Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Cumhuriyet Gazetesi’nden Sertaç Eş’e konuştu. Başkan Kurt, CHP’nin iktidar yolunda yapması gereken örgütlenme modeline, belediye hizmetlerine ve kamuda tasarruf paketine ilişkin sorulara yanıt verdi.

“AKP’LİLER UYMAZ”

Başkan Kurt ile yapılan röportajdan öne çıkan başlıklar şu şekilde:

Tasarruf tedbirleri konusunda ne düşünüyorsunuz?

Kurt: Tasarruf tedbirleri konusunda öncelikle samimiyet lazım. İktidar bu konuda samimi değil. Daha önce de bu tedbirler yayınlandı ama seçimden sonra AKP’den bize geçen belediyelerdeki şatafatı ve zenginliği gördük. Lüzumsuz harcamalar yapmışlar. Benim şu anda makam odamda kullandığım koltuklar 10 yıl önce AKP’den devraldığım koltuklardır, masa sandalye düzeneği de aynıdır, ben hala kullanıyorum. Çünkü lüzum görmedim makam odasını yenileyip harcama yapmaya. Ama AKP’liler çok büyük savurganlık içerisinde para harcadılar. Onun için tasarruf tedbirleri konusunda genelge değil kanun çıkarsalar gene AKP’liler uymuyorlar. Biz zaten tasarruf ediyoruz, elimizdeki kıt kaynakları doğru kullandığımız için düzlüğe çıktık.

“İKTİDARIN YAPMADIĞINI YAPIYORUZ”

İktidarın yanlış politikaları nedeniyle yoksulluk karabasan gibi çöktü, bu noktada nasıl bir sosyal belediyecilik anlayışı uygulayacaksınız?

Kurt: Odunpazarı Belediyesi olarak sosyal belediyecilik en temel görevimiz. Bunu da 10 yıllık başkanlığımız döneminde başarıyla gerçekleştirdik ve halka gösterdik. Yoksullar için aşevleri açtık. Şu anda 2 bin civarında haneye her gün ücretsiz sıcak yemek hizmeti veriyoruz. Bu uygulama sağlıklı gıda desteğidir. Bu sayıyı artırmayı planlıyoruz. Türkiye’de gıda bankacılığı denildiği zaman örnek gösterilen bir Halk Market projesi hayata geçirdik. Halk Market’te yaklaşık bin 300 yoksul aileye her ay düzenli olarak temel ihtiyaçlarını karşılayacağı ücretsiz bir imkan sağladık. Verdiğimiz kartla insanlarımız Halk Market’ten, alışveriş yapar gibi ihtiyaçlarını alabiliyorlar. Bu insan onuruna yaraşır işleyen bir sosyal yardım modeli. Hiç kimseyi rencide etmeyen sistem kurduk, geliştirerek devam ettireceğiz. Başka bir çalışmamız da kreşlerimiz. İktidarın yapması gereken işi, onlar yapmadıkları için biz yapıyoruz ve Odunpazarı ilçemize kreşler kazandırıyoruz. Şu anda mevcut olan kreşlerimizin ücreti, piyasanın üçte biri oranında. Ücretsiz ya da daha düşük ücretli hizmet veremiyoruz çünkü Sayıştay buna izin vermiyor. Ve biz kreş yapmaya, kaliteli eğitimi kanunun izin verdiği oranda en düşük ücretle çocuklarımıza vermeye, kadınların üretim sürecine katkı sunmalarına ön ayak olmaya devam edeceğiz. Yine yaşlı bakın merkezlerimizde yaşlılarımıza yapmış olduğumuz ciddi destekler ve yardımlar var. Mahallelerimize kurduğumuz ve kurmaya devam edeceğimiz İMC Fırınlarımız var. Kadınlarımız fırınlarda ucuz ve sağlıklı ekmeklerini yapıyorlar ve sosyalleşiyorlar. Hizmetlerimiz artarak ve gelişerek sürecek.

“İLÇE TEMELLİ ÖRGÜTLENME OLMALI”

CHP’nin Türkiye genelindeki birinciliği Eskişehir’e de yansıdı. CHP bu başarıyı devam ettirebilmek için parti içerisinde hangi adımları atmalı?

Kurt: Öncelikle parti örgütlenmesinde daha sağlıklı bir yapı sağlanmalı. Yakın zamanda yapılacağını söylediğimiz tüzük ve program kurultaylarına katılımcı bir anlayışla yaklaşılmasını, pratikte hayata geçebilecek nitelikte bir tüzük hazırlanmasını ve partililerin de bu tüzüğün hazırlanmasında ciddi anlamda katılım sağlamasını bekliyorum. Bu doğrultuda parti tüzüğünde var olan demokratik geleneklerin sürdürülmesi ve daha önemlisi uygulanması gerektiğini düşünüyorum. Örneğin bizde önseçim zaten vardı ama uygulanmıyordu. Parti danışma kurulları vardı ama işletilmiyordu. Şimdi bu mekanizmaların çalışacağı bir formül üretmeliyiz. Parti, örgüte birinci derecede önem veren bir hal almalıdır. Bizde şimdiye kadar belediye başkanlarına göre ya da büyükşehir belediye başkanlarına göre endekslenmiş bir parti örgütlenmesi gerçekleştirildi. Bu doğru değil. İkincisi, il başkanlarına endeksli bir yapı da doğru değil. İlçe örgütü temelli bir anlayışı ortaya çıkarmak gerekir. Örneğin Türkiye’de 1milyon, 900 bin, 700 bin, 500 bin nüfuslu ilçeler var. Bu ilçelerin görüşleri dikkate alınmadan örgütlenme yapılmamalı. Kimse alınmasın ama yaklaşık 900 bin nüfusu olan Bursa’nın Osmangazi ilçesinin ilçe başkanı, 60 bin nüfuslu bir il başkanı kadar itibar görmüyor. Bu doğru bir yaklaşım değildir. Doğrusu, Türkiye’deki tüm ilçelere göre bir örgütlenme modelinin oluşturulması lazım. Böylelikle katılımcı demokrasi daha da güçlenir, pratikte böyle bir örgütlenme modeli oluşturmaya hiçbir engel yoktur, istenirse yapılabilir.

Kaynak: Eskisehir.net Haber Merkezi