Ege Denizi’nde meydana gelen peş peşe depremler sonrası Kandilli Rasathanesi, “Santorini Adası - Ege Denizi Deprem Etkinliği” başlıklı bir rapor yayımladı. Raporda, Santorini ve çevresinin yoğun volkanik aktivite, deprem riski ve tektonik gerilmelerle karakterize edilen karmaşık bir jeolojik bölge olduğu vurgulandı.
Rapor, Santorini-Amorgos fay hattının büyük yıkıcı depremler oluşturabilecek potansiyele sahip olduğuna dikkat çekerken, Kolumbo Denizaltı Volkanı ve Santorini’deki magma sistemlerinin aktif hidrotermal süreçlerle beslendiği ve yeni patlamalar için risk taşıdığı ifade edildi.
Uzmanlar, bölgede gözlemlenen sismik hareketlilik ve magma dinamiklerinin, geçmişte yaşanan büyük patlamalar ve depremlerle doğrudan ilişkili olduğunu belirtti. Bu nedenle hem sismik hem de volkanik olayların gerçekleşme olasılığının yüksek olduğu ve bölgenin çok disiplinli bir izleme sistemiyle sürekli takip edilmesi gerektiği kaydedildi.
TSUNAMİ'YE DİKKAT ÇEKİLDİ
Raporun en dikkat çeken bölümlerinden biri ise tsunami riskiyle ilgili yapılan uyarılar oldu. Tarihsel kayıtlar ve modern gözlemler, Santorini ve çevresindeki aktif fay hatlarının ve bölgede tetiklenebilecek bir heyelanın tsunami yaratma potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor.
Yetkililer, deprem ve volkanik aktivitelerin yanı sıra deniz seviyesi değişikliklerinin de sürekli olarak izlenmesi gerektiğini vurgularken, tsunamiye karşı gerekli önlemlerin alınmasının büyük önem taşıdığı ifade edildi.
Santorini ve Kolumbo çevresinde yürütülecek jeofizik, jeokimyasal ve jeodezik araştırmaların artırılması gerektiğine dikkat çeken uzmanlar, bölgedeki denizaltı volkanizması ve hidrotermal aktivitelerin yakından takip edilmesinin hayati önem taşıdığını belirtti.
Raporda son 50 yılda yaşanan durumlarla günümüz karşılaştırıldı. O karşılaştırma raporda şu şekilde yer aldı: