Analitik ve hızlı düşünme metotları oldukça yüksek, takım çalışmalarına yatkın değiller…

Özgüvenleri yüksek, özgür ve bağımsızlar…

Onlar adına mümkün olmayan herhangi bir şey yok…

Özveride bulunmak, çaba harcamak pek onlara uymayan durumlar.

Teknolojinin sayesinde bilgiye oldukça çabuk ulaştıklarından ötürü hızlı yaşamaya alışkınlar...

Kimden mi bahsediyorum?

Z kuşağından.

Z kuşağı için 1996 doğumlular esas alınıyor.

Milenyumu...

2000 yılını milat kabul edenler de yok değil.

Dijital dünyaya doğan bu nesle ''internet kuşağı'' adını verenler de var.

21. yüzyılın ilk nesli Z kuşağının en büyüğü 26 yaşında.

Buraya kadar kitabın ortasından başladık belki ama asıl amaç bu kuşağın karşılaştıkları olası bir durumda verdiği reflekslerin birbirlerine yakın sonuçlar doğurduğuyla ilgili.

Kuşkusuz homojen yapıya sahip, benzer değiller...

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Türkiye'de 18-25 yaş grubunda yaklaşık 7 milyon kişi bulunuyor.

Türkiye'de 2023 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerde ilk defa oy kullanacak Z kuşağı bireyi sayısı ise 6 milyon civarında. Biliyorsunuz oy kullanma yaşı 18.

Yani yaklaşık 60 milyon seçmenin yüzde 10'unu oluşturuyorlar.

Daha çok dijital dünyayla iç içe olan Z kuşağının siyasal bakış açıları da biz 40 yaş ve üzeri kuşaktan farklı.

Örneğin sosyal medya ile iç içe yaşayan gençlerin kamuoyunu yakından ilgilendiren önemli bir konuda tepkisiz kalan siyasi liderleri çokça eleştirdiklerine tanık oluyoruz.

Eskiden olduğu gibi ailenin siyasi düşüncelerinden etkilenmek yerine farklı siyasal eğilim gösteren Z kuşağı bireyleri, ülkenin mevcut olumsuz durumundan duydukları rahatsızlığı çeşitli sosyal medya platformlarında gösteriyorlar.

Oldukça ilgi çekici bir durum sergiledikleri ortada…

Almanya merkezli Konrad-Adenauer-Stiftung (KAS) Derneği, "Z kuşağı"nın sosyoekonomik ve sosyopolitik durumunu, güncel sorunlara bakışını ve geleceğe dönük beklentilerini içeren bir saha araştırmasının sonuçlarını açıkladı.

BBC News Türk’te yayımlanan "Türkiye Gençlik Araştırması 2021" adlı söz konusu araştırma Mayıs-Eylül 2021 tarihleri arasında 28 ilde ve 3 bin 243 kişiyle yüz yüze gerçekleştirilmiş.

Gençlere göre, ülkenin bugün ve gelecekteki en temel sorunları arasında ekonomik çöküntü, yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı başta geliyor.

18-25 yaş kuşağındaki katılımcıların yüzde 82,9'u "Türkiye'de gelir dağılımının dengesiz olduğunu, eşit olmadığını" belirtiyor.

Gençlerin işsizlikle ilgili düşünceleri de farklı değil.

Araştırmaya katılanların yüzde 87,3'ü "Türkiye'de çok fazla işsizlik var" değerlendirmesinde bulunuyor.

Gençler, işsizliğe ilk neden olarak "adam kayırmacılık ve torpili" gösteriyor. Araştırmaya katılanların yüzde 64,1'i ise "kamuya işe alımlarda ehliyet ve liyakate göre davranılmadığını düşündüğünü" kaydediyor.

Türk gençliğinin yarısından fazlasını oluşturan yüzde 56,1'lik kesiminin politikacılara "hiç güvenmediğini" ve bu oranın "güvenmem" diyenlerle yüzde 76,7'ye çıktığını gösteriyor.

Bu yüksek düzeyde güvenmeme halinin siyasi partiler için de geçerli olduğu yine araştırma sonuçlarında görülüyor.

"Hiç güvenmem" ve "güvenmem" diyenlerin toplamı yüzde 75,9.

Gençlerin yaklaşık yüzde 72,9'u imkanı olması durumunda Türkiye dışındaki bir ülkede yaşamak istediğini belirtiyor.

Başka söze gerek var mı?

Z kuşağı gençleri 2023 yılındaki Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerde son sözü sandıkta söyleyecek.

Sizce mevcut siyasi partilerin liderleri bu kuşağı ikna edecek bir politika ortaya koyabilir mi?

İşte zurnanın “zırt” dediği yer burası…