Sağlığında belki bir gün Dede Korkut Parkı’nın, Sazova Parkı’nın, Kent Park’ın çimlerine ayak basarsın, banklarına oturur kimlerin vesilesi ile yapıldığı zekasında olursun inşallah
(Sazova ve Kent Park deyince şaşırabilirsin hikayesini araştır ne kadar mütevazı insanlarmış anlayacaksın)
Yaşlılığında, AVM olacak diye yaygara çıkaran malum kalemlere rağmen eski stada yapılan Millet Bahçesi otoparkına 60 lira yerine 25 lira vererek arabanı park eder yeşil alanda yürüyerek 2013’te Türk Dünyası Kültür Başkentliği sayesinde yurt dışına giderek ufku açılan ve bugün üniversiteli olmak için Millet Kütüphanesi’nin o muhteşem salonlarında sessizce ders çalışabilme fırsatı olan torununu alıp Es-Es diye inleyen şehrin stadına yetişmeye çalışırken rahatsızlanıp Yunusemre Devlet Hastanesi’ne veya Şehir Hastanesi’ne ayak bastığında ‘ne yaptılar’ diyenler umarım helallik isteyeceklerdir.
Yoksa her kim olursa olsun bir gün her nefis gibi ölümü tadacak.
Alaaddin Cami… Alanönü Cami… Tiryakizade Cami gibi restore edilen sayısız camilerimizin birinin musalla taşına geldiğinde inan çok geç olacak muhteşem sosyal medya fenomenlerinin yaptıkları yorumlar.
Çünkü bu saydığım gözle gördüğün, her gün yaşadığın yaşam alanlarını bu vekiller zamanı kazandık şehrimize…
Tarıma, sulamaya, ormana yapılanları söylemiyorum daha…
Evet, kimsenin de umurunda değiller!
İyi ki gittiler kurtulduk!
Ne yaptılar ki?
Hasan Polatkan da Kemal Unakıtan da ve bu şehre gerçek hizmet eden sayısız başkan da kimsenin umurunda olmadı zamanında.
Çünkü onlar bu vatana, bu şehre hizmet ettiler, sayısız eser bıraktılar, kaval çalmadılar!
Algı ile avutmadılar, sahte ödüllerle flaş patlatmadılar!
Ben şahsen şehrime Kalabak Suyu getiren belediye başkanımdan bugüne şehrime bir çivi çakmış tüm Eskişehir sevdalısından helallik istiyorum. Şehrime katmış olduğunuz değerler için hakkınızı helal edin lütfen.
Çünkü bizler sıcak evlerimizde otururken pandemi zamanı o karlı havada acilen Ankara Meclis’e gecenin bir vakti hareket eden vekilleri gördüm ve sonra kahve kenarında çayını yudumlayıp kendisine bile faydası olmayan birinin klavyesine sarılıp ‘nerede vekiller’ diyen ve ona beğeni atarak kahraman yapanları veya 2002’den beri ‘dava insanıyım’ diye naralar atan, hakkı olmayan yere büro amiri veya sekreter olamadığı için evladının sınavda 60 alıp 70 alanın kul hakkını yiyemediği için ‘ne yaptılar’ diye intikam alanların kin kusmalarını hayretle takip ediyorum sosyal medyadan…
Bu gece, bu mübarek Ramazan günü gecelerinde yine acı bir sınavdan geçiyor olsa gerek diye düşünmeden edemiyorum Eskişehir’imi…
Türkiye’nin terk edilmiş en bakımsız harabe dış ilçelerinden…
Türkiye’nin altı büyük ekonomisinden 22’nci sıralarına gelmek, hurda taşıma araçları ile çukurlara gire gire bu şehirde yaşamak nankörlüğümüzün bedeli olsa gerek!
Bu yazıdan sonra şahsım için bu şucu, şunun adamı bunun adamı gibi kalbinden geçecek pek çok söz.
Bu şehrin üzerinden ölü toprağının kalkmasını sende istiyorsan…
Vicdanını eline koy, yaptığın yorumu tekrar gözden geçir utanırsan hatta sil derim şehrim adına. Ben tekrar ediyorum şimdi onurla bir Eskişehirli olarak…
Şehir Hastanesi… Millet Bahçesi… Dede Korkut Parkı… Atatürk Stadı… Kent Park (olmasa idi olmazdı) Sazova Parkı (olmasa idi olmazdı) Millet Kütüphanesi… Sayısız tarihi eserin restorasyonu… Sayısız okul binasının yenilenmesi…
Kapalı yüzme havuzu… Hayvancılık destekleri… Orman yatırımları… Tarım sulama yatırımları gibi sayısız yatırımlarınızla şehrimize verdiğiniz emeklerden ötürü teşekkür ederiz sayın vekillerim.