Hazine ve Maliye Bakanlığı'na bağlı, yani Berat Albayrak'ın patronluğundaki Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) enflasyon rakamlarını açıkladı.
Enflasyon ağustosta yüzde 0,86 artarken, yıllık bazda yüzde 11,77 oldu.
İktidarın beklediği, vatandaşın ise beklemediği rakamlarla avutuluyoruz.
TUİK raporuna göre bu yıl geçen yılın aynı ayına göre elektriğe yüzde 32, doğalgaza yüzde 34 zam yapıldı.
Sadece elektrik ve doğalgazdan bahsediyoruz.
Pazara ve markete giden özellikle mutfağın patronu kadınlar gıda ürünlerindeki artışlar nedeniyle adeta isyan ediyor.
Enflasyona etki edecek bu kadar neden varken rakamlar nasıl düşük çıkıyor?
TÜİK tüketim ürünlerindeki fiyat artışlarını araştırıp enflasyonu belirlese açıklanan rakamları iki, hatta üçle çarpmak gerekiyor.
Tüm bu olan biten karşısında tek ihtimal kalıyor. O da kağıt üzerinde enflasyon rakamlarını belirlemek.
Rakamlarla oynayarak enflasyon belirleniyor, ülke ekonomisinin büyüme rakamları yuvarlanıyor, faiz "oynanan" rakamlara göre ilan ediliyor.
Hal durum böyle olunca emekli, işçi ve memurun cebindeki parayı almış oluyorsunuz. Siyasi ikbal uğruna tüm bu yapılanlar milletin ekmeğiyle oynamak değil de nedir?
Emekliye, işçiye ve memura enflasyon oranında zam yapacaksın, rakamları düşük gösterip artışları sınırlayacaksın ama piyasada pahalılık alıp başını gidecek.
Vatandaş da üç kuruşluk zamlarla piyasadaki gerçek enflasyonun altında geçim mücadelesi vermek zorunda kalacak.
Düşük aylıklarla zorlanan emekliler ile geçinmeye çalışan asgari ücretli kesim bırakın ay sonunu, ayın ortasını bile zor getiriyor.
İnsanlar gırtlağına kadar borçlanmış, kredi kartlarını ödeyemez hale gelmiş, icralar önceki yıllara göre kat be kat artmışken...
Pandemi bir yandan mutfaktaki yangın diğer yandan devam ederken...
Yükselen döviz kurları Bakan Albayrak'ın umrunda değilken...
Sürdürülebilir bir ekonomi ve "pik yapacak Türkiye" ancak hayallerde görülür, ondan öteye geçemez.