullanıyor. Mika’nın eserleri, geçmiş ile geleceğin, kişisel hafızayla toplumsal belleğin birleşiminden doğan şiirsel imgeler sunuyor. Sergide yer alan gravürler, Osmanlı simgeciliğine selam gönderen ayrıntılarla ve kumlama tekniğinin pudramsı geçişleriyle şekilleniyor. Tek renkli ya da çoklu kromatik dokunuşlarla dikkat çeken bu eserler, sanatçının iki yönlü bakış açısını gözler önüne seriyor. Uzaktan bakıldığında hiper-gerçekçi izlenimler yaratırken, yakından bakıldığında tüyler, giysiler ve balık pullarının birer yazıya veya dekoratif öğeye dönüştüğü katmanlı yapılar ortaya çıkıyor.
Fatih Mika’nın eserleri, yalnızca görsel estetik değil, aynı zamanda derin bir düşünce sistemini de barındırıyor. Türkiye'de doğup, İtalya’da yaşayan ve üç ülkeyi de "vatan" olarak tanımlayan sanatçının çalışmaları, göç, aidiyet, durmak ve yola çıkmanın metaforlarıyla şekilleniyor. Dervişler, güvercinler ve şehir martıları gibi imgeler, sanatçının içsel yolculuğunun ve zamanla yazılmış şiirsel tanıklarının sembollerini oluşturuyor. Ayrıca, Roma, Foggia, Venedik ve Floransa Güzel Sanatlar Akademileri’nde dersler veren Fatih Mika, öğrencileriyle kurduğu bağ sayesinde sanatını geleceğe taşımayı sürdürüyor.
Odunpazarı Belediyesi Çağdaş Sanatlar Galerisi, "Benim Adım Gravür" sergisiyle, izleyicileri sadece görsel bir deneyime değil, aynı zamanda bir hafıza, şiir ve düşünce yolculuğuna davet ediyor. Sergi, 20 Mayıs 2025 tarihine kadar her gün 10.00 – 18.00 saatleri arasında gezilebilir.