Milli Mücadele’nin askeri safhasını sona erdiren ve Cumhuriyet'e giden kapıyı aralayan Büyük Taarruz ve Başkomutan Meydan Muharebesi 26 Ağustos’ta Afyonkarahisar’da başlayıp 9 Eylül 1922’de İzmir’de sona erdi.
Öncelikle ülkemizi özgür ve bağımsız kılmak adına verilen bu eşsiz mücadelenin 100. yıl dönümünde başta Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm Milli Mücadele kahramanlarının önünde saygıyla eğiliyorum.
Türk Tarih Kurumu'nun 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 100. yıl dönümünde hazırladığı belgeselde yer alan bilgilere göre, Milli Mücadele’de Eskişehir, Uşak, Afyonkarahisar ve Kütahya, Türk milletinin yeniden doğuşu için canını ortaya koyduğu topyekun bir savaşta önemli rol oynadı.
Yer Kütahya, tarih 31 Ağustos 1922. büyük taarruzun 6. günü. Başkomutan Mustafa Kemal, cephenin en ön hattında Yunan ordularının tükenişini izlerken, birden gözleri Berberçamı tepesinde durur. Bedeninin büyük kısmı toprak altında kalmış bir Mehmetçik'in Türk sancağını dimdik tutan elini görür.
Gördüğü elin, bir milletin kurtuluş ve yeniden var olma azminin elleri olduğunu bilir ve unutulsun istemez.
Şehit sancaktar Mehmetçik'in künyesini, kimliğini aratır ama bulunamaz.
Mustafa Kemal zaferin bedelini de milletin azmini de unutmaz ve 2 yıl sonra 30 Ağustos 1924'te Şehit Sancakta Mehmetçik anıtının temelini törenle atar. Bu büyük zaferin nasıl ve ne pahasına kazanıldığı unutulmasın diye.
Başkomutan çok iyi bilir ki son 4 yıl Türk milletinin yeniden doğuşu için dişiyle tırnağıyla kazandığı topyekun bir savaştır.
"Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır" ifadesi Mustafa Kemal'in, tarihe not düştüğü bağımsız Türkiye ideali adına söylenmiş önemli bir sözdür.
Sakarya Meydan Muharebesi Türk ordusunun zaferiyle sonuçlanır.
Yunan ordusu, Sakarya Nehri'nin batısına Eskişehir-Afyon hattına çekilir.
TBMM'de muhalif vekillerden gelen "Niye saldırıp düşmanı yok etmiyoruz?" itirazını Mustafa Kemal şöyle yanıtlar:
"Ordumuzun kararı taarruzdur fakat bunu tehir ediyoruz. Sebebi, hazırlığımızı tamamen bitirmeye biraz daha zaman lazımdır." Bu erteleme üç büyük gücün hazırlanması için yapılır. Millet, Meclis ve ordu.
Anadolu bir yandan da büyük savaşa hazırlanır.
Yenilgiyi kabul edenlerin değil zafere inananların torunları, bu savaşa katılarak inanılmaz bir tarih yazacaklardır.
Başkomutan Mustafa Kemal'in, Fevzi Paşa ve İsmet İnönü ile hazırladığı savaş planı, Sakarya'da başlayıp, Eskişehir, Kütahya, Afyonkarahisar, Uşak ve nihayet 9 Eylül 1922'de İzmir'de düşmanın denize dökülmesiyle sonuçlanan büyük zaferle taçlanır.
1 Eylül 1922 Cuma günü Başkomutan Mustafa Kemal, Türk ordusuna bir mesaj göndererek onları kutlar ve şunları söyler:
"Büyük ve necip milletimizin fedakarlıklara sahip olduğunu ispat ettiniz. Sahibimiz olan büyük Türk milleti geleceğinden emin olmaya haklıdır. Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir ileri."
Ve Türk ordusu 9 Eylül'de İzmir'e girer. Düşman, denize dökülmüş, vatan kurtulmuş, Türk milleti bağımsızlığına kavuşmuştur, dünya durdukça ve ebediyen.
Büyük Önder Atatürk, silah arkadaşları ve Mehmetçiklerin vatan uğruna yaptıklarını unutmamak ve çocuklarımıza anlatıp gelecek kuşaklara taşınmasını sağlamak her yurttaşın görevi olmalıdır.
Niye mi?
Çünkü bu vatana nasıl sahip olduğumuz, ne bedeller ödediğimiz iyi bilinsin, vatan hainleri egemen olamasın diye.