Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un göreve geldiği ilk günlerdi. Gündemde yine içkili yerler ruhsatı vardı. Adalar diye tabir ettiğimiz İstiklal Mahallesi civarında bazı mekanların, ruhsat başvurusu gündeme gelmiş ve işin içine Emniyet Müdürlüğünün de dahil olduğu karşıt tepkiler gelmişti.
Özellikle Ak Parti İlçe Başkanı Volkan Doğan’ın çabalarıyla oluşan kamuoyu sonuç vermiş ve mesele rafa kalkmıştı.
Oysa o dönem gündeme gelen talep birkaç ruhsattan ibaretti. Hatta bir restoran aynı cadde üzerinde mevcut ruhsatının olduğu dükkândan çıkıp başka bir dükkân için ruhsat istemiş, nasıl olsa başvuru kabul olur diye taşınmış ve bu iş rafa kalkınca elindeki restoran ve ruhsattan da olmuştu.
Üzerinden seneler geçti. Odunpazarı Belediyesi bir kez daha içkili mekânlara ruhsat taleplerini belediye meclis gündemine getirdi. Birkaç gündür de bu gündeme dair yorumlar, tepkiler, twitter üzerinde en popüler konu listesine girecek kadar çok paylaşımlar yapılıyor.
Eskişehir’de pek çok kişinin bu meseleye sıcak bakmadığı, aynı sokakta birkaç alkollü mekân ruhsatına tepkili olduğu ve bu tepkiyi “ikinci barlar sokağı istemiyoruz” etiketi ile gösterdiği aşikâr.
Bu konuda çoğunluktan ayrı düşünmüyorum. Ama dile getirmem gereken bazı nüanslar var. Bu meseleyi birilerinin siyaseten köpürttüğü bir gerekçe ile değil, kendime göre değerlendirmek istiyorum. Kafamı kurcalayan başka örnekler, hadiseleri de paylaşmak ve buna ağır söylemler ile karşı çıkan bazı kitle örgütleri ile temsilerine de müsaadenize bazı sorular sormak istiyorum.
Konuyu ilk duyduğumda Odunpazarı Belediyesi’nin bu mesele özelinde 3 hatası var dedim. Ruhsat sayısı, ruhsatların ağırlıklı olarak talep edildiği yer ve bu konunun gündeme geldiği dönem.
Eskişehir’in tamamında hali hazırda 165 içkili mekân ruhsatı varken bu sayıya bir seferde 92 ruhsat eklemenin normal değil.
Ruhsatla ilgili aynı sokakta birden fazla mekan için gelen taleplerin bölgesinin öğrencilerin okul güzergâhı dediğimiz bölgede olması yasal olsa bile etik değil.
Covid gibi tüm hayatı alt üst eden yeni çağ vebası ile uğraştığımız bir dönemde konuyu meclis gündemine getirmek pek akıl karı değil.
Tabi Odunpazarı Belediyesi’nin bu tepkiler karşısında sessiz kalması, kamuoyunu detaylı bir şekilde aydınlatmaması ve iddialara cevap vermemesi de bence hatalı bir tavır.
Tepkinin Öznesi Barlar Sokağı
Ben sık olmamakla birlikte alkol kullanan ve alkollü mekânlara da giden birisiyim. Ancak gittiğim mekanlar konusunda çok seçici ve dikkat etmek zorunda kalıyorum. Tercihen kompleks halinde olan mekanlar yerine tekil ya da güvenliğinden emin olduğum, kökenini bildiğim mekanları tercih ediyorum.
Yıllar önce Barlar Sokağı’nı acımasızca eleştiren bir yazı yazmıştım. Birkaç gün o yazının gündemdeki etkisi ile sokakta faaliyet gösteren ve genel kaliteyi bozan pavyonvari mekanlar denetime alınmış hatta kısa süreli mühürlenenler bile olmuştu. Ancak az önce de belirttiği bazı kanuni boşluk ve yaptırım eksiklikleri hem emniyet hem de yerel yönetimlerinin elini bağladığı için bu tür nahoş faaliyetler varlığını hep devam ettirdi.
Dikkatinizi çekmiştir mutlaka, insanlar ikinci barlar sokağı istemiyoruz diyorlar. Yani karşı olunan şey münferit olarak faaliyete geçecek alkollü mekanlar değil. Kompleks olarak hizmet verecek alkollü sokaklar istenmiyor.
Çünkü acımasız rekabet ve nitelik eksikliği, eldeki ruhsat ile mekânın muhteviyatını başka bir şeye dönüştürme, çoğunluktan kaynaklı denetim, güvenlik sorunları maalesef niyeti halis olan işletmeleri de kötü etkiliyor. O yüzden çok güzel temenniler ile açılan, sanat sokağı, şiir sokağı, ailecek kahvaltılar, sokak tiyatroları diye başlayan barlar sokağının hali ortada. Sürekli el değiştiren ve içinden geçerken insanı başım belaya girecek diye tedirgin eden bir komplekse dönüştü. İnsanların karşı oldukları, alkol kullananların bile tepki gösterdiği durumun öznesi budur.
Alkollü Mekân Meselesini Siyasete Çevirmek
Şimdi olayın başka bir yönüne değinmek ve merak ettiğim soruları burada sormak istiyorum.
Malumunuz Memur Sen, Eğitim Bir Sen, Hüdapar ve çeşitli kitle örgütleri geçtiğimiz günlerde bu olay özelinde toplanarak başarılı, ses getiren bir eylem gerçekleştirdiler.
Alkollü mekân istemiyoruz, suç istemiyoruz, huzursuzluk istemiyoruz diye son derece insani tepkilerini ifade ettiler.
Peki, bu tepkileri alkollü mekân konusu dışında görecek miyiz?
Alkol almadıkları halde çocukların taciz edildiği vakıflar için, onlara tepki adına sokağa çıktılar mı, yoksa bir kereden bir şey olmaz mı dediler?
Dini kullanarak kendi çıkarları için gençleri zehirleyen örgütlere, topluluk ve cemaatlere karşı çıktılar mı? Çıkacaklar mı?
Her gün erkek egemenliği diye bir safsata ile katledilen kadınlar için alanlarda görecek miyiz? O öğrencilerin annesi olan, öğretmeni olan o kadınlar içinde aynı fikirde olacak mıyız?
Alkol almayan da bu meseleye karşı ama siz alkol alanlarla aynı meselede buluşacak ve ortak tepki gösterecek misiniz?
Yoksa hazır yerini bulmuşken bundan bir siyaset üreteyim, Odunpazarı falan der yürürüm diye düşünenler mi var?
Sadece merak ettim.