Utanç; onur kırıcı, ahlaka uymayan veya uygunsuz algılanan bir davranış sergilemiş olmaktan doğan mahcubiyet veya küçük düşme duygusudur.

Şehrimizi veya Ülkemizi farklı mecralarda temsil eden insanların söylemleri ve davranışları o şehirde / ülkede yaşayan bütün insanları olumlu ya da olumsuz olarak etkilemektedir. 

Bizim ülkemizde bir milletvekili bütün ülkeyi temsil eder. Seçildiği şehre karşı sorumluluğu ve sorunlarını meclise taşıma görevi vardır. Adı üzerinde milletin temsil yetkisini dolaylı olarak kullanmasını sağladığı kişinin adıdır; milletvekili.

Bugünlerde Eskişehir, çok büyük bir UTANÇ yaşıyor. O da HATİPOĞLU’nun söylemleri - davranışlarına rağmen hiç bir şey olmamış gibi davetlere katılması..

Bir kişiyi seversiniz veya sevmezsiniz ancak asgari ölçüde saygı duymanız beklenir. En azından bulunduğu mevki, hele hele ülkeyi temsil eden bir mevki ise o zaman ULUS bilinci adına bunu yaparsınız. Bu durum, farklı bir siyasi parti görüşüne sahip olsanız bile böyledir. Önemli bir kıstastır; SAYGI. 

HATİOPOĞLU’nun yaklaşık 4 ay önce ülke gündemine nasıl düştüğünü ve akabinde parti değiştirerek neler gerçekleştirdiğini çocuk - genç - kadın - erkek - yaşlı duymayan kalmadı. Böylesine geniş mecraya yansıyan bir durum gerçekleşti. Bu durumdan GURUR mu duymak gerekir; yoksa UTANÇ mı? Yazının devamında anlatmaya çalışacağım. 

Geçtiğimiz cumartesi günü TMMOB İNŞAAT Mühendisleri Eskişehir Şubesi’nin 69. Kuruluş Yıl dönümü ve plaket töreni vardı. Seviyeli ve bir o kadar da şehrin protokolünün katıldığı bir yemekti. Mühendislerin yoğun katılım gösterdiği gecede meslekte 50. 40. ve 25. Yıl emek vermiş mühendislere plaketleri takdim edildi. Plaket alan  bütün inşaat mühendislerini kutluyoruz. Şube Başkanı Orkun Kılıç ve bütün yönetim kuruluna hassasiyetleri için teşekkür etmek gerekiyor. 

Şubenin gecesine şehrin bütün protokolü tabii ki davetliydi. Gelenler - gelemeyenler; yazıyla tebrik gönderenler oldu. Ama en ilginci ise geceye AKP Mv. Nebi Hatipoğlu’nun katılmasıydı. Şimdi diyeceksiniz ki neden ? 

Tabii ki katılabilir. Sonuçta bu şehrin bir milletvekili. Hatta iktidar saflarına geçmiş taze bir milletvekili. Evveliyatı temiz olsaydı sıkıntı olmayacaktı. 

Asıl sıkıntı;  Nebi Hatipoğlu salona giriş yaptığında , adının anonsu sonucunda salondan herhangi bir tepkinin gelmemesiydi. Yani bir milletvekili mi gelmiş, yoksa normal birisi mi gelmiş farksızdı.. Yani bir alkış bile mi gelmez miydi? Evet gelmedi.

Ne var bunda diyeceksiniz? Ne güzel işte mütevazı, gösterişten uzak diyebilirsiniz. Ama bu sözler HATİPOĞLU için maalesef geçerli olamaz. 

İnsanların tepkisiz kalmasının asıl sebebi malum KİŞİDEN UTANÇ duyması olabilir mi? 
Evet bu mümkün.
Çoğu masada emin olun bu konuşuldu. Kendi kulaklarımla duymamış olsam uydurma diyebilirsiniz. 

Evet; maalesef bu şehirde HATİPOĞLU UTANCI oluştu. Yukarıdaki tanımda bahsettiğim gibi utanç, aslında kişinin kendi eylemlerinden duyulan bir durum iken; şehirdeki insanlar kendilerini temsil etmek üzere meclise giden kişinin davranışlarından UTANÇ duyar hale geldi. Onun için AZAMİ saygısını bile yitirdi. 

Söylem - eylem birliğinin olmaması ve bu kişinin şehri - ülkeyi temsil ediyor olmasından utanç duyuluyor. 
Ve bu insan yakınlarda AKP’nin Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olacak. 

Başka bir şey söylemeye gerek yok. 

Biz UTANDIK; 
O, UTANMADI!