Odunpazarı Belediyesi Eylül ayı meclis toplantısı Kazım Kurt başkanlığında toplandı. Gündem dışı kısımda konuşan meclis üyelerine yanıt veren Başkan Kurt, Eskişehir’in trafik sorununa, toplu taşımaya yönelik yapılan eleştirilere yanıt verdi. Başkan kurt, modern Avrupa şehirlerinde şehir merkezine özel araçla gidilmediğinin altını çizdi.
“TÜRKİYE’NİN EN MODERN TOPLU TAŞIMASI”
Eskişehir’in tramvaylarının Türkiye’nin en modern toplu taşıması olduğunu söyleyen Başkan Kurt, “Büyükşehir Belediyemizin toplu taşımayla ilgili trafikle ilgili yapabileceklerini yapıyor, yaptı ve özellikle toplu taşıma Türkiye’nin en modern toplu taşımasıdır. Bu noktada tramvayın iyi ve güzel tarafları inkar edilemez. Modern Avrupa şehirlerinde merkeze özel araç girmez. Girmemeli. Burada da girmemeli. Merkeze, İki Eylül Caddesi’nde Esnaf Sarayı’nın dibine kadar araçla gitme zorunluluğu yok. Şehirde yaşamanın külfetleri var. İnsanlar belli ölçülerde yürüyecek. Bazı Avrupa ülkelerinde araç şehir merkezine doğru girdikçe ekstra para ödüyor. Otopark giderinden hariç bu. Bunlar uygulanan ve şehrin merkezini rahatlatan uygulamalardır. Toplu taşıma tercih edilmelidir” dedi.
BÜYÜKŞEHİR’İN AÇTIĞI BULVARLARI TEK TEK SAYDI
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı bulvarları tek tek sayan Başkan Kurt, “Büyükşehir Belediyesi kaç tane bulvar açtı? Yaşar Kemal Bulvarı’nı açtı, Bülent Ecevit Bulvarı’nı açtı, Keskin Yolu Bulvarı’nı açtı, Kıvrıkoğlu Bulvarı’nı açtı, Mustafa Özel Bulvarı’nı açtı, Muhsin Yazıcıoğlu Bulvarı’nı açtı. Bunlar hemen olan şeyler değil. Kamulaştırması, davası, bu işin alt yapısı, değerlendirmeleri dikkatle bakıldığında ciddi anlamda bir iş yapılmıştır. Kaldı ki Eskişehir’de araç sayısı Türkiye’de ilk 3’te olan bir ildir. Yani 900 bin nüfusumuz var. 300 bine yakın araç var Eskişehir’de. Neredeyse üç kişiye bir araç düşüyor. Bu noktada trafikle ilgili sıkıntıları değerlendirmek aşmak için herkes çalışma yapmalıdır” diye konuştu.
“SGK ÖNCE YÜZDE 88’İ ALSIN”
Belediyelerin SGK’ya olan borçlarının SGK’nın tüm alacaklarının yüzde 12’si olduğunu söyleyen Başkan Kurt, “SGK borçlarıyla ilgili söyledikleriniz savunmadır. SGK’nın alacaklı olduğu kesin. Türkiye’nin tümünden alacaklıdır. Belediyelerin tümünün SGK’ya olan borcu, SGK alacaklarının yüzde 12’si. Yani bin 390 küsur belediyenin tamamının SGK’ya olan borcu, SGK’nın toplam alacaklarının yüzde 12’si. Dolayısıyla bu kriz yaratan bir iş değil. Elbette biz borcumuzu ödemeliyiz. Alsın. Ama o öteki yüzde 88’i de aksın. O yüzde 88’i ellemeden sadece belediyelere yüklenmek, CHP’li belediyelere yüklenmek anlamına gelir. Çünkü yılbaşından sonra bir af çıkacak deniyor. Dedikodu var. AKP’liler bekliyor. Biz ödüyoruz anlaşmaları yaptık. Çıkmazsa AKP’nin üzerine hacze gidecek babayiğit var mı? Var mı bir SGK müdürü gelip de AKP’linin masasını, arabasını alacak? CHP’ninkini alıyor. Kolay” şeklinde konuştu.
“SADECE MAAŞ ÖDEYEN VE ÇÖP TOPLAYAN BELEDİYE HALİNE GELECEĞİZ”
Belediyelerin sadece maaş ödeyen ve çöp toplayan kurumlar haline getirilmek istendiğini belirten Başkan Kurt, “Burada kendimizi kandırmayalım. SGK tüm alacaklarını toplayacaksa önce o beşli çeteden başlamalı. Yüzde 88’i almalı. Ben Odunpazarı Belediyesi olarak ödeyebilirim. Diğer belediyeler zorlanır. Başka yatırımlarını keser. Borcu öder. Ama bu adil bir şey değil. Yüzde 88 orada dururken siz gelip yüzde 12’yi sıkıştırışsanız bu adaletli olmaz. Aynı vergi dairesinin yüklendiği gibi. Vergi dairelerinin toplam alacağının içinde belediye borçları yüzde 5. Yüzde 95 orada duruyor. Bunlar resmi rakamlar. Burada biz sıkıntı yaşamadan yatırım yapabilecek konuma gelmeliyiz. Tasarruf genelgesi, bu SGK ve vergi borçlarının üstüne gidilmesi belediyeleri iş yapamaz, yatırım yapamaz hale getirdi. Getiriyor. Hiçbir şey yapamayız. Sadece maaş ödeyen ve çöp toplayan belediye haline geleceğiz. Amaç bu” ifadelerini kullandı.
“ALPAGUT DA ERZİNCAN İLİÇ GİBİ Mİ OLSUN?”
Alpagut ve Atalan mahallelerine yapılmak istenen siyanürlü altın madeni hakkında konuşan Başkan Kurt, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Madenle ilgili konu çok tartışılıyor. Sanki bu madenin işlenmesine karşı çıkanların bu madenler ekonomiye katılmasın gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Bu böyle değil. Biz orada Avrupa Birliği standartlarındaki ölçülere uygun hareket edilmesini istiyoruz. Ama ne yazık ki öyle olmuyor. Öyle olmadığı Kaymaz’da görülüyor, Eti gümüşte görüldü. Erzincan İliç’te görüldü. Erzincan İliç’teki altın madeninde devletin elde ettiği gelir 190 milyon dolar. Ama oradaki işin bedeli 8.5 milyar dolar. Yani devlete yüzde 2-3 kalıyor. Böyle bir yaklaşımla bu işler olmaz. Peşkeş demeye insanın dili varmıyor. Bunlar hakikaten sıkıntı yaratan işler. Ve o bölgedeki İliç’te gördük faciayı. Allah göstermesin. Alpagut’ta niye olsun böyle bir şey? Biz şimdiden buna itiraz ediyoruz ki önlem alınsın, buna göre vazgeçilsin. Eğer gerçekten devletin buradan yüzde 2-3 gibi geliri olacaksa, olmasın. Yani bu Türkiye batmaz. Biz bunları konuşacağız. Doğrusunu bulacağız.”