Çocukluğunuzda anne-babanız ve hatta kardeşleriniz sizi olduğunuz gibi kabul etmiş, yargılamamış, hatalarınızdan bahsetmemiş olabilirler. Ya da tam tersi kusurlarınız çok fazla gündemde tutulmuş, kendinizi sürekli eleştirildiğinden değersiz, yetersiz hissetmiş olabilirsiniz. Bu da sizin bugün hata yaptığınızda bunu duymaya tahammül edememenize ve değişime karşı direnmenize neden olmuş olabilir. Bugün partneriniz size bir davranışınızdan duyduğu rahatsızlığı dile getirdiğinde doğrudan “ben böyleyim” gibi bir cevap verme ya da savunmaya geçme ihtiyacı hissediyorsanız bu durum evliliğiniz için bir kırmızı bayrak sinyali olabilir!
Hepimizin alışık olduğu bir ilişki düzeni var. Bunu hem geçmişten getiriyoruz, hem de sosyal öğrenmelerle zihnimizde bazı kalıplar şekilleniyor. Ve bazen gerçek hayatta bazı şeyler zihnimizdeki gibi ilerlemeyebiliyor.
Bugün eşinizle kurduğunuz ilişkide kendinizi her konuda hatasız görmek; kendinizle yüzleşmekten kaçmanız anlamına geliyor olabilir. Ve bu durum bir süre sonra karşı tarafı fazlasıyla yıpratacak ve bu da bağlılığınızı ve duygusal yakınlığınızı olumsuz etkileyecek bir durum olacak. Çünkü karşı tarafın ihtiyacına, işbirliğine, değişime kendinizi tamamen kapatıyorsunuz. Muhtemelen burada görmekten korktuğunuz bazı duygular var. Bunlarla temasa geçmek sizin için zor. Ve birinin bunu görünür kılmaya çalışması sizi rahatsız ediyor.
Karşı taraf için ise; ihtiyaçlarının bir önemi olmadığı, bu ilişkide tek taraflı emek verdiği, olumsuz duygularıyla baş başa bırakıldığı düşüncesi ve öfke, hayal kırıklığı doğuyor. Bir bitişin ayak sesleri.
Kendimizle yüzleşmekten kaçmak ilişkilerimizde bir süre sonra tıkanıklığa yol açıyor. Karşımızdaki kişiyi bizi böyle kabul etmesi için zorladığımızda ona iki seçenek bırakıyoruz; ya bırakıp gidecek ya da duygusal olarak uzaklaştığı bir ilişkide çırpınmaya devam edecek. Oldukça zor değil mi?