MKE Ankaragücü - Çaykur Rizespor müsabakasında hakem Halil Umut Meler'e yönelik fiziki saldırının yankıları sürerken, RTÜK spor programlarına yönelik açıklama yaptı.
Üst kurulun yaptığı toplantıda şiddeti özendiren, eleştiri sınırlarını zorlayan ve haddi aşan futbol programlarına “dur” demek için oy birliğiyle “ilke kararı” aldıkları ifade edildi. Alınan kararlarda son olayların etkili olduğu belirtilirken, yapılan yazılı açıklamada şu ifadeler yer aldı:
"Sezon başından beni yayıncıları uyaran Türkiye Futbol Federasyonu ile yakın çalışan RTÜK, spor yayınlarına ilişkin “ilke kararı” alma konusunda mutabık kaldı. Olağanüstü toplanan Üst Kurul’da oy birliğiyle spor yayınlarına ilişkin “ilke kararı” alındı.
MKE Ankaragücü Çaykur Rizespor maçındaki olaylardan sonra TFF’nin başvurusunu değerlendiren Üst Kurul taraftarları kışkırtıcı, sağduyudan uzak, fanatizm içeren, eleştiri sınırlarını aşan, argo ve kaba ifadelere yer verilen programlara geçit vermeyecek. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in gündeme getirdiği ve tüm RTÜK Üyelerince kabul gören ilke kararları, fair play kültürüyle örtüşüyor.
Üst Kurul, spordaki şiddet olaylarında kulüp yönetimlerinin kışkırtıcı açıklamalarının, yazılı spor basınında kullanılan provokatif dilin ve televizyonlarda yer alan spor programlarına katılan konukların taraflı ve hırçın yorumlarının etki olduğu konusunda hemfikir oldu. RTÜK, kitle iletişim araçlarının toplumu etkileme gücü göz önünde bulundurulduğunda, spor programlarında taraftarlar arasındaki gerginliği artıracak, şiddete yöneltici, sporun ruhuna aykırı ifadelerden kaçınılması gerektiğini “ilke kararı” ile sabitledi."
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, alınan ilke kararına ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı:
“Üst Kurul uzmanlarının yapmış olduğu incelemelerde, bazı spor programlarında federasyon yetkilileri, kulüp yöneticileri, futbolcular ile görevleriyle bağlantılı olarak kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından kamu görevlisi sayılan hakemlere yönelik; taraftarları kışkırtıcı, sağduyudan uzak, fanatizm içeren, eleştiri sınırlarının ötesinde, argo ve kaba ifadelere yer verildiği, reyting kaygısıyla kişilerin özel hayatlarıyla ilgili çeşitli ithamlarda bulunulduğu tespit edilmiştir. Bu tarz ifadeler, destekledikleri takımlar beklenen sonucu alamadığında, takımları benlikleriyle bütünleştiren taraftarların hakemleri hedef alarak onlara yönelik kolektif şiddet uygulamalarına, saha içi ve saha dışı şiddet eylemlerinin ortaya çıkmasına ve Türk sporun olumsuz kavramlarla anılmasına sebep olmaktadır.
Sporda şiddet kabul edilemez. Şiddeti ortaya koyan kim olursa olsun karşısında olmalıyız. Şiddet uygulayan veya körükleyen taraftar da olsa, kulüp yöneticileri de olsa, basın da olsa millet olarak topyekûn tepkiye maruz bırakılmalıdır.
Özellikle bazı basın ve yayın organlarında yer bulan ne insanlık değerleriyle ne de yayıncılık ilkeleriyle bağdaşan sınırları aşan kalitesiz programlara yasalar çerçevesinde sınır koymak kaçınılmazdır.
Haddini aşan yayınlar en fazla güzide spor camiasına zarar vermektedir. Futbol izleyicisi bu tarz programları hak etmemektedir.
Sezon başından itibaren gerek TFF tarafından gerekse Üst Kurulumuz spor yayınları konusunda samimi ve yapıcı uyarılarda bulunmuştur. Ama bu ikazların dikkate alınmadığının görülmesi üzerine 6112 sayılı Kanunda yer alan lisans iptali dâhil her türlü müeyyidenin uygulanabileceği spor yayınlarına yönelik bağlayıcı nitelikte ilke kararı alınması gerekliliği zorunlu olmuştur.”