Seyir Defteri Bölüm 3: Markalaşma Üzerine Sorular, Yanıtlar ve Öneriler
Geçen hafta seyir defterimizin ikinci bölümünde genel olarak şehir pazarlaması ve markalaşma kavramlarına değinmeye çalışmıştım. Ayrıca yazımızın son bölümünde yer alan birkaç soru eşliğinde Eskişehir ile ilgili bazı öneriler de sunmuştum. Seyir defterimizin üçüncü bölümünde şehir pazarlaması ve markalaşma kavramlarını soru ve önerilerle daha detaylı bir şekilde ele almaya devam edeceğim. Önceki yazımızda şehir pazarlaması kavramını, Kotler, Haider ve Rein’ın 1993 yılında yazdıkları “Marketing Places” ana başlıklı kitaplarından yola çıkarak “Şehirdeki hedef kitlenin istek ve gereksinimlerinin belirlenerek bir kimlik yaratılması ve bunun sonuncunda değer kazandırabilecek pazarlama faaliyetlerinin işlevsel ve uygulanabilir bir konuma getirilerek, elde edilen sonuçların analiz edilip değerlendirilmesi” şeklinde açıklamıştık. Marka şehir kavramını ise “bir şehrin sahip olduğu altyapı nitelikleri, ticari yapısı, tarihi, kültürel ve sosyal zenginlikleri gibi özel faktörler ile diğer şehirlerden pozitif bir biçimde ayrılarak ilgi odağına dönüşen şehir” olarak tanımlamıştık. Şehir markalaşması kavramının içinde şehrin çekiciliğinin geliştirilmesi, şehre özgü ürün ve hizmetlerin tanıtımının yapılıp bilgilendirilmesi, tarihi, kültürel turistik yerlerinin ve özelliklerinin tanıtımının yapılması gibi çalışmalardan oluştuğunu unutmadan hatırlatmak isterim. Markalaşma faaliyetleri şehir ekonomisinin güçlendirilmesi, şehirde yaşayan bireylere iş fırsatları, çeşitli ekonomik faydalar ve şehirdeki yaşam kalitesinin geliştirilmesi açısından büyük önem taşır.
Sorular, Yanıtlar ve Öneriler…
Hepimizin bildiği gibi, markalaşan şehirlerin kendilerine özgü ürün, hizmet ve özellikleri vardır. İstanbul’un Boğaz manzarası, Sultan Ahmet Camii, Aya Sofya Müzesi, Nevşehir’in Kapadokya Bölgesi, Afyon ilindeki Kaplıcalar, İnegöl Köftesi, Hatay’ın Künefesi, Aydın’ın İnciri, Van Kedisi, Sivas Kangalı gibi örnekleri şehir pazarlaması ve markalaşmayı etkileyen önemli faktörler kapsamında gösterebiliriz. Gelelim Eskişehir’e… Eskişehir’de markalaşma açısından yararlı unsurlar olarak Lületaşı, Frig Vadisi, Çibörek, Devrim Arabası, Karakurt Lokomotifi gibi ögeler ön plana çıkıyor. Bunların yanı sıra, hava sporları, doğa etkinlikleri ve termal turizm aktiviteleri de dikkat çeken diğer unsurlar olarak karşımıza çıkıyor. Esasında bir şehrin markalaşması açısından çok önemli faktörlere sahip olduğumuzu da belirtmek isterim. Peki, biz bu ögeleri Eskişehir’in markalaşması konusunda yeterince iyi kullanabiliyor muyuz? Birçok konuda konferans ve organizasyonlar düzenleniyor. Bu organizasyonlar ve konferanslarda alınan kararlar, ortaya çıkan fikirler hangi oranda uygulamaya dönüştürülebiliyor? Yoksa bu etkinlikler sadece fikir ve öneri aşamasında mı kalıyor? Son yıllarda yapılan birçok etkinlik ve konferansın ne yazık ki beklentiyi karşılayamadığını görüyoruz. Bu organizasyonların uzun vadede sürdürülebilir bir içeriğe sahip olmaması, tanıtım eksikliği ve konusunda yeterli eğitime sahip olmayan kişilerin yönetimi nedeniyle niteliksiz kalması da üzerinde durulması gereken konular olarak karşımıza çıkıyor. Biz esas konumuza dönelim ve isterseniz şehrimizin fark yaratan önemli unsurlarından Lületaşı ile başlayalım. İnternet kavramı günümüz dünyasında önemli ve en kolay şekilde bilgi, değerlendirme ve yorumlara ulaşabileceğimiz bir alan ve hepimizin bu alanı verimli ve doğru bir şekilde kullanması birçok açıdan önemli bir rol oynuyor. Dünya rezervlerinin önemli bölümünün ilimizde bulunduğu ve değerli bir kayaç olan Lületaşını internette çok kullanılan üç arama motorunda aradığınızda karşınıza lületaşı hakkında birçok link çıkıyor. Fakat arama sonuçlarında çıkan linklerin çok azının Eskişehir ile ilgili kurum ve kuruluşlara ait olduğunu da belirtmek gerekiyor. Özellikle Eskişehir kurum ve kuruluşlarının düzenlediği Lületaşı etkinliklerine arama sonuçlarının ilk sayfalarında çok az rastladığımı da söylemek isterim. Etkinlik ve organizasyonlarla ilgili yüzeysel bir araştırma yaptığımda, birçok kişinin lületaşı ile ilgili düzenlenen etkinlikler hakkında bilgi sahibi olmadığını da iletmek isterim.
Kurum ve kuruluşlarımız tarafından lületaşı ile ilgili olarak düzenlenen organizasyon ve festival tanıtımlarının daha kapsamlı ve geniş bir bölgeye yapılmasının ilimiz açısından daha yararlı olacağını düşünüyorum. Ayrıca Lületaşı tanıtım fotoğraflarının birçoğunda lületaşından yapılmış pipoları ve lületaşı ile çalışan ustaların fotoğraflarını görüyoruz. Bu görsellerin bazıları çok güzel ama sürekli aynı temaların kullanılmasının sebebi nedir acaba? Lületaşından başka ürünler yapılamıyor mu veya tanıtım için daha ilgi çekici ve yaratıcı fotoğraflar mı çekemiyoruz? Sanırım bu konu üzerine detaylı bir çalışma yapmamız gerekiyor. Diğer yandan, lületaşı ile ilgili kitap ve yazılı kaynakların az sayıda olması da dikkatimi çeken diğer bir konu oldu. Lületaşı, ilimiz için çok önemli bir değer ve bence ülke çapında hatta uluslararası düzeyde organizasyonlar, projeler ve yayınlar üzerine daha detaylı çalışmamız gerektiğini düşünüyorum. İlimizin ikinci değer katan faktörü Frig Vadisi… Eskişehir turizmi açısından geliştirilebilir ve sürdürülebilir projelerin başında geliyor. Yıllardır Frig vadisi projesinin fazla geliştirilemediğini ve yeterli ilgiyi görmediğini düşünüyorum. Tabii ki bunun nedenleri arasında vadi ile ilgili husus ve süreçler, ekonomik koşullar, yatırımcılar ve tanıtım gibi unsurlar bulunuyor. Son zamanlarda balon turlarına kapılarını açan Frig vadisi oluşturulacak etkili projeler ve yatırımcılar ile geliştirilebilirse bence yeni bir Kapadokya ile tanışabiliriz. Ayrıca sürdürülebilir güçlü bir projeye yurtdışından hem yatırımcı hem turist olarak büyük talep olacaktır. Bu derece bir oluşumun sadece Eskişehir’e değil aynı zamanda Frig vadisinin diğer bölümlerini içeren Afyon ve Kütahya illerine de önemli katkı sağlayacağını düşünüyorum. Bu bağlamda üç ilin oluşturacağı ortak çalışmalarla Frig vadisi ön planda daha fazla yer alacaktır.
Bir diğer unsurumuz birçoğumuzun severek yediği Çibörek... Gastronomi ile ilgilenenlerin daha iyi bildiği gibi, Çibörek esasında Tatar mutfak kültürünün önemli bir ögesidir ve zamanla Eskişehir ile özdeşleşmiştir. Diğer yandan, ülkemizin farklı yörelerinde Çibörek benzeri ve onu andıran yiyeceklere de rastlayabiliyoruz. Peki, ilimizle özdeşlemiş bir yiyecek ile ilgili ne gibi etkinlikler düzenleniyor? Çibörek ile ilgili hatta daha geniş bir kapsamda ilimizin yemek kültüründe yer alan Bamya çorbası, Arabaşı, Met Helvası, Boza ve Halkalı Şeker gibi yiyeceklerle ilgili bir festival veya organizasyon oluşturularak markalaştırma çalışmaları güçlendirilebilir mi? Ben Eskişehir’in zengin yemek kültürünün, markalaşma çalışmalarına, düzenlenecek etkili organizasyonlarla büyük yarar sağlayacağını düşünüyorum. Diğer önemli unsurlarımız, 1961 yılında üretilen ilk yerli otomobil Devrim arabası ve aynı tarihte hizmete giren ilk lokomotifimiz Karakurt... Yukarıdaki unsurlar için sorduğum soruyu bu iki öge içinde sormak istiyorum. Eskişehir’in markalaşma çalışmaları için bu iki değeri yeterince kullanabiliyor muyuz? Bu iki değeri daha çok insanın görmesi ve tanıması için neler yapabiliriz? Devrim arabası ve Karakurt Lokomotifinin Eskişehir’in bugüne kadar yapılan tanıtım, broşür ve logolarında yeterince yer almadığını görüyoruz. Yerel üretim kavramının çok önem kazandığı ve üzerinde durulduğu bugünlerde Devrim ve Karakurt ile ilgili üretilecek tanıtımlar, organizasyonlar ve reklam çalışmaları Eskişehir’e ve Eskişehir’in markalaşma çalışmalarına daha da değer katacaktır.
Yukarıdaki bu bilgiler ve değerlendirmeler eşliğinde, Brand Finance şirketinin analizine kısaca tekrar değinmek istiyorum. Daha önceden bahsetmiş olduğum gibi, markalaşma açısından önemli ögelere sahip olan Eskişehir, Brand Finance şirketinin yapmış olduğu “Turkey Metropol 30 – 2019” isimli çalışmasında, “Türkiye’nin En Değerli Büyükşehir Markaları” listesinde 19. sırada yer alırken, “Türkiye’nin En Güçlü Büyükşehir Markaları” listesinde 11. sırada konumlanıyor. Peki, bu kadar güçlü ve etkili markalaşma unsurlarına sahip olan Eskişehir bu listede daha üst sıralarda kendine yer bulabilir mi? Eskişehir marka şehirler listesinde ön sıralarda yer alıyor ve markalaşma üzerine tüm ilgili kurum, kuruluş ve yetkililer tarafından güzel çalışmalar da yapılıyor. Diğer yandan, ben şehir pazarlaması ve markalaşması açısından Eskişehir’in önemli ögelere sahip olduğunu düşünüyor ve yukarıda bahsetmiş olduğum öneriler sonucunda gerçekleştirilecek etkili ve güçlü sürdürülebilir projelerle gelecek yıllarda daha üst sıralarda yer alacağımıza inanıyorum.
Seyir defterinin yeni bölümlerinde görüşmek dileğiyle…
İletişim:
E-mail: [email protected]
Twitter: YigitMumcu