İktidar Partisi yerel seçimden ‘psikolojik’ yenilgiyle çıktı. Rakiplerin verdiği ‘zarar’ bir yana AK Parti, İstanbul sonucu üzerinden ‘kendi kendine’ zarar vermeye devam ediyor.
An itibariyle başta ‘elden giden’ belediyeler olmak üzere ‘muhasebe’ yapılıyor. Eskişehir gibi alınması mümkün görünün bazı kentlerde de ‘ittifakın’ oy toplamı üzerinden ‘değerlendirme’ yapılıyor.
Adayları mı yanlış seçtik?
Teşkilat mı çalışmadı?
İttifak tabanda neden kurulamadı?
Vekillere ne kadar fatura kesilmeli?
Hayat pahalılığı…
Eksik neydi, hata kimde?
Bunun gibi onlarca ‘neden’ tartışılıyor.
Napolyon, savaşı kaybedince komutanları toplar ‘neden’ diye sorar. Birisi ‘barut yoktu’ deyince Napolyon toplantıyı bitirir. Çünkü barut olmayınca gerisini dinlemeye gerek yoktur.
Seçim ve sonuçları ‘karmaşık’ bir yapıdır. Bir iki nedenle açıklanamaz…
Yani yukarıda saydığımız nedenlerin hepsinin az çok çorbada tuzu vardır ama bana kalırsa ‘asli’ unsur değildir.
Nedir ‘asli’ unsur?
Daha doğrusu asıl sorun!
Önce hikâye…
Farelerle ilgili meşhur ve çok sevdiğim bir hikâye…
Farelerin başı bir kediyle derttedir. Kedi, her gün üç beş fareyi yiyor. Türlü çeşit tuzaklarla fareleri alt ediyor ve fareler gün geçtikçe azalıyor.
Fareler, soruna çözüm bulmak için toplanır. Kediden nasıl kurtulacaklarını tartışırlar. Saatlerce süren toplantının sonunda bir çare bulunur. Bir fare “Kedinin boynuna çan takalım. Geldiğinde çanı duyar, biz de o arada saklanırız” der.
Diğer fareler ‘sevinç ve umutla’ öneriyi destekler.
Kedinin boynuna çan takılacak!
Genç farelerden biri “Kedinin boynuna çanı kim takacak” diye sorar…
Farelerin ‘hikâyesi’ burada bitiyor.
İktidar Partisi’nin hikâyesine tekrar dönelim. Şimdi herkes AK Parti’de ‘sorumlu’ arıyor. Toplantılar yapılacak, raporlar hazırlanacak, bilgi istenecek, tutanaklar tutulacak… Belki görevden almalar, yeni yeni pozisyonlar olacak.
Tüm bunlar yapılırken Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘muaf’ tutulursa değerlendirme eksik, tespitler hatalı olur. Bu da partinin gidişatını kötü etkiler…
Ama bu ‘uyarıyı’ Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kim yapacak?