Alman bilim insanlarının keşfettiği 1500 kilometrelik yarığın depremselliğe etkisini değerlendiren Görür, levha sınırlarının deprem oluşumundaki rolüne dikkat çekti. Bingöl Karlıova’dan başlayarak Yunanistan’a kadar uzanan Kuzey Anadolu Fayı’nın levha sınırı olduğunu belirten Görür, büyük depremlerin genellikle bu tür sınırlar boyunca meydana geldiğini ifade etti.

Deprem hareketlerinin doğudan batıya doğru ilerlediğini söyleyen Görür, Kuzey Anadolu Fayı boyunca meydana gelen depremlerin batıya göç ettiğini vurguladı. Örnek olarak geçmiş büyük depremleri hatırlatan Görür, Marmara bölgesinin beklenen büyük depremle karşı karşıya olduğunu belirtti.

DEPREM İÇİN UYARI

Prof. Dr. Görür, özellikle Marmara Bölgesi’ndeki deprem riskine ilişkin çarpıcı bir değerlendirmede bulundu. Önümüzdeki 30 yıl içinde İstanbul’da büyük bir depremin gerçekleşme ihtimalinin yüzde 47 olduğunu ifade eden Görür, Marmara’nın orta fay hattına dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.

Enerji transferinin kıyı bölgeleri riskli hale getirdiğini belirten Görür, kırılmamış fay hatlarında enerji birikiminin devam ettiğini ve özellikle Marmara Denizi'nin içindeki fay segmentlerinin büyük bir depreme neden olabileceğini dile getirdi.

Görür, Bitlis-Zagros Fayı’nın bir bindirme fayı olduğunu ve kapanmış bir okyanus yapısını temsil ettiğini belirtti. Bu yapının Doğu Akdeniz’deki Neotetis Okyanusu’nun kalıntılarıyla bağlantılı olduğunu ifade eden yerbilimci, bu tür fay hatlarının uzun vadede bölgedeki sismik aktivitenin şekillenmesinde önemli bir rol oynadığını dile getirdi.