Girişimci daima değişimi arayan, değişime karşı tepki veren ve değişimi fırsat olarak gören kişidir.
Peter Drucker
360 derece iletişim yönetimi perspektifi ile üretimden son satışa kadar, müşteri hedef kitlenize sunduğunuz vaatleriniz ve bu vaatleri gerçekleştirme kapasiteniz marka değerinizi arttıracaktır.
Sahip olduğunuz doğru kaynak analizi ile ortaya koyacağınız değer öneriniz birbiri ile örtüşmeli ve iş yapış şekillerinizi yenidünya normlarına, yeni tüketici alışkanlıklarına göre revize etmelisiniz. Bunu yaparken de en önemli unsur doğru internet kullanımıdır. İnternetin bize sunduğu birçok araç var. İşletmeniz için bu araçları ne kadar doğru kullanabiliyorsunuz? Bu araçları kullanmayı bilen donanımlı personellere sahip misiniz?
Doğru bir şekilde, marka itibarını koruyarak, sağlam bir alt yapı ile ihtiyaç olan hizmeti bulmak birçok firmayı zorluyor. Doğru dijital ayak izini oluşturmak ise buradaki en önemli anahtarınız oluyor. Sürekli kendini yenileyen algoritmik yapılar sektörün temel taşlarıyken, bu yapıları yönetmek için kullanılan araçları çok iyi takip eden ve sektörlerden bağımsız kendini geliştiren bir ekiple çalışmayı tercih edebilmek dijitalleşirken sizi rakiplerinize göre bir adım öne taşıyacaktır.
Peki, doğru dijital ayak izi olarak bahsettiğimiz şey nedir? En basit tanımıyla internet üzerinde yaptığımız her tıklama kaydedilebilir ve bir veriye dönüşmektedir. Bu veriye bağlıda kullanıcıların oluşturduğu deneyime göre ortaya çıkan alışkanlıklar, sektör dinamiklerini belirleyen unsurlar haline gelmektedir. Online olarak çevrimiçi yaptığımız her bir hareket kayıt altına alınabiliyor. İşte bu kayıtlarda bizlerin dijital ayak izi oluyor. Bu yüzden de dijital okuryazarlık sadece iş hayatımızda değil özel hayatımızda da her geçen gün önem kazanıyor. Bu durum kurumsal hayatta marka itibarımızı etkilerken, kişisel hayatta da kişisel itibarımızı etkileyen bil hal alıyor. Marka analizlerimizde kullandığımız çeşitli teknolojik araçlar sayesinde ben ve ekibim işletmelerin dijital ayak izini çıkartıp bu konuda iyileştirmeler sağlıyoruz. Neyi neden yaptığını ya da yaptırdığını işletme sahiplerinin, işletme yöneticilerinin çok iyi bilmesi gerekiyor.
George Orwell’in “1984” romanı, Big Brother adlı bir varlığın, herkesin eylemlerini her yerde ve her zaman izlediği bir dünyayı anlatıyor. Bu distopik kavram bugün gerçeğe dönüşürken bize sunduğu olumlu yönleri de es geçemeyiz, karanlığın içindeki ışığı görmeyi bilmeli imkanları görüp ona göre işimiz için doğru dijital adımları atmalıyız. Eğer bu dünya sizi korkutuyorsa eksik bilgi sahibi olduğunuz içindir. Doğru dijital partnerler seçtiğiniz zaman doğru bilgiye ulaşarak hizmet almalısınız ve bu gücünüzle de rakiplerinize göre bir adım önde olabilirsiniz.
Yeni dünya düzeninde marka ömrünüzü sürdürülebilir kılmak için lütfen dijitaldeki varlığınızı daha çok önemseyin. Bu tarafta aldığınız aksiyonların gerçek dünyada da bir karşılığı olduğunu bilin ve size bu karşılıkları anlatabilecek doğru profesyonellerle çalışmayı tercih edin.