Burak Kuşan yazdı...

Eskişehir, bereketli Porsuk Ovası’yla Anadolu’nun tarım damarlarından biri. Buğdayın, arpanın, şeker pancarının diyarı; bir zamanlar “tahıl ambarı” denince akla gelen ilk şehirlerden. 
Ama bugün, Eskişehir çiftçisinin yüzünde hasattan çok endişe var. Toprak hâlâ cömert, peki ya çiftçi neden dertli?
Bu sorunun cevabını, ovada tanıştığım Hasan amcanın hikayesinde buldum.
Hasan amca, 40 yıldır Porsuk’un kıyısında buğday ekiyor. “Eskiden, bir dönümden aldığım verimle ailemi geçindirirdim.” diyor; elleri nasırlı, gözleri uzaklara dalmış. “Şimdi mazot 45 lirayı geçti, gübre torbası 1200 lira. Taban fiyat 9.250 lira dediler ama o parayla ne borç biter ne tarlaya tohum atılır.” 
Eskişehir’in verimli toprakları, 2024'de milyonlarca ton ürün 
verdi; şeker pancarında hâlâ söz sahibiyiz, buğday tarlaları ovayı altın rengine boyuyor. Ama Hasan amcanın cebine yansıyan ne? “İthal buğday geliyormuş, bizimkini kim alsın?” diye soruyor, haklı bir sitemle.
Kuraklık, bu ovada da kapıyı çalıyor. Porsuk Barajı’nın suyu her geçen yıl azalıyor; iklim değişikliği, yağışları düzensizleştirip toprağın susuzluğunu artırıyor. Hasan amca, “Porsuğa su gelmezse, bu tarla neye yarar?” diyor. 
Doğayla mücadele bir yana, artan maliyetler diğer yana vuruyor. Rusya’dan, Ukrayna’dan gelen tahıl, yerli emeğin üstüne gölge düşürüyor. Hasan amca gibi çiftçiler, “Biz üretelim de, kim kazansın?” diye düşünmeden edemiyor.
Eskişehir’in gençleri ise tarıma veda ediyor. Hasan amcanın oğlu bile “Baba, bu işte gelecek yok” deyip sanayide iş aramaya başlamış. 20 yıl önce köylerde traktör sesleri yankılanırken, şimdi sessizlik hâkim. Sanayi kenti kimliğiyle övünen Eskişehir, tarım kimliğini mi kaybediyor? Oysa bu şehir, hem sanayisi hem tarımıyla bir denge kurabilecek güçte. Ama bunun için Hasan amcalara kulak vermek gerek.
Yine de umut var...
Eskişehirli çiftçiler, kooperatiflerle örgütlenmeye çalışıyor.Devlet desteği artsa, mazot sübvansiyonu gelse, taban fiyatlar Hasan amcayı gerçekten korusa, Eskişehir tarımı yeniden parlar. “Bize bir el uzatsalar, bu toprak yine konuşur.” diyor Hasan amca, gözlerinde hâlâ bir kıvılcım.
Eskişehir’in çiftçisi, toprağına küsmedi ama yoruldu. 
Bereketin gölgesinde verilen bu mücadele, sadece Hasan amcanın değil, hepimizin meselesi. Çünkü o tarlalardan çıkan buğday, soframıza ekmek oluyor. Eskişehir’in tarım hikayesini ya bir başarı destanına çevireceğiz ya da betonlaşan ovayla, terk edilen köylerle anacağız. Tercih bizim.