Son günlerde Eskişehir'de konuşulan en önemli konulardan biri son bir ayda işlenen 5 cinayet...

Sadece son bir ayda işlenen cinayetlere baktığımızda işin vehameti ortaya çıkıyor.

Ne uğruna işleniyor cinayetler?

Çoğu incir çekirdeğini doldurmayacak nedenlerle...   

10 Aralık'taki olayda güvercin çalan hırsız, durumu fark eden ev sahibini vurup öldürdü, 

Sonra bir kadın erkek arkadaşı tarafından yine silahla öldürüldü.

Eğlence mekanında çalışan bir garson, bir müşteri tarafından tabancayla vurularak yaşamına son verildi.

Gencecik bir yüzme antrenörü, saçma sapan bir tartışma yüzünden hayattan koparıldı.

Son olarak dün de 25 yaşında, daha hayatının baharında bir genç kız, erkek arkadaşı tarafından apartmanın girişinde kurulan pusuda vahşice bıçaklanarak öldürüldü.

Türkiye'de insanlar özellikle son yıllarda adeta bir travma yaşıyor.

Gittikçe kabalaşan, şiddet eğilimi artan bir topluma evriliyor gibiyiz.

Şiddet eğilimini kendine dert edinen Umut Vakfı, güzel bir istatistik çalışma yapmış. Bu köşede daha önce de Umut Vakfı'nın araştırmasına yer vermiştim hatırlayacağınız üzere.

Umut Vakfı'nın "Türkiye Silahlı Şiddet Haritası 2021" raporu, bize önemli ipuçları veriyor...

Raporda yer alan bilgilere göre,  2021 yılında yerel ve ulusal basına 3 bin 801 silahlı şiddet olayı yansıdı. Türkiye’nin dört bir yanında basına yansıyan bu 3 bin 801 olayda, 2 bin 145 kişi öldü, bir kısmı ağır 3 bin 896 kişi yaralandı. 

Olayların 3 bin 172’sinde ateşli silahlar, 629’unda ise kesici aletler kullanıldı.
 
Yıl içinde en sakin olarak bilinen kentlerde bile silahlı şiddet olayının meydana geldiğine dikkat çekiliyor.

Uzmanlar, şiddetin şiddeti doğurduğunu vurguluyorlar. Bu nedenle şiddet, ekonomide yaşanan olumsuzluklar da eklenince en sakin kentlere bile sıçramış

Vakıf uzmanları silahlı şiddet konusunda şu uyarıyı yapmayı da ihmal etmiyor:

“Bireysel silahlanmayı artırıcı değil, azaltıcı yasal düzenlemeler yapın. Adam öldürenlerin, yaralayan canilerin elini kolunu sallayarak dışarda gezmelerini önleyin. Cezasızlığın önüne geçin. Şehir eşkıyalarının düğün, asker uğurlaması ve çeşitli eğlencelerde silah kullanmasının önüne geçin. Bu şehir eşkıyaları, silahı eline aldığında sadece ufak bir para cezasıyla kurtulamayacağını, cezaevini boylayacağını bilmeli. Bireysel silahlarla ölen ve yaralananların yanısıra mağdur olan yüzlerce ailenin mağduriyetini önlemek için adaleti ve hukuku üstün kılın, mağduriyetleri önleyin. Magandaları kurbanı olan insan ve hayvanların ‘huzur ve güven içinde’ yaşamalarını sağlayın…”

Vakfın 2021 yılına ilişkin olayları bölgelere ayırdığı tabloyu da izninizle paylaşmak isterim...

İç Anadolu Bölgesi 2021 yılında bölgeler bazında beşinci sırada.

Bir önceki yıl yaşanan 539 şiddet olayının basına yansıdığı İç Anadolu Bölgesi’nde 2021 yılında 310 ölü, 464 yaralamalı 507 olay yaşandı.

Bölgede, 76 ölü, 130 yaralamalı 117 olayla Konya, şiddet olayları sıralamasında liderliği bu yıl da işgal ediyor. 74 ölü, 46 yaralamalı 84 olayla ikinci sırada başkent Ankara onu izlerken 42 ölü, 63 yaralamalı 69 olayla Kayseri en çok olayın olduğu üçüncü il.

Niğde 54 olayla dördüncü, Eskişehir 44 olayla beşinci, Aksaray 35 olayla altıncı, Karaman 31 olayla yedinci en çok silahlı şiddetin yaşandığı il.

Onları; 21 olayla Kırıkkale, 15 olayla Nevşehir, 14 olayla Kırşehir, 12 olayla Sivas, yedi olayla Yozgat, dört olayla Çankırı izledi.

Sonuç olarak Türkiye'nin en güvenilir illeri arasında hep üstte sıralarda yer alan Eskişehir'de son bir ayda 5 cinayet işlenince ister istemez "neler oluyor?" diyor insan.

Bir insanın canına kast edecek kadar öfkeyi biriktirmek...

Can almak...

Bunu düşünüp sorgulamamız gerekiyor.

Kuşkusuz sosyoekonomik, psikolojik, sosyolojik, şiddet uygulama eğiliminin nedenleri son derece önemli.

İşin uzmanlık kısmına girmeyeceğim ancak toplum olarak bir öfke patlaması içinde yaşıyoruz gördüğüm kadarıyla.

Mutsuz insanlar topluluğu...

Kadını bu çağda bile bir meta olarak gören anlayış toplumsal bir yara değil de nedir soruyorum size...

Şiddet olaylarının önüne geçmek bir günde olacak bir şey değil tabii ki ancak ailede başlayan sevgiden mahrum her birey yoksunluk hissini şiddetle bastırabiliyor...

Her gün psikolojisi bozulmuş, şiddet eğilimi göstermeye meyilli binlerce insanla belki minibüste, belki tramvayda, belki kafede, belki de iş yerlerimizde bir arada yaşıyoruz.

O nedenle siyasetten aileye kadar her alanda hoşgörüye, empatiye ve sevgiye ihtiyacımız var.

Bir tutam hoşgörü dünyayı farklı bir yer haline getirecektir...

Daha yaşanılası bir dünyada yaşamak umuduyla...

Kalın sağlıcakla.