Cihan Yıldırım yazdı...

Daren Acemoğlu ödül aldı. Eskişehir’de kim var kim yok Acemoğlu’nu kutladı. Altı ay önce Sivrihisar Belediye Başkanı seçilen Habil Dökmeci de ödül aldı. Belediye meclis üyeleri bile kutlamadı.
Ödül var, ödül var. Başarı var, başarı var. 
Köşe yazılarımı takip edenler bilir. Habil Dökmeci’yi en sert eleştirenlerden biriydim.
Geldiğim noktada hiçbir değişiklik yok. Hala Dökmeci’nin iyi bir belediye başkanı yahut yönetici olacağına dair bir delilim yok.
Gelir gelmez yaptığı abuk sabuk işlere bakıldığı zaman zaten iyi bir izlenim oluşturması mümkün değildi.
Gelin görün ki; Habil Dökmeci’nin de iyi bir başkan olmadığı yönünde kuşkuları olmalı ki gitmiş ödül almış!
Kamu Görevlileri ve Çalışanları Derneği’nden (Kamu-Der) almış ödülü Habil Dökmeci…
Yılın en başarılı belediye başkanı! Altı ayın değil, yılın…
Seçim üstünden altı ay geçmesine rağmen bir yıllık başarıyı kucaklamış anlayacağınız Habil Dökmeci.
Altı ayın en başarılı belediye başkanı ödülü verilseydi bir şey diyemeyecektik. O vakit ‘Uygun görmüşler, farklı düşünmüşler, bakış açıları da amma değişikmiş’ deyip geçecektik.
Bizim göremediğimizi bu dernek görmüş! İlk altı ayda mucize yaratan Dökmeci’nin bundan sonraki altı ayı da fevkalade geçireceğine kanaat getirmiş…
Yapıştırmışlar ödülü…
Ödül küçük, Habil Dökmeci komik duruma düşmüş ne gam!
Ödül mü ödül?
Başkan mı başkan?
Başarı mı başarı?
Kötü bir hikayenin üç öznesi bir araya gelmiş.
Sadece bir ricam var… Kamu Görevlileri ve Çalışanları Derneği bir gün aklına gelirde en başarılı gazeteciyi seçmeye falan kalkarsa bizim mahalleye uğramasın.
Ne kendimin ne de dostlarımın komik düşmesine bu yaştan sonra yüreğim dayanmaz…
Bu kadar Sivrihisar demişken Nasrettin Hoca’yı anmamak olmaz… Hoca’yı en meşhur fıkrasıyla analım…
Nasreddin Hoca pazara giderken çocuklar etrafını sarmışlar. Hepsi birer düdük ısmarlamış ama para veren olmamış. Hoca çocukların tümüne olumlu cevap vermiş: Peki, olur…
Çocuklardan yalnız biri, elinde para olduğu için, Hoca'ya şunları söylemiş: Nasreddin Hoca bu parayla bana bir düdük getirir misin?
Hoca akşama doğru pazardan dönmüş. Yolunu bekleyen çocuklar hemen Hoca'nın etrafını sararak düdüklerini istemişler.
Nasreddin Hoca, cebinden bir düdük çıkarıp kendisine para veren çocuğa uzatmış.
Ötekileri bağırmaya başlamışlar: Ya, bizim düdükler nerede Nasreddin Hoca?
Nasreddin Hoca'nın cevabı kısa ve anlamlı olmuş: Parayı veren düdüğü çalar.