Ülkemizde işsizlik sıkıntısı her geçen yıl artıyor. Diğer taraftan bazı meslek dallarının farklı gruplar tarafından yapılması o alanda da işsizlik problemini doğuruyor. Mesleğin niteliği ve kalitesi zarar görüyor.
Bugün Ziraat Mühendisleri açısından konuyu değerlendireceğiz. Son günlerde sık sık medya mecralarında mutlaka denk gelmişsinizdir. Bitki koruma ilaçlarının Ziraat Mühendisleri dışında ilgisi olmayan farklı mesleklere satış ve uygulama yetkisi verilmesi Ziraat Mühendisleri Odası tarafından ülke genelinde epey tepki topladı. Yani totalde artık kimyagerler, eczacılar ve orman mühendisleri de zirai ilaç bayiliği açabilecekler.
Türkiye genelinde yaklaşık kırk Ziraat Fakültesi her yıl beş bin civarında mezun veriyor. İstihdam konusunda ise ciddi sıkıtınlar yaşanıyor. İş alanlarına başka meslek gruplarını dahil etmek yaşanılan istihdam sorununu fazlasıyla artırır. Ziraat Mühendisleri Odası diğer mesleklere zirai ilaç bayilik hakkı veren sekiz yönetmeliğin tamamına 2007 yılından bu yana sekiz ayrı dava açtı.
Pandemide tarımın güvenliği sıklıkla konuşurken, tarımın ön plana çıktığı bu süreçte tarımsal planlama yerine bu tip çalışmaların önü açılırsa sektör nitelik ve çalışma bakımında geriye gider.
Her önüne gelenin bayilik açması durumunda yapılacak yanlış düzenlemelerle çevre sağlığını ilgilendiren konuları da daha çok konuşmak durumunda kalabiliriz. Ürünleri satanların bu konuda yeterli eğitimi almış ve konunun önemini bilen kişilerin olması zaruriyet teşkil ediyor.
Zirai İlaç Bayilerinin mesleklere göre dağılımına baktığımız zaman karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor;
Ziraat Mühendisi: 5.500 (%76,9)
Ziraat Teknisyenleri ve Teknikerleri: 1.203 (%16,8)
Eczacı: 108
Kimya Mühendisi: 24
Diğer Fakülteler: 28
Lise: 120
Ortaokul: 85
İlkokul: 80
Türkiye`deki Toplam Bayi Sayısı: 7.148
Son olarak 2020 yılında çıkartılan yönetmelikle birlikte Orman Mühendisi ve Orman Endüstri Mühendisleri de bayi açma sürecine dahil edildi.
İlaç bayilerinin ise kendi içlerinde birçok sıkıntısı mevcut. Bunlar; reçete sorunu, gübre ruhsatı ile satılan pestisitler, pestisitlerin ruhsatlandırma alanları ve dozları, etiket fiyatı denetim, sahte ve kaçak ilaçlar, sermaye yetersizliği gibi farklı konular sıralanabilir.
Globalleşen dünyada gıdaya yapılan destekleri ve hibe edilen projeleri uluslararası basında devamlı okuyoruz. İlgili bakanlıkların yukarıda yazdığım sıkıntılara çözüm bulmak yerine meslekleri iç içe kesiştirdiği bu durum işi daha da yokuşa sürüyor.
Bunun yerine, tarım teknolojilerini, atalık tohumları ve gıdanın korunması çalışmalarını konuşmalıyız.