Gezi Davası kararlarındaki hukuksuzluklara tepkiler sürerken; haberi, yazısı ve yorumu nedeniyle gazetecilere yönelik baskı ve soruşturmalar da devam ediyor. TBMM’nin yeni yasama yılının ilk çalışma gününde Meclis’te söz alan CHP’li Utku Çakırözer, Gezi davası kararlarına tepki gösterirken, “Gezi Davası kapsamında tutuklu Osman Kavala 6 yıldır zindanda. Hatay’dan milletvekili seçilen Can Atalay ile Mine Özerden, Çiğdem Mater, Tayfun Kahraman bir buçuk yıldır tutuklu. Oysa Gezi'nin ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Türkiye'nin 79 ilindeki demokratik protestolara tam 2,5 milyon yurttaş katıldı. Şimdi bu 2,5 milyon insanımıza suçlu damgası vurulabilir mi? Milyonlarca üyesi olan bir suç örgütü olabilir mi? AKP’li olsun, CHP'li olsun 84 milyon olarak hiçbirimiz bu utanç tablosunu hak etmiyoruz” dedi.
Çakırözer, tutuklu gazeteciler Merdan Yanardağ ve Barış Pehlivan’ın durumunu da gündeme getirerek, “Cumhuriyetimizin 100'üncü yılında Gazi Meclis olarak önceliğimiz, hak ve özgürlüklerin korunduğu bir demokrasi ve hukukun üstünlüğünü hâkim kılacak adımlar atmak olmalıdır” çağrısında bulundu.
DÜŞÜNCE SUÇLULARINA ADALET VE ÖZGÜRLÜK ÇAĞRISI
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, TBMM’nin yeni yasama döneminde Genel Kurul’da söz alarak cezaevindeki düşünce ve siyasi suçluların durumu ile Gezi Davasındaki hukuksuzlukları gündeme getirdi.
Çakırözer, “Cumhuriyetimizin 100'üncü yılında Gazi Meclis olarak önceliğimiz, hak ve özgürlüklerin korunduğu bir demokrasi ve hukukun üstünlüğünü hâkim kılacak adımlar atmak olmalıdır. İşe kendimizden başlamalıyız. 599 milletvekili yemin etti, biri hariç. Çünkü siyasi baskı altındaki yargı, Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Avukat Can Atalay'ı seçilmesinden bu yana, beş aydır, inatla cezaevinde tutuyor. Millet iradesini hiçe sayıyor. Burada, Meclisimize ve Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'a görev düşmektedir. Cezaevinde milletvekili ayıbından Türkiye'nin bir an önce kurtulması gerekir” dedi.
“KEYFİ ŞEKİLDE SİLİVRİ’DE TUTULUYORLAR”
Gazetecilerin yazıları, yorumları, haberleri nedeniyle cezaevine konulduğunu söyleyen Çakırözer, “Gazeteciler hapiste! Merdan Yanardağ, Barış Pehlivan aylardır cezaevinde. Çözüm sürecinde akil insan olarak faydalandığınız 78'liler Girişimi Sözcüsü, yazar Celalettin Can'ı şimdi aynı görüşleri yüzünden cezaevine koydunuz. Sağlık durumu kötüleşmesine rağmen. Celalettin Can ve Barış Pehlivan denetimli serbestlik hakkından faydalandırılmıyor, keyfî bir biçimde Silivri'de tutuluyorlar” diye konuştu.
“MİLYONLARIN ÜYESİ OLDUĞU SUÇ ÖRGÜTÜ OLAMAZ!”
Gezi Davası kapsamında Osman Kavala’nın 6, milletvekili Can Atalay, Mine Özerden, Çiğdem Mater, Tayfun Kahraman’ın bir yılı aşkın süredir cezaevinde tutulduğunu söyleyen Çakırözer, Gezi Davası tutuklularına yaşatılan hukuksuzlukları da şöyle sıraladı:
“Milyonların Gezi direnişinden suç çıkarma inadı yüzünden yıllarca zindanda tutulup sonunda hukuksuz cezalara çarptırılan aydınlarımız da siyasi mahkûmlar arasında. Osman Kavala 6 yıldır, Mine Özerden, Çiğdem Mater, Tayfun Kahraman ve Can Atalay bir buçuk yıldır cezaevinde. Milyonların Gezi'deki haklı direnişinin intikamı çok adaletsiz bir biçimde onlardan çıkarılmak isteniyor. Oysa Gezi'nin ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Türkiye'nin 79 ilindeki demokratik protestolara tam 2,5 milyon yurttaş katıldı. Bu sayıdan çok daha fazlası sosyal medyada destek verdi. Meclis sıralarında oturan milletvekillerimizin belki yarısı, belki de daha fazlası o gösterilere ya katılmıştır ya da katılmamışsa bile en azından bir kez yurttaşların tepkisinde haklılık payı olduğunu içinden geçirmiştir. Hâl böyleyken şimdi bu 2,5 milyon insanımıza suçlu damgası vurulabilir mi? Milyonlarca üyesi olan bir suç örgütü olabilir mi? Olmaz ama işte, sarayın baskısı altındaki hâkimlere zorla olduruluyor.”
“DARAĞACI ARAYACAK DURUMA GELDİLER”
Çakırözer, Gezi Davası tutuklularına beraat kararı veren hakimlere yönelik kamuyonuda yer alan baskıları da Meclis gündemine getirken, “Gazetelerde haberler var, ilk Gezi davasında beraat kararı veren hâkimlere sonradan yapılmayan eziyet kalmamış. Böylesine bir baskı altında yargı eliyle daha önce beraat verilen isimler şimdi zindana, çürümeye mahkûm ediliyor. İdam cezası kalkmamış olsa Kavala'yı asacak, darağacı arayacak duruma gelmişsiniz. İddianameler boşmuş, tek bir somut delil yokmuş, soruşturma FETÖ'cü hâkim ve savcılar eliyle yürütülmüş kimin umurunda, saraydan gelen talimatla hâkimler kalemini kırıyor. Bu haksız ve hukuksuz, bu adaletsiz kararlar belki saraydakilerin hoşuna gidebilir ama milyonların vicdanında asla kabul görmedi ve görmeyecek” diye konuştu.
“AYM ADALETSİZLERİ BİR AN ÖNCE GİDERMELİ”
Avrupa İnsan Hakları Mahemesi’nin Gezi Davası’nın tamamen hukuksuz ve siyasi maksatlı olduğu yönündeki kararlarını ve Türkiye’nin AİHM kararlarına uymamasını da eleştiren Çakırözer, şunları söyledi:
“Kurucusu olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de davanın tamamen hukuksuz ve tamamen siyasi maksatlı olduğunu kararıyla ortaya koymuş durumd. Ama bizzat kendisi ‘AİHM'in aldığı kararlar Anayasa'mızın üstündedir’ diye Anayasa değiştiren bu iktidar şimdi aynı kuruluşa ‘Türkiye'nin egemenlik haklarını hiçe sayan mahkeme’ diyebiliyor, ‘Kararlarına saygı duymayız, kulak asmayız’ diyebiliyor. Hak ihlalleri nedeniyle ülkemizi Avrupa Konseyinde yaptırım uygulanan ülke konumuna düşürmek AKP iktidarının ülkemize yaptığı en büyük kötülüktür. AKP’li olsun, CHP'li olsun 84 milyon olarak hiçbirimiz bu utanç tablosunu hak etmiyoruz. Temennimiz odur ki Anayasa Mahkemesi, Milletvekili Can Atalay ve diğer gezi mahkûmları ile siyasi tutuklular için bu adaletsizlikleri bir an önce gidersin ve bu büyük ayıptan kurtulabilelim.”