Dünya Altın Konseyi’nin raporuna göre, merkez bankaları üst üste üçüncü kez 1.000 tonun üzerinde altın satın aldı.
ALTINA HÜCUM BAŞLADI
Kaplan, bu yoğun talebin büyük ekonomik belirsizliklere karşı alınan bir önlem olabileceğini düşünüyor. Tarihte benzer dönemlerin yaşandığını belirten stratejist, 20. yüzyıl başlarında Almanya'daki Weimar Cumhuriyeti örneğini hatırlatarak, ekonomik çöküş ve siyasi istikrarsızlığın ciddi sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekiyor.
Teknolojinin küresel piyasaları daha bağlantılı hale getirdiğini vurgulayan Kaplan, artık bir ülkede yaşanan krizlerin hızla diğer ekonomilere sıçrayabileceğini belirtiyor. ABD, Çin ve Rusya gibi büyük güçlerin ekonomik baskılar nedeniyle zayıfladığına işaret eden uzman, bu durumun küresel dengeleri kırılgan hale getirdiğini söylüyor.
Özellikle ABD ile Çin arasındaki gerilimin Tayvan ve Güney Çin Denizi meseleleri nedeniyle askeri bir çatışmaya dönüşebileceği konusunda uyarılarda bulunan Kaplan, böyle bir gelişmenin küresel finans piyasalarını ciddi şekilde sarsabileceğini ifade ediyor. Çin’in büyük miktarda altın biriktirmesi, ekonomik belirsizliklere karşı bir güvenlik önlemi olarak yorumlanıyor. Küresel piyasalarda altına olan talebin artması, yatırımcıların ekonomik çalkantılara karşı koruma sağlamak istediğini gösteriyor.
Kaplan’ın en çarpıcı tahminlerinden biri ise İran’la ilgili. Uzman, önümüzdeki dört yıl içinde İran rejiminin çökebileceğini ve ülkede yaşanan toplumsal huzursuzluk ile ekonomik sıkıntıların yönetimi zora sokabileceğini dile getirdi.
