Cihan Yıldırım yazdı...
Son aylarda bu başlıkla onlarca haber yapılmış olabilir. Son meclis toplantısında, kıydığı son nikahta, devir teslim töreninde yaptığı konuşmalar ‘son ders’ olarak kamuoyuyla paylaşıldı.
Sanırım bu durum bir müddet daha devam edecek.
Çünkü o Eskişehir’in Yılmaz Hoca’sı…
Bana kalırsa Yılmaz Büyükerşen’in hayatından çıkarılacak en önemli ders; ona buna takılma işine odaklan. Yapmanın bir yolunu bul… İlk kez yapılan her şeyin zorluğu vardır…
Bunu Yılmaz Hoca demiyor. Benim tespitim bu şekilde… Hoca’nın hayatı engelleri aşmakla, yok olmaz denilen şeyleri başarmakla geçti… O yüzden ilham veren bir hayat hikayesi var.
Ben ‘son ders’ bahsine geri döneyim şimdilik…
31 Mart 2024 seçimine doğru giderken Yılmaz Hoca’nın adaylığı ‘tartışma’ konusuydu. Tartışma konusu yapanlar Eskişehirliler ya da buradaki CHP’liler değildi.
Dünyanın herhangi bir yerinde yaşayan partililer de değildi. Bırakın kendi partisini rakipler bile ‘Yeter artık Hocam’ demedi belki de diyemedi.
Hoca’ya ‘yeter artık’ diyen CHP üst yönetimiydi. Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu ikilisi Hoca’yı yeniden aday olmaması konusunda ‘ikna’ etti!
Bana kalırsa Hoca son dersini burada verdi. Özel ve İmamoğlu ikilisine direnebilir miydi? Elbette direnirdi…
En sonunda partiden ayrılıp başka partiden ya da bağımsız aday olup kendisini Eskişehirlilere emanet edebilir miydi? Elbette ederdi…
Seçilme şansı olur muydu? Kimse gönül rahatlığıyla ‘hayır, seçilemez’ diyemezdi…
İstese CHP’ye seçimi kaybettirir miydi? Elbette kaybettirirdi… Hatta CHP’nin ülke çapında yara almasını sağlardı…
Daha neler neler… Geçmişte küsen, kırılan politikacıların neler yaptığına çok şahit olduk.
Hoca, bunların hiçbirini yapmadı. Sadece ”Ben yoksam Ayşe Ünlüce olacak” dedi. Kulislere bu şekilde yansıdı…
ABD seçimleri gündemde…
Başta kendi partisi ve yakın çevresi olmak üzere herkes Biden’a ‘aday olma’ diyor. Ciddi sağlık sorunlarına rağmen Biden kimseyi dinlemiyor. Ben yoksam ABD ne yapar diyor! Tüm dünya Biden’ı iknaya çalışıyor.
Ki Yılmaz Hoca’nın Biden gibi sorunları da yok!
CHP’nin önceki lideri Kemal Kılıçdaroğlu…
Kılıçdaroğlu’na genel seçim sonrası gidilen kurultayda ‘yeniden aday olma’ dendi. Kılıçdaroğlu kimseyi dinlemedi. Ben olmasam CHP ne olur dedi! İlk tur sonucunda çekil bari dendi, onu da kabul etmedi. Sabaha karşı yenilgiyle koltuğunu bıraktı…
Örnekleri çoğaltabiliriz. Sonuç… Koltuğu bırakmak, hele hele kazanması neredeyse garanti olan koltuğu bırakmak herkesin harcı değil. Yılmaz Hoca yıkıcı bir mücadeleye girmeyerek müthiş bir ders verdi.
Gün geçtikçe yaptığı ‘büyüklük’ daha iyi anlaşılıyor. Hem kendisine hem partisine hem kente hem demokrasiye ‘iyilik’ yapmış… Hırsıyla, kibriyle, koltuk sevdasıyla değil eserleriyle ve ‘bırakmayı bilmesiyle’ hatırlanacak.