Eskişehir Şeker Fabrikası’nın hikayesini biliyorsunuz. Tam ve resmi adıyla Kazım Taşkent Şeker Fabrikası…
abrikanın kurulacağı yeri Atatürk belirledi. Ulu Önder’in savaştan çıkmış halka moral vermek için gelip geçenlerin göreceği bir yeri tercih ettiğini biliyoruz.
Ne kadar ince bir düşünce ve ne kadar haklı bir tercih… İğneden ipliğe her şeyini yurt dışından alan bir ülkede Şeker Fabrikası kurulması… Ve yerinin böylesi bir düşünceyle belirlemesi…
Şeker Fabrikası gerçekten de gururumuz oldu. Halka güç verdi, ilham oldu…
Pek çok rekor kırdı… İlerleyen yıllarda fabrika yapan fabrika haline geldi…
Peki, sadece o yıllarda mı gerekliydi halka moral vermek!
Mesela günümüzde gerekli değil mi? Başta gençler olmak üzere başardıklarımızı herkesin, milletin tüm fertlerinin bilmesi gerekmez mi?
Elbette gerekir…
Ülkede bunun çok iyi örnekleri var aslında… Savunma sanayi başta olmak üzere yaptıklarını çok iyi duyuran ve motivasyon kaynağı olan özel ve kamu kurumları var.
Oysa Eskişehir’de bu durum giderek yok oldu!
Yıllar önce böyle değilmiş…
Daha rahat konuşurmuş kamu kurum temsilcileri… Yaptıklarını gururla anlatırmış… Basınla düzenli olarak görüşürlermiş.
Son yıllarda bunu pek göremiyoruz.
Yazıyı yazmama neden olan olay 4 Mart 2020’de yaşandı. TÜDEMSAŞ ve TÜVASAŞ ile birleştirilen TÜLOMSAŞ’ın tüzel kişiliği sona erdi. TÜRASAŞ kuruldu…
Yılların TÜLOMSAŞ’ı yok olmuştu!
Bazıları olabilir, yeni düzenleme yapılabilir dedi. Hatta gerekliydi diyenler oldu… Fakat yeni dönemde TÜRASAŞ’ın adı duyulmaz oldu. Ankara’dan yönetiliyor…
Eskişehir Bölge Müdürlüğü oldu…
Bu kurum TÜLOMSAŞ iken Genel Müdürü Hayri Avcı basında daha çok yer alırmış. Üretim, işbirlikleri, yapılan ilkler…
Hemen her hafta kamuoyunda TÜLOMSAŞ varmış…
Ben bunu çok doğru buluyorum. Şu an gördüğüm kadarıyla kurum ne yapıyor, ne başarıyor pek bilen yok. Varsa da bilen yok… Yoksa da ‘neden’ diye soramıyoruz!
İlham olması için daha görünür olmalı… Geçmişte mucize gibi pek çok başarıya imza atmıştı. Daha da atacağına inanıyorum.