Bartın'ın Amasra ilçesinde bulunan Türkiye Taşkömürü Kurumu Müessesesinde 15 Ekim'de meydana gelen patlamada 41 madencimiz yaşamını yitirdi.
Tüm Türkiye'nin içi yandı.
Ne oluyor da bu kazalar yaşanıyor?
Niye önlem alamıyoruz bir türlü?
Pek çok uzman görüş belirtti.
İhmal var mı, yoksa bir kaza mı yaşandı?
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, "Arkadaşlarımızın yaptığı ilk değerlendirmelere göre grizu patlaması olduğu şeklinde" diye bilgi verirken, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, maden kazasıyla ilgili 4 iş müfettişi görevlendirdi.
Olayı yaşayan en iyi bilendir diyerek ocakta arkadaşlarını kurtarmaya çalışan 10 yıllık maden maden işçisi Öner Özmen'in söylediklerine kulak verelim:
"Yaklaşık 3 kilometre yürüyerek eksi 350 kotuna indik. Bant sistemimiz vardı, onlar dağılmış. Gaz, genizleri yakıyordu..."
Yani grizu patlaması ihtimali yüksek görünüyor.
Sonra maden kazasının yaşandığı alan siyasilerle doldu taştı.
Derken Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da geldi bölgeye.
Erdoğan, "En son 41'inci işçimize ulaştık, o da rahmetli olmuş. Patlamanın sorumluları soruşturmayla ortaya çıkacak. Biz kader planına inanmış insanlarız, kader planına inandığımız için de bunun ne dünü ne bugünü ne de yarını hiçbir zaman olmayacaktır. Bunlar her zaman olacaktır, bunu da bilmemiz lazım" dedi.
TMMOB'a bağlı Maden Mühendisleri Odası Eskişehir İl Temsilcisi Gamze Yaş da maden kazasına ilişkin görüşlerini belirterek, "Bilim ve tekniğin gereklerini uygulamak yerine, yaşanan kayıpları kader ve fıtrat anlayışıyla açıklamak bu tür kayıpların gelecekte de yaşanacağını düşündürmektedir. TTK gibi kamu kurumları her türlü siyasi baskıdan arındırılarak madencilik işletme kurallarına göre yönetilmelidir. Siyasetin bürokrasiye müdahalesi sonucu oluşturulan kadroların liyakatsizliğinin bedeli geçmişte olduğu gibi cephede çalışanlara yüklenmemelidir" değerlendirmesinde bulundu
Gamze Yaş'ın, şu sözleri dikkat çekici:
"Gaz izleme sistemi verilerine Maden Mühendisleri Odası inceleme heyeti tarafından ulaşılamamıştır. Metan sensorünün kritik seviyede uyarı verip vermediği, verdiyse ne çeşit önlemler alındığı, uyarı vermediyse nedenlerinin incelenmesi gerekmektedir."
Biliyorsunuz maden kazalarında yaşamını yitiren madenciler şehit sayılıyor ve aileleri de şehit yakını sıfatıyla muamele görüyor.
Peki madencilerimizin kaderle imtihanı son yıllarda nasıl, bir bakmakta fayda var.
CHP'nin hazırladığı rapora göre ülkemizde 2003-2021 yılları arasında taş kömürü ve linyit madenlerinde toplam 152 bin 698 kişi iş kazası geçirildi, en az 921 işçi yaşamını yitirdi.
Euronews'in haberine göre ise Türkiye, Avrupa'da en fazla işçi ölümlerinin yaşandığı ülke oldu.
Her 100 bin kişide görülen işçi ölümleri:
Türkiye: 5,36
Fransa: 3,5
Bulgaristan: 3,4
Lüksemburg: 3,1
Hırvatistan: 3
Litvanya: 3
Romanya: 3
Bu bilgiler ışığında maden kazalarına karşı kapsamlı bir önlem almak, Avrupa şartlarını sağlamak ya da denetimleri sıklaştırmak kaçınılmaz olarak karşımıza çıkıyor.
Son tahlilde maden kazalarına "kader" diyerek insanları ahirete hazırlamak ne Cumhurbaşkanına ne de Diyanet İşleri Başkanına düşer.
Bilmem anlatabildim mi?