Etiler Parkı'nda buluşan üniversite öğrencileri artan yaşam maaliyetlerinden dolayı maddi sıkıntı yaşadıklarını belirtti:
Bugün burada Etiler Parkı’nda buluştuk. Artık tarikat ve cemaat yurtlarına mahkûm edilmek istemeyen öğrenciler olarak buluştuk. Hayatımızı belirlediği söylenilen bir sınav sisteminin içerisinde ezilmiş öğrenciler olarak buluştuk. Biz barınamayan öğrenciler olarak buluştuk.
Milyonlarca üniversite öğrencisinin bulunduğu ülkemizde öğrenciler günden güne ağırlaşan bir barınma krizi ile pençeleşiyor. Bütün dünya bir konut krizi ile karşı karşıya olmakla birlikte dünyanın diğer hiçbir ülkesi, yaşadığı krizin ağırlığı bakımından Türkiye’nin yanına dahi yaklaşamıyor. Türkiye toplumunun tamamını etkileyen bu krizden ise en çok biz öğrenciler nasibini alıyor.
Bu krizin kaynağı yeterince konut olmaması değildir, aksine Türkiye’de bir konut fazlası vardır. Konutun bir yatırım aracı olarak kullanılmasından, gelir adaletsizliğinden ve onu körükleyen piyasacı politikalardan kaynaklanan bu kriz, yurttaşların anayasal hakkı olan konut hakkına erişimini engellemektedir.
Öğrenciler için krizin tek boyutu bu değildir. Zaten yetersiz olan burs miktarları, TL cinsinden artıyor gibi görünse de dolar cinsinden erimekte ve mezun olduktan sonra öğrencileri pişman edecek denli ağır borçlar olarak öğrencilerin karşısına çıkmaktadır. KYK yurtları hem nicelik hem de nitelik olarak yetersiz durumdadır. Buna rağmen yurt kapasitesini artırmış görünmek için odaların kontenjanları artırılarak yurtların niteliği düşürülmekte, yetersiz çalışma ve saklama alanı gibi sorunlara yol açmaktadır. Yemekler yeterli ve besleyici olmaktan çok uzak olup, asgari hijyen koşulları bile sağlanamamaktadır. Yetersiz izin süreleriyle öğrencilerin hareket özgürlüğüne ve sosyal yaşamına ket vurulmaktadır. KYK yurtlarına psikologların yerine “manevi danışmanlar” atanmakta, öğrencilere dini baskılarda bulunulmaktadır.
Öğrenciler, bütün bu sorunların karşısında çaresizliğe itilerek okullarını bırakmak ya da dondurmak, ailelerinin bulunduğu şehirlerin üniversitelerini tercih etmek, okurken hayatını idame ettirmek için çalışmak zorunda kalıyor. Bu karanlığa mecbur değiliz. Bir çözümsüzlük sarmalına sıkıştırılan barınma krizi aslında çözümsüz değildir. Krizin çözümü, bilime dayanan, akılcı ve kamucu politikalardır. Barınma hakkı aynı eğitim hakkı gibi bir temel haktır. Herhangi bir geliri ve güvencesi olmayan öğrencilerin eğitim almalarının mümkün kılınabilmesi için gerekli desteği almaları şarttır. Bu destek herhangi başka kurum ve kuruluşlar tarafından değil sadece devlet tarafından sağlanabilir. Devlet, yurttaşlara ve gençlere bu hakları sağlamakla mesuldür. Bu nedenle;
1. KYK yurtlarının sayısı ve kapasitesi arttırılmalı ve nitelikleri insanca yaşam standartlarına yükseltilmelidir.
2. Cemaat ve tarikat yapılarına bağlı yurtların tamamı kamulaştırılmalı ve boş kamu binaları yurt olarak hizmete açılmalıdır.
3. KYK bursları bir öğrencinin hayatını idame etmesini mümkün kılacak şekilde arttırılmalı ve burs alan öğrenci sayısı arttırılmalı.
4. Öğrenci evlerine kira ve fatura destekleri yapılmalı.