Eğitim alanında yapılan araştırmalar, vizyon sahibi eğitimli aile çocuklarının girdikleri sınavlarda diğer ailelerin çocuklarına göre daha başarılı sonuçlara imza attığını ortaya koyuyor.
İstisnalar tabii ki var ancak genel durum böyle.
Bunu şirketler, kurumlar, şehirler hatta ülkeler için bile söyleyebiliriz.
Yani vizyon sahibi olmak önemli…
Türkiye, zaman zaman tökezlese de çağdaş, laik, uygar ve medeni bir ülke olma yolundaki önemli adımları Büyük Önder Atatürk’ün o eşsiz vizyonu, sağlam temelli Cumhuriyeti sayesinde atabildi.
Aksini düşünen Atatürk düşmanı yobaz din tüccarlarının cılız sesleri bu gerçeğin üzerini örtemez.
Neyse konumuzu dağıtmadan devam edelim…
Bir şirketin, odanın veya belediyenin (örnekler çoğaltılabilir) geleceğine yön verecek adımlar atmaya haiz başkanlar, önderler eğer bir vizyon sahibi değil aksine günü kurtarmayı, koltuğunu ısıtmayı amaçlıyorsa orada bir başarıdan söz etmek imkansızdır.
Bugün Eskişehir bir dünya markası olmuş, turistlerin akınına uğruyorsa, Yılmaz Büyükerşen gerçeğinin altını kalın kalın çizmek gerekir.
Tiyatroları, konser salonları, operası…
Biletleri aylar önce tükenen etkinlikleriyle kültür, üç üniversitesiyle de öğrenci kenti olarak anılan Eskişehir, artık müzeleriyle de ünlü...
Eleştirebilir, yerden yere vurabilir, kusur bulabilirsiniz…
Ama bugün Eskişehir’in Türkiye’de parmakla gösterilen bir kent haline gelmesini sağlayan, art arda 5 kez seçilip görevinin başında olan tek Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in vizyoner kişiliğini, çağdaş ve uygar şehircilik anlayışını inkar edemezsiniz.
Yani vizyon sahibi kişiler hangi kurum ve kuruluşun başında olursa olsun orayı ihya eder.
Örnekleri çoğaltmak mümkün.
Eskişehir.Net ekranlarında yayınlanan Panorama programımın bu haftaki konuğu Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş oldu.
Vizyoner, geleceği ölçüp tartarak planlayan, teknolojik gelişmelere açık, dijital dünyaya ayak uydurmuş bir kişilik sergileyen Kesikbaş, üyelerin yeni ürünlerini tanıtmaları için oda bünyesinde dijital stüdyo kurmuş, bunları ESO’nun internet sitesinde tanıttırmayı da ihmal etmemiş.
Kesikbaş, sorulara içtenlikle cevap verirken, sanayicilere de önemli hatırlatmalarda bulundu.
Protokolü pazartesi günü imzalandığı, detayları yerel ve yaygın medyada çokça yer aldığı için yüzeysel değineceğim Yeşil Yol projesi, Başkan Kesikbaş’ın özel sektör-kamu işbirliğinin verimliliği artıran en önemli girişimi oldu.
Yaklaşık 20 yıllık Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nin demiryoluyla limanlara bağlanma hayalini gerçekleştiren bir projeden bahsediyoruz…
Eskişehir sanayi ürünleri, tırlarla Hasanbey Lojistik Merkezi’ne oradan da demiryolu aracılığıyla İzmit Körfezi’nde limanlara, güneyde de Mersin ve çevresindeki limanlara ulaştırılabilecek. Yani Eskişehir sanayisi, limanlar aracılığı ile dünyaya açılacak.
Şimdiden talepler sıralanmaya başlamış…
Bu çalışma için her türlü kulis ve girişimden çekinmeyen Kesikbaş, büyük bir alkışı hak ediyor.
Bununla da yetinilmemiş, oda bünyesinde lojistik birimi oluşturulmuş ve konusunun uzmanı bir kişi görevlendirilmiş.
Yani ihraç mallarını demiryolu avantajını kullanarak yurtdışına göndermek isteyen sanayicilerin başvuracağı yeni adres artık ESO.
Boşuna vizyondan bahsetmiyoruz…
Kesikbaş, 2018’de başlayan kur şoklarıyla zorlanan, pandemiyle sarsılan sanayicilere önemli hatırlatmalarda ve uyarılarda da bulundu.
En önemli konunun pandemiden mümkün mertebe uzak durmak olduğunu vurgulayan Kesikbaş, şunları ifade etti:
“Eğer ikinci bir pandemi şoku yaşarsak çok zorlanırız. Sanayicilerin çoğunluğunun ikinci pandemi krizini kaldırabilecek ekonomik gücü yok. Taleplerin daralması, arzı da düşürür. Bunu kaldırabilecek firma sayımız fazla değil. Önce sağlık tabii ki. Şimdilik pek sıkıntı gözükmüyor ama şirketlerimizi, çalışanlarımızı korumamız, ayakta tutmamız gerekiyor. İkinci pendemi şoku insani ve ekonomik açıdan büyük zarar verir.”
Eskişehir sanayisinde öncü rol alabilecek potansiyeli bulunan sektörleri otomotiv ve raylı sistemler olarak vurgulayan Kesikbaş, 2021 için sanayicilere önemli mesajlar vermeyi de ihmal etmedi.
Kesikbaş, sanayicilerin 2021 bütçelerini şimdiden yapmaları gerektiğini aktararak, “2021, 2020’den farklı olmayacak. Volüm artacak ama cirolar aynı seviyede kalacak, yeterince kar olmayacak. Yeterli kar olmayınca yeni yatırım olmayacak. Ama umudumuzu kaybetmeden daha fazla ihracata yönelerek… Çünkü iç pazar yeterince güçlenmedi. İhracatı mutlaka zorlamalıyız. İhracat konusunda sanayicilerimiz odamızla irtibat içinde olmalı. Değişik talepler geliyor dışarıdan odamıza, bunu değerlendirmek istiyoruz. İhracat odaklı büyümeyle, sıkı bütçe disiplini sağlayarak yolumuza devam etmemiz gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.
Doğalgaz ve elektrik gibi sabit maliyet kalemlerinde yapılan, sanayiciyi oldukça zorlayan zamların iyi hesaplanması ve yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini de vurgulayan Kesikbaş, her ne olursa olsun enseyi karartmadan geleceğe umutlu bakmayı prensip edinmiş.
Yazımızı ünlü şair Nazım Hikmet’in “Umut” şiirinin son satırlarına yer vererek bitirelim o halde:
İşler atom reaktörleri işler
Yapma aylar geçer güneş doğarken
Ve güneş doğarken hiç umut yok mu?
Umut umut umut
Umut insanda.