Diyanet İşleri Başkanlığı yoksul Müslümanlara verilmesi gereken fitrenin emekli ve asgari ücretliye de verilebileceğini açıkladı. Diyanet’in açıklamasına tepki gösteren Türkiye Emekliler Derneği Eskişehir Şube Başkanı Muhsin Dilbaz, “Hükümet 22 yılda emekliyi ve asgari ücretliyi fitre ve zekat almaya muhtaç hale getirmiştir. SGK yasası artık güvence olmaktan uzaklaşmıştır. Yasa acilen ele alınmalı ve insanca yaşanabilecek standartlara getirilmeli, herkese eşit haklar sağlamalıdır” diye konuştu.

“Milyonlarca kişi fitreye muhtaç hale geldi”

Muhsin Dilbaz açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Diyanet İşleri Başkanlığı, emekli ve asgari ücretliye de fitre verilebilir. Türkiye’de açlık sınırı 22 bin 131 lira oldu. En düşük emekli aylığı olan 14 bin 469 lira ile bir ay geçinmek zorunda olan milyonlarca kişi fitreye muhtaç hale geldi. Milyonlar açlık sınırının altında yaşarken, Diyanet de asgari ücretliye fitre verilebileceğini açıkladı. ‘Ramazan ayında fitre asgari ücretli ya da emekli maaşı alan birinin geçinemediğini düşünüyorsanız, yan geliri yoksa evi kiraysa ya da evi varsa bile yakıtını vs. ödeyemiyorsa verebilirsiniz’ denildi.

“Diyanet hakkında soruşturma bile açılabilir”

TÜRK-İŞ'in verilerine göre açlık sınırının 22 bin 131 TL olduğu Türkiye’de asgari ücret 22 bin 104 TL, en düşük emekli aylığı olan 14 bin 469 lira. Ocak ayında yoksulluk sınırı 72 bin 88 TL, açlık sınırı ise 22 bin 131 TL’ye ulaştı. Diyanet İşleri Başkanlığı da artık emeklinin, asgari ücretlinin geçinemediğini, aldıkları ücretlerin temel ihtiyaçlarını karşılayamadığını itiraf etmişlerdir. Hükümetten ise henüz bu konu hakkında bir açıklama yapılmamıştır. Kim bilir Diyanet hakkında soruşturma bile açılabilir. Bu günlerde herkese soruşturma açıyorlar.

“Bizler o zekat, fitreyi almayız”

Hükümet 22 yılda emekliyi ve asgari ücretliyi fitre ve zekat almaya muhtaç hale getirmiştir. SGK yasası artık güvence olmaktan uzaklaşmıştır. Yasa acilen ele alınmalı ve insanca yaşanabilecek standartlara getirilmeli, herkese eşit haklar sağlamalıdır. Bizler Kurtuluş Savaşı’nda, Çanakkale’de üzüm hoşafı, kuru ekmek yiyen ve özgürlüklerimizi bize veren dedelerimizin torunlarıyız. Gururluyuz. Başımız hep dik. Yine kuru ekmek yeriz, belki açlıktan ölürüz ama bizler o zekat, fitreyi almayız.”

Kaynak: Meltem Karakaş