Kolera Günlerinde Aşk okumasanız bile mutlaka adını duyduğunuz bir kitaptır. Yazarı Gabrial Garcia Marquez’e Nobel ödülü kazandırmış değerli bir eserdir.
Eskişehirspor ile ilgili Corona günlerinde yaşadıklarımızdan sonra aklıma nedense bu kitap geldi. Zira kitaptaki gibi asla dinmeyen bir hasret, para yüzünden yaşanamayan mutluluk ve bu süreçteki gibi iyi gözüken kötü adamlardan bolca mevcut.
O yüzden birileri bir gün Corona Günlerinde Aşk diye bir kitap yazarsa, öznesi mutlaka EsEs olmalı.
Şimdi gelelim asıl konumuza.
Malum yıllarca bu şehrin ekmeğini yiyen, dönemin en baba sözleşmeleri ile milyon dolarlar kazanan ve çoğumuzun çok sevdiği Boffin bir anda Ezel dizisindeki Eyşan’a döndü. Bizler camia olarak Pinto, Toko, Ben Khalifa’nın bize gol atacağını beklerken Boffen 70 metreden ttı kariyer golünü.
Boffin’i tanıyoruz, parayı çok sever lakin yaptığı bu işten sonra hiç para alamayacağını bile bile kendisine sunulan teklifi kabul etmiyorsa bu işin arkasında başka bir senaryo olması muhtemel. Avukatı ve diğer kulüplerin sürece ahlaksız bir dahli var mıdır bilemiyorum ama bu konuda şüphelerimiz olduğu kesin.
Ancak şüphelerimiz sadece Boffin ile sınırlı değil. Ne yazık ki maskenin zorunlu olduğu bugünlerde Boffin ile birlikte düne mevcut yönetime destek gibi görünen nicelerinin de maskesi bir anda düştü.
Nicedir sessiz olan, Eskişehirspor gençlerinin puan aldığı haftalarda coşkulu paylaşımlar yapan, durmadan toprağa düşene kadar nidaları atan, geçmiş yönetimlerde benzeri sorunsalları yaşamış ve çaresiz kalmış isimlerde dahil bakıyorum Mustafa Akgören ve yönetime sallıyor. Hayatında stadyuma gitmemiş, profilinde Galatasaray fotoğrafı olan çapsızlar taraftara ve taraftar liderlerine fatura kesiyor. Kulübe tek delikli kuruşu nasip olmamış şu an evlerinde keyif sigarası tüttürenler milyonlarca avroyu borç ödenmedi diye yöneticileri kesip biçiyor.
Konuşmaya sonuna kadar hakkı olanlar elbet var. Dükkanını kapatıp, işinden kaçıp deplasmana giden, her maç tribünde gırtlak patlatan, aidatını ödeyen, formasını alan, her koşulda bu camianın parçası olanlar elbette konuşur. Ama onların niyeti kötü değildir, duygusal tepkileri vardır ve kime sallayacağını çok iyi bilirler.
Sözüm camianın virüslerinedir. Yani adı Corona değil belki ama bizim camia hala virüs saldırısı altında ne yazık ki … Bundan kurtulmanın yolu da sosyal izolasyon değil biraz sanal izolasyondan geçiyor.
Anlamakta zorlanıyorum çünkü biz zaten Boffin öncesinde ligde kalma umutlarını bitirmedik mi?
Hatta mevcut yönetimde önce daha devre arası gelmeden bu ligde kalamayacağımızı düşünmüyor muyduk?
-6, -3 Puan gibi cezalar gelen Başkanın yönetimine giren veya destek verenlerin şimdi Akgören yönetimine sallaması ne kadar adil?
Mustafa Akgören ve ekibini bizi şampiyon yapsın, ligde tutsun, tüm borçları bitirsin diye mi istedik biz?
Aksine Eskişehirspor bugün yine sesleri çıkan, kulüp üyesi dahi olmayan bazı fitne ekiplere teslim olmasın, lig düşeriz ama değerlerimiz yerlerde sürünmesin diye istedik.
Hatta zorla, ittire ittire, biz seninle her şeye razıyız diye çıkardık kurtlar sofrasına.
Adam çıktı ben size gül bahçesi vaat etmiyorum, dikenli bir yolda yürüyeceğiz, belki düşeceğiz dedi. Bizde alkışladık ve yeter ki Eskişehirspor kendi evlatları ile yönetilsin dedik.
O zaman sorun ne? , Ne değişti? Şu an bazı söylemlerin arkasında ne yatıyor?
Boffin olmasa, Pinto o olmasa başka biri, o kadar çok ödeme yapmamız gereken isim var ki, bu paraları bırakın mevcut yönetimin bugüne kadar gelmiş tüm yöneticilerin birleşip ceplerinden ödeme imkanı yok.
Yıllardır birikerek gelen, katlayan ve kulübün kaynakları akarken ödenemeyen borçların 5 ayda bitmesini beklemek ile şu koşullarda Messi’yi transfer etmeyi beklemek aynı kafanın ürünü.
Bunu bugün çok ağır eleştiriler yapan sahte hesaplarda, başka hesaplar peşinde olan gerçek kişilerde ve EsEs ile en ufak bağı olmayan boş konuşanlarda çok iyi biliyor.
Boffin çiğ, çıkarcı, sevgimize layık olmayan bir topçuymuş ve sonsuza dek öyle kalacak ama siz Boffin olmayın Allah aşkına.
Koltuklarınızda ellerini ovuşturup heveslenmeyin sakın. Bu zihniyete teslim olmamak için her lig, her koşul, her zorlukta armanın arkasında duracak, koşacak binlerce taraftar ve tribün liderleri var bu camianın.
Hem de “Toprağa düşüne kadar”