Türkiye’nin gelmiş geçmiş en güçlü iktidarı nasıl huzurevine döner? İlk anda akla mantığa pek uymuyor. Yazımı okumadan karar vermeyin…
Elbette AK Parti’de de gerginlikler, karışıklıklar, küskünlükler var… Vekiller arasındaki durumu artık bilmeyen yok. Öte yandan AK Parti bu ‘yeni düzene’ de alıştı sayılır.
AK Parti’yi huzurevine çeviren en önemli neden diğer partiler…
Diğer partilerin yaşadıkları, diğer partilerde yaşanan kavgalar…
En sıcak gelişmeden başlayalım… İYİ Parti İl Başkanı Mehmet Ektaş’ın, Milletvekili Arslan Kabukçuoğlu ile yaşadığı sıkıntılar günyüzüne çıktı. Ektaş, istifa etmek zorunda kaldı. Ertesi gün Kabukçuoğlu 150 yeni üye ile partinin kapısına dayandı.
Yeni üye yapılacağından İl Yönetimi’nin haberi yok! Gazeteciler kapıda kalıyor falan… Ektaş’ın yerel seçim öncesi de Tepebaşı İlçe Başkanlığından ayrıldığını hatırlayalım. İYİ Parti’nin önümüzdeki günlerde bir miktar daha karışacağını düşünüyorum. Çünkü Ektaş evine dönmüş değil ve ‘siyasete partimde devam edeceğim’ dedi.
Geçelim Gelecek Partisi’ne…
Eskişehir’de yüzleri bi türlü gülmedi. İl Başkanı Mustafa Başak ile etkisiz bi başlangıç yaptılar. Daha etkisiz bi halde de devam ettiler. İki üç ay önce neredeyse bütün partililer Mustafa Başak’ı Genel Merkez’e şikayet etti.
Teşkilat komple görevden alındı ve sonra Mustafa Başak yeniden il başkanı olarak atandı. Bu atama Gelecek’i Eskişehir’de bitirdi! BBP’ye geçenler oldu, evine dönenler oldu. Bir süre sonra Tepebaşı İlçe Başkanlığına Kasım Karakaş atandı. Karakaş, partiye hareket getirdi.
Gelecek ziyaretler yaptı, görünür oldu. Ama uzun sürmedi. Dün de Karakaş istifa etti.
Ali Babacan’ın DEVA Partisi’nde ise uzun süredir kaos var. Tepebaşı İlçe Başkanı Ebru Emre, Genel Merkez’e defalarca şikayet edildi. Sonuç alınamadı! Emre, AK Parti’den ayrılıp DEVA’ya katılmıştı.
İl Başkanı İsmail Haşim Ateş’i son aylarda ‘çok yalnız’ görüyorum. Siyasetin tecrübeli ismi artık sadece birkaç yönetici ile programlara katılıyor. Sivrihisar’daki muhtar buluşmasında ise yoktu. İl Yönetimi’nin büyük oranda Ateş’e tavır aldığını duyuyoruz. Yakında DEVA’da da istifa ya da görevden almalar olabilir.
Muharrem İnce’nin Memleket Partisi’ne hiç girmiyorum! Kendilerini şu an için ‘yazı alanı’ dışında görüyorum. Çok kötü bi başlangıç yaptılar… Gazetecilerden özür dilemek yerine suçlamayı tercih ettiler. Nihat Genç olma yolunda ilerliyorlar… Gaye Usluer şansları olabilir. Bekleyip görelim…
CHP’de yaşananlar da ortada…
Belediye Başkanları arasındaki gerginlik devam ediyor. İl Yönetimi, Odunpazarı’nın yönetimi gibi… Yılmaz Hoca’nın Kurt ve Ataç’ı ‘barıştırma’ çabaları sonuç vermiyor. İl Başkanı Recep Taşel, Ahmet Ataç’ı ziyaret etti. Bu ziyaret basına servis edilmedi, sosyal medyada paylaşılmadı!
Kurt ve Taşel, kongre sürecinde Ataç’a yaptıkları için özür dilemedi! Sadece Ataç’tan değil partiden, partililerden de özür dilenmeli. Kurt ve Taşel, Hoca’ya da yanlış yaptı. Ama Hoca ‘politik’ adam, affedebilir. Ya da hesap günü için bekler, sabreder! Ama mutlaka intikamını alır.
Ataç öyle değil… Bildiğimiz politik figürlerden farklı. Kafası attığı zaman ne başkan tanır, ne Hoca, ne gazeteci, ne genel merkez…
CHP İl Yönetimi’nin görevden almak istediği kırsal ilçe başkanları var. Henüz başarılı olamadılar. Bir ay önce 14 ilçe başkanı Ankara’ya çağrıldı. İl Başkanı davet edilmedi! Toplantıda “Herkes işine baksın” denmiş.
CHP’nin durumu iyi bilindiği için uzatmıyorum.
Bu bilgiler ışığında “AK Parti huzurevine döndü” söylemim doğru değil mi! Bu arada İl Başkanı Zihni Çalışkan ve ilçe başkanları arasındaki sürtüşmeler de giderek azalıyor. Kongre sürecinde ortam hayli gergindi.
Özellikle Çalışkan ve Hakan Çizmelioğlu iyi bir görüntü veriyor. Birlikte programlar falan…
Partilerde elbette anlaşmazlık olacak, parti içi tartışmalar olacak. Bir noktaya kadar toplum bunu kabul edebilir. Ama bir noktadan sonra ‘Bunlar mı memlekete hizmet edecek, huzur getirecek’ denir.