Elektrik ve doğalgaz fiyatlarına bu ayın başında kallavi bir zam yapılmıştı hatırlayacağınız üzere.
Konutlarda kullanılan doğalgaza ortalama yüzde 20,4, küçük ve orta boy işletmelerin de arasında bulunduğu üretici grubuna da ortalama yüzde 50 zam yapılmıştı.
Elektrik zammı da aşağı yukarı bu orandaydı.
Üreticinin kullandığı enerjiye zam yapılması demek, iğneden ipliğe her ürünün fiyatının artması anlamına geliyor.
Zam sağanağı karşısında ayakta kalabilmek, üretimini devam ettirebilmek adına üreticilerin mallarına zam yapması da kaçınılmaz oluyor.
Girdi maliyetinin önemli kalemini oluşturan enerji zamlarından sonra aklıma hemen ekmek fiyatı gelir.
Malum fırınlar elektrik ve doğalgaz ile çalışan makinelerle üretim yapıyor.
Kara fırınlar da var ancak seri ve fazla miktar üretim modelinin adresi elektrikli ve doğalgazlı fırın makineleri...
Geçen temmuz ayında ekmeğe yapılan zam öncesi İç Anadolu Fırın İşletmecileri Sendikası Başkanı Musa Kazım Mülazımoğlu artan girdi maliyetlerinden dert yanmış ve zammın kaçınılmaz olduğunu dile getirmişti.
Eskişehir'de temmuz ayında 210 gramı 3 TL'ye satılan ekmeğin 200 gramı 4 TL olarak belirlenmişti.
250 gram ekmek ise 5 liradan satışa sunulmuştu.
Enerji zamlanınca Mülazımoğlu'na maliyet artışlarının ekmek üretimine etkisini sordum.
"Bir dokun bin ah işit" derler...
Mülazımoğlu, kiradan doğalgaza, elektrikten motorine gelen artışları sıraladıktan sonra "Sanayici gelen zamlardan sonra ürettiği ürüne zam yapmayacak mı? Yapacak tabii ki. Elinde olan bir durum değil ki. Biz de öyle. Maliyet artışı olmasa biz niye zam isteyelim? Eskiden küçük miktarlı satış yaptığımız yerlere bile günde üç sefer ekmek götürüyorduk. Şimdi bunu bire düşürdük. Çünkü mazot çok pahalı. İnanın bana servise çıkmakta zorlanıyoruz. Fırıncı artan maliyetler karşısında ekmeğe zam talebini gündeme getirince kötü oluyor. Bizim dışımızdaki herkes ürününe zam yapıyor ama gündeme gelmiyor bile..." diye konuştu
Fırıncının ana maliyet kalemini, "elektrik, doğalgaz, akaryakıt, işçilik, kira, un ve maya" olarak sıralayan Mülazımoğlu, ekmek zammını gündeme getirecek durumu ise şöyle özetledi:
"Toprak Mahsulleri Ofisi her ay un üreticileriyle birlikte değerlendirme toplantısı yapıp un fiyatlarını açıklıyor. Eğer ekim ayında TMO una zam yapar, maya fiyatları da bununla birlikte artarsa ekmek zammı kaçınılmaz olur. Bir iki ay içinde ekmek zammındaki durum netleşir."
İç Anadolu Fırın İşletmecileri Sendikası üyelerinin büyük çoğunluğu Eskişehir Ticaret Odası üyesi.
Durumu bir de ETO Başkanı Metin Güler'e sordum.
Çünkü ETO konunun muhatabı.
ETO bünyesindeki Unlu Mamuller Komitesi üyesi fırıncılar zam talebinde bulunuyor, eğer kabul olursa konu ETO Meclisi'ne geliyor.
Buradan çıkan zam kararı Valilik onayıyla yürürlüğe giriyor.
Ekonominin çarklarının dönmesi ve enflasyonun dizginlenmesi için enerji fiyatlarının sabit olmasının önemine işaret eden Güler, ekmek zammı gerektirecek maliyet artışının henüz oluşmadığına dikkati çekti.
Oda bünyesinde maliyet hesabı yaptıklarını ifade eden Güler, şimdilik zam talebinin de gelmediğini ifade etti.
Ekmek zammı ülkemizde 85 milyonu ilgilendiren bir konu olduğu için çok hassas.
Maliyetlerin yükseldiği, hayat pahalılığının zirve yaptığı, enerji fiyatlarının bu kadar arttığı bir ortamda ekmek zammı kapıda gibi görünüyor...
Benden söylemesi.