Ak Parti Eskişehir’de Eski Ruhunu Arıyor

31 Mart seçimleri ile Eskişehir Ak Parti’de çok şey değişti. Ne oldu bilemem ama kesinlikle bir şeyler oldu.
Eğer olmamış olsaydı 
*Herhangi bir yatırım müjdesi verilirdi
*CHP İl Başkanı’na cevap verilirdi 
*Kazım Kurt’un bir işi engellenirdi 
*Bitmeyen bir işin neden uzadığı açıklanırdı 
*Halk toplantıları yapılırdı 
*Volkan Doğan büyük sözler ederdi 
*Parti içindeki grupların aksiyonlarından bahsedilirdi 
*Meclislerde engel olunma paradoksunun aslında öyle olmadığı söylenirdi 
*Birlik Vakfı’nın partiye dahli ile ilgili mutlaka bir şey söylenirdi 
*Vekiller birbirine gizlice laf dokundururdu
*Kalabalık bir masa ve çalışma ortamı fotoğrafları sosyal medyaya yansırdı
*Nabi Avcı Eskişehir’e her gelişinde Başbakan gibi karşılanırdı 
*Partililer birbirine Eskişehir’den bir bakan çıkar mı diye sorardı
*Kol kırılır yen içinde kalırdı 


Eskişehir CHP Bildiğimiz Gibi 

CHP örgütü ile ilgili bir tespit, yorum, eleştiri getireceksek en baş belirtmemiz gereken söyleyeceğimiz her şeyin daha önce defalarca dile getirildiği ama hiç birinin sürpriz olmadığıdır. 
CHP yıllardır aynı şeyleri yapıp, farklı sonuçlar uman ve her seferinde ortaya çıkan gergin süreci sanki ilk defa yaşıyormuş gibi mış yapan bir paradoksun içinde seyrediyor. 
Şundan hepimiz eminiz ki, CHP parti içinde, örgüt içindeki muhalefeti dışarıya karşı yapabilseydi, o enerjiyi iktidar adına kullanabilseydi bugün çok daha başka bir tabloya tanık olurduk. 
Seçimin ardından Abdülkadir Adar ismi üzerinden başlayan, kongre, kayyum, hukuk, delege, Kazım Kurt gibi kelimeleri yine ezber ettiğimiz söylemlere tanık olmaya başladık. 
Dün şikâyet ettiğini bugün kendi yapan, dün kendi yaptığını bugün şikâyet eden partililere rastlıyoruz. 
CHP’nin büyüklüğünden dem vurup, partisini antidemokratik olmakla suçlayanlara hatta çok eleştirdiği iktidar partisinde bile bu işlerin daha sağlıklı yürüdüğünü dile getirmekten gocunmayanlara. 
Sonuç olarak CHP yine her zaman ki özneyi bırakıp isimleri tartışıyor. Haklılığa değil, durduğu gruba göre tavır alıyor, çözümün değil sorunun peşinde koşuyor gibi hissettiriyor. 
Hem sürekli birbirini eleştirip, eleştirilmenin hak olduğunu savunan hem de eleştiriden rahatsız olup hırçınlaşan hırpani bir yanı var gibi düşündürüyor. 
Peki, ben bunlara şaşırıyor muyum? Hayır. Çünkü partinin doğası, tabiatı, parti içi siyaset yapma kültürü böyle ve çok da değişeceğini sanmıyorum. 
O yüzden bu durumu tu kaka göstermek yerine, işin rutini olarak kabul ederseniz, CHP bildiğiniz gibi demek istiyorum.