Türkiye genelinde olduğu gibi Ak Parti’nin Eskişehir’de de iyi gittiğini söyleyemem. 31 Mart yerel seçimlerinde tüm uyarılara rağmen hatalarında diretip bırakın yeni Belediyeler kazanmayı elindeki belediye sayısını bile düşüren AK Parti’nin hali nice demek yanlış olmaz.
Eskişehir’de Ak Parti’nin eski varlığı, ağırlığı, gücü, gündem oluşturabilme yeteneğinden eser kalmamış gibi.
Partinin ağırlığını taşıyan zincirin en sağlam ve dirençli halkası olarak aklıma gelen en etkili ilk isim Harun Karacan diyebilirim.
Onun dışında Eskişehir teşkilatı üzerinde onarım yapabilecek, mevcut şartları tersine çevirebilecek ve bu yükü paylaşacak başka isimlerde var ama o isimlerin birçoğunun küstürülmüş, kızdırılmış, haklarının yenmiş olduğunu düşününce, partinin neden bu kadar kan kaybettiği de kendiliğinden ortaya çıkıveriyor zaten.
Seçimler eskiden de kaybedilir ama AK Parti bu kadar ayrışmaz, bu kadar pasifleşmez, bu kadar elle tutulur olmaktan uzak söylemlerle teşkilatı oyalamazdı.
Dündar Ünlü, Hasan Tuç, Osman Yüksel, Fikret Dönmez, Mustafa Birsen diye kendi özgün ağırlığı olan isimler devrede olur ve krizi yöneterek zaman zaman kamuoyu önünde parti lehine bile çevirebilirlerdi.
Ancak bu süreçte il ve ilçe yönetimlerinin bunu yapabilme yeteneği olmadığını düşünüyorum. Aksine krizle başa çıkılamadığı, sorunların ve sıkıntıların daha da derinleştiği ve teşkilatın her geçen gün daha da ayrıştığı gerçeğini netçe ifade edebilirim.
Biraz sokağa, sosyal medyaya kulak veren herkeste bu sorunun tespitini rahatça yapabilir.
Peki, bunun reçetesi nedir, nasıl düzelir diye sorarsanız cevabı başka bir soruyla vermek isterim
Eğer tırmanmak istiyorsanız, ipi ya da zinciri nereye bağlardınız?