Özellikle son bir yıldır derinden hissedilen hayat pahalılığı, yani enflasyon vatandaşın belini büküyor.
Vatandaş geçinebilmek için adeta enflasyonla mücadele rehberi oluştururken, baz etkisi sayesinde enflasyonun ocak ayı itibarıyla düşüşe geçebileceği sinyali en yetkili ağızdan yani Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından veriliyor.
Bu olur mu?
Kuşkusuz hayır.
Nedeni mi?
Nedeni çok basit, iktisat bilminde yeri olmayan bir ekonomi modeli uyguluyoruz da ondan.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ısrarla üzerinde durduğu "Faiz neden enflasyon sonuç" teorisi, yanlış kur politikası vb. uygulamalar enflasyon rakamlarını TÜİK verilerine göre yüzde 79,60, akademisyen ve ekonomistlerin oluşturduğu ENAG verilerine göre ise yüzde 176'ya çıkardı.
Vatandaşın çarşı pazar enflasyonu ise yüzde 200'ü çoktan geçti.
Tabii ki bunda Merkez Bankası Başkanlarının kısa aralıklarla görevden alınması, Ekonomi ve Maliye Bakanlığına yapılan atamaların tartışmalara konu olması, kuru baskılama için arka kapıdan döviz satışlarıyla rezervde tehlike çanlarının çalması, liyakatsız atamalar, çıkar hesapları, beşli çetelere aktarılan kaynaklar etkili oldu.
Ekonomideki nedenler listesi uzar gider.
Genel bir ekonomi çerçevesi çizdikten sonra dünyada neredeyse yüksek enflasyonda zirveye oturmuş bir Türkiye'de gıdadan her türlü emtiaya kurlardaki artışın da etkisiyle fiyatlar ikiye üçe katlanınca konut ve kira fiyatları yerinde durur mu?
Onlar da her şeyde olduğu gibi zirve yaptı.
Ev sahibi-kiracı tartışmaları hatta kavgaları çokça yaşanır hale geldi. Ölümle sonuçlanan olaylara dahi tanıklık ediyoruz maalesef.
İktidar, 2022 yılı için kira artışlarına yüzde 25 sınırlaması getirdi ancak çözüm olmadığı şimdiden anlaşılıyor.
Bunun üzerine görünen o ki çözüm arayışları sürüyor.
Yaşanan kira krizinde ev sahibi-kiracı uyuşmazlıklarının çözümüne yönelik zorunlu arabulucu uygulamasının getirilmesinin düşünüldüğünü öğreniyoruz.
Dünya gazetesinden Hüseyin Gökçe'nin haberine göre, Adalet Bakanlığı bir süredir konuyla ilgili teknik düzeyde çalışmayı sürdürüyor.
TBMM’nin açılacağı ekim ayında, ev sahibi-kiracı arasındaki sorunların dava öncesi zorunlu arabulucuya gönderilmesine ilişkin yasal düzenleme Adalet Bakanlığı tarafından Meclis’e sunulacakmış.
Sizce sorun bu yöntemle çözülür mü?
Bence zor.
Çünkü piyasada hissedilen enflasyon ne yüzde 80 ne de yüzde 180.
Çok daha fazlası.
Hayat pahalılığını sadece kiracılar değil ev sahipleri de yaşıyor.
İğneden ipliğe her ürünün fiyatı döviz ve enflasyondaki artışa göre yerinde durmuyor, ikiye, üçe katlanıyor.
Üstelik ev kirasıyla geçimine katkıda bulunanların sayısı azımsanmayacak sayıda.
Kiracıların durumu ise çok daha kötü.
Anlayacağınız geçici pansumanlarla yaraya merhem olamazsınız.
Acilen eylem planı gerekiyor...
Yapısal reformlar olmadan...
Piyasalara ve uluslararası finans çevrelerine güven vermeden...
Liyakatı öncelemeden...
Mevcut enflasyon-faiz denkleminden vazgeçmeden...
Ekonomide işler rayına girmez, vatandaş ekonomik krizden kurtulamaz.
Benden söylemesi...