Eskişehir Bilecik Tabip Odası, SES Eskişehir Şubesi, Bilecik Aile Hekimleri Derneği, Birlik Dayanışma Sendikası Eskişehir Temsilciliği, Genel Sağlık İş Sendikası Eskişehir ve Bilecik Temsilcilikleri ve Hekim-Birliği Sendikası Eskişehir Şubesi tarafından iş bırakma eyleminin son gününde İsmet İnönü Caddesi’nden Eskişehir İl Sağlık Müdürlüğü önüne yürüyüş yapıldı. İl Sağlık Müdürlüğü bahçesinde açıklama yapmak isteyen sağlıkçılarla emniyet görevlileri arasında kısa bir tartışma yaşandı. Bunun üzerine sağlık emekçileri bahçe kapısı önünde açıklama yaptı.
“Sorunları biz yaşıyoruz, çözümünü de biz biliyoruz”
Bilecik Aile Hekimleri Derneği Başkan Yardımcısı ve Eskişehir Bilecik Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Bülent Karalar yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Bugün 6-10 Ocak tarihleri arasında 5 gün süreyle iş bırakma eylemimizin son günü. Kasım ve Aralık aylarından sonra 3. kez İl Sağlık Müdürlüğü önündeyiz. Bizler buradan Sağlık Bakanlığı’na artık son kez seslenmiş olmayı diliyoruz. Sayın Bakan, bizi duyduğunuzu biliyoruz. Ne yapacağınızı bilemediğinizin farkındayız. Özür dilemek ve hatadan geri dönmek erdemliliktir. Hatanızdan hemen geri dönün. Yarattığınız bu kötü sağlık sisteminin çözümü sizde değil, bu artık çok açık olarak görünüyor. Bizi dinleyin. Sorunları biz yaşıyoruz, çözümünü de biz biliyoruz.
“Toplumun hastalanmasıyla övünen bir bakan istemiyoruz”
Ülkemizde büyük bir yoksulluk fırtınası var. Milyonlarca insanımız hükümetinizin reva gördüğü açlık sınırının altındaki asgari ücretle, emeklilik maaşlarıyla ayakta durmaya çalışıyor. Milyonlarca gencimiz, yurttaşımız işsiz. Halkımız mutsuz, sağlıklı ve yeterli besine ulaşamıyor. Barınma sorunu, ısınma sorunu yaşıyor. Yoksulluk halk sağlığı sorunudur. Beraberinde çok sayıda fiziksel ve ruhsal hastalığı da getirir. İnsanlarımız her geçen gün daha çok hastalanıyor ve siz bu ülkenin Sağlık Bakanı olarak bununla övünüyorsunuz. Bununla gerçekten nasıl övünebiliyorsunuz? Bizler toplumun hastalanmasıyla övünen bir bakan istemiyoruz! Bu bile istifa nedeniniz olmalıdır.
“Çalışanlar ağır iş yükü altında tükenmiş durumdalar”
Hastalanan yurttaşlarımızın başına nelerin geldiğini gayet iyi bildiğinize eminiz. Bir kez daha söyleyelim size. Hastalarımız randevu bulamıyorlar. Hastanelerde yatak bulamıyorlar. İlaç bulamıyorlar. Bulurlarsa katkı katılım payı adı altında öyle büyük paralar istiyorsunuz ki bu kez ilaçları alamıyorlar. Doğru teşhisi zorlaştıran her türlü şartlarda sağlık emekçileri hizmet vermeye çalışıyor. Şehir hastanelerinin şirketlerine sizin deyişinizle müşteri gitsin diye, devlet hastanelerimizi kapattınız, yıktınız. Hastalarımız şehrin dışındaki şirket hastanelerine gidemiyorlar. Hastaneleriniz içi boş ve kira bedeli çok olsun diye yapılan dev koridorlardan oluşmaktadır. Büyük zorluklarla hekime ulaşanlara da 3-5 dakikada tüm tıbbi ilkelere aykırı olarak öylesine bakılmasını istiyorsunuz. Dolayısıyla gerçek anlamda bir sağlık hizmeti alamıyorlar. Şehir hastanelerinin şirketlerine vergilerimizi oluk oluk aktarıyorsunuz. Bu nedenle personel alamıyorsunuz. Çalışanlar ağır iş yükü altında tükenmiş durumdalar. Bizler vergilerimizi nereye harcadığınızı açıklamanız için de buradayız.”
