TBMM'de Dışişleri Bakanlığı'nın bütçesiyle ilgili yapılan görüşmelerde, Suriye'de yaşanan en son gelişmeler ele alındı. Muhalefet, AK Parti iktidarına geçmişte yaşananlardan ders alınması uyarısında bulunurken, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “Sınırımızın dibinde bir diktatör giderken yerini yeni bir cihatçı Taliban benzeri yönetimin almasını hiçbirimiz istemeyiz! Geçmiş hatalardan ders alın! Suriye'nin cihatçıların yeni Afganistan'ına dönüşmesinin taşları döşenirse bunun ulusal güvenliğimize vereceği zararı yine ülkemiz ve milletimiz ödemek zorunda kalacaktır” dedi. Çakırözer, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a ABD’deki yeni Trump dönemine ilişkin de uyarılarda bulunarak, “Trump'ın ilk döneminde AK Parti'de bayram havası vardı ama ‘dostum’ dediğiniz Trump ile tarihin en kötü sürecini yaşadık! Trump değişir mi bilinmez ancak illa bir akıl kullanacaksanız geçmişten ders alın! Bundan sonra hiç kimseye Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına ‘aptallık etme’ mektubu yazma cüreti verecek yolu açmayın” diye konuştu.
“TARAF OLDUNUZ, BEDELİNİ ÜLKEMİZ ÖDEDİ”
TBMM Genel Kurulu'ndaki Dışişleri Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçesi görüşmelerinde Suriye'de yaşanan gelişmeler gündem oldu. TBMM Dışişleri Komisyonu üyesi CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Suriye’de bugün ortaya çıkan tabloda yarına ilişkin değerlendirmeler yapılırken 13 yıllık süreçte yaşananların gözden geçirilmesi gerektiğine vurgu yaparak şu değerlendirmeleri yaptı:
“Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak Atatürk'ün ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ ilkesi doğrultusunda emperyalist güçlerin peşine takılmanın doğru olmadığını Irak tezkeresinde söyledik. Mısır'da, Suriye'de rejim değiştirme maceralarınızda söyledik. Emperyal güçlerin dolduruşu ve ihvancı hayallerle ‘Esad bir haftada gidecek’ diyerek taraf olduğumuz bu iç savaşta en büyük bedeli paramparça olan Suriye ödedi. Ama ikinci büyük hasarı ise maalesef ülkemiz, halkımız yaşadı. Suriye'deki kaos ortamından en çok terör örgütleri yararlandı. Bir taraftan radikal cihatçı gruplar, diğer taraftan bölücü terör örgütü Suriye'yi âdeta terör üssüne dönüştürdü. Bu örgütlerin Reyhanlı, Suruç, Ankara Garı, Diyarbakır, Gaziantep, Atatürk Havalimanı, Sultanahmet, İstiklal Caddesi, Santa Maria Kilisesi, İçişleri Bakanlığı ve son olarak TUSAŞ'a yaptıkları kanlı saldırılarda yüzlerce vatandaşımız katledildi. Bir de İdlib'de bombalanan ve hesabı hâlâ sorulmayan 34 şehidimiz var. Hepsini rahmetle anıyorum. Bu süreçte ulusça yaşadığımız bu büyük acıların unutulması asla mümkün değildir.”
“AK PARTİ SURİYELİLERİ TUTTU"
“Birkaç bin kişi gelir diye açtığımız sınırdan 5 milyondan fazla Suriyeli geldi. Misafir gelenler kalıcı oldu, yüz binlercesi vatandaşlık aldı. 13 yılda milletimizin birçok temel ihtiyacından kesilerek bütçemizden en az 50 milyar dolar bu meseleye harcandı. Bu süreçte şaibeli pazarlıklar, anlaşmalar dahi yapıldı. Almanya eski Başbakanı Angela Merkel anılarında açıkladı. Diyor ki, ‘Göçü durdurmak için Suriyelilerin Türkiye'de kalması gerekiyordu. Sığınmacıları çalıştırsın, sağlık eğitim hizmeti versin, onlara Türkiye içinde gelecek sunsun diye Türkiye'yi ikna ettik’ 3 milyar euro karşılığında milyonlarca Suriyeliye burada gelecek planlamışlar. Kimle? İşte, Erdoğan'la. Peki, Türk halkına nasıl yutturuldu bu vicdansız plan? AB yolu açılacak, vizesiz seyahat başlayacak diye. AK Parti Suriyelileri tuttu, Merkel'i rahatlattı. Peki hani vizesiz Avrupa? Yok! Dolayısıyla, o dönem ‘Bir haftada, bir ayda bu iş biter’ diyerek rejim değişikliğine soyunanların 13 yılda ulusal çıkarlarımıza verilen zararlardan ders çıkararak daha sağduyulu, sorumlu hareket etmesinde yarar görüyoruz.”
“SURİYE'DEN HALA UZAĞIZ”
Türkiye'nin birinci önceliğinin Suriye'de iç savaşın bitirilmesi olduğuna dikkat çeken Çakırözer, “Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in dediği gibi birinci önceliğimiz ülkemize, vatandaşımıza, askerlerimize yönelik terör tehdidinin son bulmasıdır. İki, Suriye’de Arap’ıyla, Kürt'üyle, Türk'üyle, Ermeni'siyle, Dürzî'siyle, Hristiyan'ıyla, Müslüman'ıyla, Sünni'siyle, Nusayrî'siyle herkesin bir arada yaşayacağı bir ülke görmek istiyoruz. Burada Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı Karar'ını hayata geçirmek en doğru yol olacaktır. Üç, ülkemizde sığınmacı konumundaki milyonlarca Suriyelinin ülkelerine dönüşü için süratle yol haritası oluşturulmalı ve kararlılıkla uygulamaya sokulmalıdır. Temel beklentilerimiz bunlar ancak sahadaki gerçekliğe bakınca Esad devrildi ama istikrarlı, bölgesine güvenlik sunan bir Suriye'den hâlâ uzağız” diye konuştu.
“EN BÜYÜK BEDELİ YİNE MİLLETİMİZ ÖDEMEK ZORUNDA KALACAKTIR"
“Suriye bölünmenin eşiğinde, çok parçalı yapı nasıl bütünlük sağlayacak gerçekçi gözükmemekte” diyen Çakırözer, şu uyarıları yaptı:
“Hâlâ terör örgütleri listesinde olan HTŞ ve altındaki cihatçı gruplar ülkedeki farklı etnik ve dinsel grupları nasıl demokratik ve insan haklarına uygun yönetecek kaygılarımız var. Sınırımızın dibinde bir diktatör giderken yerini yeni bir cihatçı Taliban benzeri yönetimin almasını eminim hiçbirimiz istemeyiz. Bu belirsizlik ve riskler nedeniyle sığınmacılar da ülkelerine dönmek için acele etmeyebilirler. Bu süreçte, Türkiye'nin, atacağı adımları saydığımız temel beklentilerin hayata geçmesi koşuluna paralel olarak belirlemesi gerekir. Geçmiş hatalardan hiç ders almadan Suriye'nin cihatçıların yeni Afganistan'ına dönüşmesinin taşları döşenirse bunun ulusal güvenliğimize vereceği zarar ve yeni göç dalgaları olarak yaratacağı büyük bedeli yine ülkemiz, yine milletimiz ödemek zorunda kalacaktır."
“BÖLGEYE LAİK DEMOKRASİMİZ İLE ÖRNEK OLMALIYIZ”
“Türkiye eğer bugün bölgemizde bir rol modeli olacak ise bu, hiç şüphesiz kökleri yüzyıl öncesine dayanan Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğinde kurulan Cumhuriyetimizin değerleriyle olmalıdır. Yüzünü Atatürk'ün gösterdiği muasır medeniyet hedefine, evrensel değerlere, akıl, bilim yoluna, kadın-erkek eşitliğine çeviren laik ve demokratik yapısıyla olmalıdır. O zaman, bize düşen en önemli sorumluluk demokrasimizi güçlendirmek olmalıdır.”
"GEÇMİŞTEN DERS ALIN"
Çakırözer ABD’deki yeni Trump dönemine ilişkin de iktidara uyarılarda bulunarak şunları söyledi:
“Suriye bağlamında devlet aklından, stratejik akıldan bahsediyorsunuz. Bu akıl ancak eleştirel olursa geçmişten ders alırsa bizi doğru kararlara taşıyabilir. Dolayısıyla Suriye'deki, Mısır'daki, Libya'daki hatalarımızdan, maceralarımızdan dersler çıkaran bir devlet aklıyla hareket edilmesini temenni ederiz. Sadece Suriye de değil; ABD'de Trump yönetimiyle nasıl bir dünya olacak, büyük belirsizlik var. Trump'ın ilk döneminde AKP'de bayram havası vardı ama ‘dostum’ dediğiniz Trump ile tarihin en kötü sürecini yaşadık. Yaptırımlarla ekonomimize darbe vurdu. Trump değişir mi bilinmez ama ille bir akıl kullanacaksanız, yine geçmişten ders alıp bundan sonra hiç kimseye Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına ‘aptallık etme’ mektubu yazma cüreti verecek yolu açmayın.”