Yıl 2000… Eskişehir’in lokomotif sektörü mobilya. Şehir yeni bir vizyon anlayışına girmiş. Turizm ve kültür şehri olacağız. Sanayi istemiyoruz. Bunun için şehirde sanayi engellenmesi için operasyon yapılması lazım buna istinaden 99-2001 krizlerinden yeni çıkmış şehir ticaretine yeni bir darbe daha planlanıyor.
Şehir içindeki küçük imalatların ruhsatları iptal olacak. (ruhsatlar sorgusuz sualsiz iptal oldu)
Baksan sanayi sitesi konut olacak açma ruhsatları iptal kentsel dönüşüm yalanı (15 yılda kaç toplantı kaç proje)
Porsuk 1, Porsuk 2 Projeleri yalanı (15 yılda kaç maket, kaç toplantı, yalandan kaç dernek)
20 yılda bu şehirde maketlere bilirkişilere ödenen paralar ne kadar bilen var mı?
Peki, bu maketlerden kaçı gerçekleşti?
Her neyse bu süreçte yaşam savaşı verirken bir iki iyileştirme yapalım dedik biz mobilyacılar. Baksana, tabakhaneye bir çivi çakamazsın! 1950’lerden kalma Asarcıklı’daki kaldırımları kendi paramızla yapalım dersin olmaz!
Virane teşhir alanlarımızı yapalım dersin yerel yönetimlerde bahane hazır. Orada kentsel dönüşüm var! Sonuç binlerce çalışan sanatkar, tüccar, çaresiz şaşkın kendi derdine düşmüş sektör odaları sessiz, yerel basın sessiz ve yok oluş… Operasyon tamam Eskişehir mobilyası yok edildi. Önce anlamadık, birlik olamadık siyasetin nasıl çalıştığını bilmiyorduk ve birer birer yok olduk. Kum misali bu anlattığım geçmiş yakın tarih. Tarih tekerrürden ibaret şimdi sıra pazarcılarda… Yok aslında birbirimizden farkımız. Şehre bir mobilya AVM kazandıramayan biz mobilyacılar gibi pazarcılarda kapalı pazaryerleri yaptıramamış, üstüne elindekinden de oluyor. Kışın ayazında, yazın sıcağında ekmek paralarını çıkaran aile geçindiren, işçi çalıştıran pazarcıyı anlayabilecek olacak mı? Hayır!
Pazarcıyı anlamak için sabah 5’te hale gitmeniz lazım, teneke sobayı yakmayı bilmeniz lazım. Siz eğer ömrünüz boyunca sabah 8 akşam 5 mesai, cumartesi-pazar tatil yaptı iseniz bilemezsiniz pazarcıyı.
Sigorta, vergi muhtasar, işçi parası, kira ödemedi iseniz ömür boyu maaşınız sosyal güvenceniz devlet tarafından garanti ise anlayamazsınız pazarcıyı… Bütün sermayeniz Eskişehir’in ayazında bir gecede donmadı ise anlayamazsınız pazarcıyı… Ekmek kapılarını yer göstermeden kapatırken düşünün bir daha lütfen Çukur Çarşı kapatılırken balıkçı esnafı gibi mobilya ve Mamuca esnafına yaşattıklarınızı onlarda yaşamasın.
Bir güç gelse şu andaki makamlarda oturmanıza vesile olan üniversite diplomanızı iptal edeceğiz dese idi devlet garantili işinizi kaybetse idiniz ne yapardınız gençliğinizde? Ailenize ne yüzle bakardınız? Geleceğe nasıl umutla bakardınız? Ha sizin diploma ha pazarcının ekmek teknesi!
Peki kim soracak bu soruları?
Kurtuluş pazaryeri depreme dayanıklı değilmiş? Nesi dayanıklı değil otoparkı mı? Yoksa çelik çatısı mı bilen var mı?
Deprem bilirkişi raporu alınmış baktırın kendi oturduğunuz belediye binalarına pazaryeri kadar sağlam mı?
Yerine ne yapılacak bilen ve soran var mı?
Otoparkı özel işletmede iken temiz ve mükemmel çalışan ful dolan otopark belediye işletmesine geçince karanlık, pislik içinde neden kaldı yıllarca? Amaç ne idi?
Yıkılıp yerine yapılacak alanda pazarcı esnafına az bir yer verilip büyük bir markete yer açılıyor olabilir mi? Büyük market gelirse pazarcı ve çevre esnafı rekabet edebilir mi?
Diyelim ki alan riskli peki esnaf ne olacak yer gösterildi mi? Tabiki de hayır! Başkan ne derse o olur mantığı… “Şehir nasıl yönetilir, seçim nasıl yapılır” bunları çözdü iseniz her şeyi çok daha iyi görüyorsunuz. Siyaset böyle bir şey bir plaketin sonsuz anlamı var…
Şehri yönetmek istiyorsanız öncelikle meclis üyelerini, odaları, STK’ları ve en önemlisi yerel basını kontrol altına almanız, siz nefes alma demedikçe nefes almayan kişileri seçmeniz ve nabza göre şerbet vermeniz lazım.
Hatırlar mısınız bilmem eski Hava Hastanesi’nde iki ağaç yamulmuştu STK’lar gümbür gümbür bağırdı basın günlerce gündem yaptı. Kesmeyin doğa, ağaç birden doğa sevgimiz kabardı hepimizin ama Kızılyer’de binlerce ağaç kesildi hangisi konuştu? Beton oldu tarım arazileri. Şehrin en verimli sebze bahçeleri yok oldu. İş işten geçti yerli bahçe bitti.
Basında yeni haber; Pazarda salata 30 Lira! Ne olacak bu vatandaşın hali?
Bu şekilde verebileceğimiz pek çok örnek var. Sistem doğru kuruldu, narkoz dozunda verildi ise sorun yok istediğin gibi yıllarca at koşturabilirsin bu arenada. Bir kesim esnaf umutluymuş yıkıldıktan bir sene sonra yeni inşaatı başlatacakmış inşallah yanılırım ama kurulan cümle düşündürücü (yıkıldıktan bir sene sonra)
Aklıma hemen 10 yıl oldu mu bilmem bitmeyen Hamam Müzesi Projesi geldi. Hadi o belediyenin projesi 10 yıl daha sürebilir, dayanma gücü var, para nasılsa milletin ama bitmiyor ki… Mamuca sanayi esnafına gösterilen muhteşem maket proje güldüm ve üzüldüm. Mamuca sanayi esnafına o proje gösterildiği günden bugüne kaç yıl geçti hatırlayan var mı? Peki pazarcılar? Maketleri bile yok! Onlara maket yapma ihtiyacı bile duyulmamış sokaktalar bundan sonra bekleyecekler umutla…
Peki yeni sokak pazarlarının kurulacağı sokaklarda yaşayan vatandaş, araçlar, çocuklar toplarını nerede oynayacak? Gece 12’ye kadar süren pazar atıkları ve kokusu kaç yıl sürecek? Bir yıl mı 10 yıl mı? Zaman her şeyi gösterecek. Ama inanın mobilya esnafı gibi Mamuca esnafı gibi sizi bundan sonra hiç anlayan olmayacak. Algı ile sistem ile halsizleşeceksiniz.
Yılların verdiği emek ve yorgunlukla çoğunluğunuz tek tek şerefli mesleğinizi bırakıp kum misali yok olacaksınız. Sonra mı? Kimi dostu camide şükür ederken, kimi dostu parkta bankta otururken kimi dostu Porsuk kenarında dert ve kederden şarap içerken görecek gözleriniz geçmişe gidecek gidecek gideceksiniz…